Trekinturkey Kapadokya Göre Açık Hava Müzesi 31.1.2015
near Göreme, Nevşehir (Türkiye Cumhuriyeti)
Viewed 1871 times, downloaded 29 times
Trail photos
Itinerary description
Rehber Argun Baydan
Ad: goreme açıkhava muzesi
Ad: goreme açıkhava muzesi
Başlangıç zamanı: 01/31/2015 12:42
Varış zamanı: 01/31/2015 14:04
Mesafe: 2,7km (01:22)
Hareket süresi: 00:42
Ortalama hız: 2km/h
Ort. hareket hızı: 3,8km/h
Maks. hız: 11,7km/h
Minimum rakım: 1104m
Maksimum rakım: 1185m
Yükselme hızı: 138,7m/h
Alçalma hızı: -54,6m/h
İrtifa kazancı: 84m
İrtifa kaybı: -40m
Yükselme süresi: 00:36
Alçalma süresi: 00:44
Waypoints
Comments (3)
You can add a comment or review this trail
Kapadokya, (Pers dilinde Katpatuk; “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir). Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.
İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi putperestlerin zulmünden kaçan Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştirKapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.
Kapadokya bölgesiyle ilgili ilk bilgiler Kültepe’de ele geçen çivi yazılı tabletlerden elde edilmiştir. Edinilen bilgilere göre Kapadokya bölgesinin en eski sakinleri Hattiler ve Luvilerdi. M.Ö. 3. bin yıl sonuyla 2. bin yıl başlarında bölgeye gelen Asurlular başta Kaneş (Kültepe) olmak üzere pekçok ticaret kolonileri kurmuşlardı. M.Ö. 2. bin yılın başlarından itibaren Anadolu’ya gelen Hititler Kapadokya’yı da içine alan bir bölgeye yerleştiler. Daha sonra kurdukları devletin ve onu takib eden imparatorluğun en önemli merkezleri bu bölgede yer aldı. M.Ö. birinci bin yılın başlarında Hititlerin Anadolu’da zayıflayarak Güneydoğu Anadolu ve Mezopotamya’nın kuzeyine çekilmeleri üzerine Kapadokya önce Frigyalıların daha sonra da Perslerin eline geçti. Persler Anadolu’ya Zerdüşt dinini ve ateşe tapma inanışını getirdiler. Bu inanış için bir sembol teşkil eden Argaios (Erciyes) Dağı civarı ateşperestliğin en çok yayıldığı yöre oldu.
M.Ö. 4. yüzyılın sonlarına kadar bölge Perslere bağlı Satraplarca idare edildi. İskender Anadolu’dan geçerken Kapadokya’da durmadıysa da ona karşı bağımsızlığını ilan eden I. Ariarathes’in üzerine komutanlarından Perdikkes’i gönderdi. Daha sonra Selevkoslara bağlı mahalli krallarca idare edilen Kapadokya, Selevkos Kralı III. Antiokhos’un Magnesia (Manisa) yakınlarında Romalılara yenilmesinden sonra, Romalıların hakimiyeti altına girdi. M.Ö. birinci yüzyıl boyunca çeşitli Pontus ve Ermeni saldırılarına rağmen Roma’ya bağlılığını sürdüren Kapadokya, M.S. 17’de Roma İmparatoru Tiberius tarafından ilhak edildi. Daha sonra Hıristiyanlık döneminde önemli merkezlerden biri haline gelen Kapadokya İslamiyetin doğuşundan sonra 7. yüzyıldan itibaren İslam ordularının akınlarına uğradı. 647’de hazret-i Muaviye tarafından Kayseri fethedildi. 709’da en önemli sınır kalelerinden olan Tyana İslam hakimiyetine girdi. 1072 de Selçukluların idaresine giren Kapadokya Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.
Bugün antik ve turistik bir bölge olma vasfını koruyan Kapadokya’da düşman hücumlarından korunmak için yer altına oyulmuş birbirine dehlizler veya kuyularla bağlı katlardan meydana gelen Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak, Göztezin, Konaklı yer altı şehirleri vardır. Hayat için her türlü imkanın bulunduğu yeraltı şehirlerinde, dışarıyla bağlantılı olan koridorlar, bir yatak üzerinde dönen değirmentaşı biçimindeki büyük taşlarla kapatılıyordu. Kapadokya bölgesinde Bizans döneminden kalma tüf (yumuşak) kayalara oyulmuş kiliseler, capellalar, manastırlar ve keşiş hücreleri vardır. Ihlara Vadisi, Zelve, Çavuşin, Ürgüp, Göreme, Avanos, Belisırma Vadisi, Avcılar, Uçhisar, Ortahisar ve Soğanlı Vadisinde yüzün üzerinde kilise ve capella bulunmaktadır. Özellikle Ihlara Vadisi, yapılarının çokluğu ve duvar resimlerinin çeşitliliğiyle dikkati çekmektedir
Kayalara oyulmuş bu yapıların yanısıra bağımsız yapılar da vardır. Erciyes dağının yamaçlarında kesme taştan yapılmış mahalli özellikler gösteren binalar bulunur. Niğde’nin Aktaş köyündeki Andaval Bazilikası 6. yüzyılın klasik üslubunda, bazilika planında üç sahanlı bir yapıdır. Kayseri’nin Tomarza ilçesindeki Meryem kilisesi mahalli özelikler gösteren mimarisi, kesme taştan cephesindeki işçiliğiyle dikkati çeker. Kırşehir’in kuzeyindeki Üçayak kilisesiyse tamamen tuğlayla yapılmıştır.