Tirebolu - Karaca Mağarası - Limni Gölü

0 rakımdan 2290 metreye, Karadeniz'in güzel yaylalarına keyifli çıkış. Limni Gölü'ndeki tesiste çadırımızı kurmak istediğimizde, buradaki görevlilerin, çöp konteynırları yüzünden ayıların sık sık ziyaretine uğradıklarını söylemesi (hatta gece çekilen bir kamera kaydı izletmeleri) ve zaten gölün oldukça kalabalık olması yüzünden hemen yakınındaki yayla evlerinin oraya kamp attık. Burayı da bize gölde çalışan bir çocuk önermişti: 'Abi, gidin şu aşağıdaki evlerin orada çadır kurun. Buraya gelener genelde orada kurarlar çadırlarını. Daha yeni birileri vardı çadır kurmuşlardı, 2 gün önce gittiler.' Bu öneriye kulak verdik ve o tarafa sürdük. Kamp yeri ararken yayla evlerine kafa dinlemeye gelmiş bir aile bize evlerinin arka tarafındaki yamaçta kalabileceğimizi söylemesi üzerine burada kaldık. Zaten yorulmuş ve daha fazla devam etmek istemiyorduk. Öğretmen bir aile olduğunu bizi akşam yemeğe davet ettiklerinde öğrendik. Çok cana yakın insanlardı. Yemekleri de pek lezzetliydi:)

Gece dağların tepesinden aşağıya süzülen müthiş bir sis şovu vardı. Bir de ayıları korkutmak için sıktıkları belki de 100 mermi sesi:) Çatışmada gibi şarjörü boşaltıyorlardı. Karşı yamaçtan da cevap geliyordu av tüfeğiyle. Karadenizli insanların silahları çok sevdiğini bizzat yaşayarak öğrendik. Sadece bu gece değil, gerçekten bir çok kez silah sesleri duyuyorduk. Gece gündüz farketmiyor, sıkıyorlar:) Gezi sonunda artık biz de alışmıştık. Hatta bir keresinde Nilgün'le birlikte motor üzerinde fotoğrafımızın olmamasından dolayı birisinden rica ettik ki cep telefonumuzla bizi çeksin; biz pozumuzu verdik, eleman çekmeye başladı ki yanındaki arkadaşı belinden silahı çıkartıp yanımıza geldi ve 'Böyle daha iyi olur daa' diyerekten havaya ateş etmeye başladı:D Gülelim mi napalım bilemedik. Şaşkın insan:D Anı oldu bize de işte..