Activity

Sokullupınar - Karasay - Eznevit

Download

Trail photos

Photo ofSokullupınar - Karasay - Eznevit Photo ofSokullupınar - Karasay - Eznevit Photo ofSokullupınar - Karasay - Eznevit

Author

Trail stats

Distance
17.56 mi
Elevation gain
10,138 ft
Technical difficulty
Moderate
Elevation loss
7,589 ft
Max elevation
11,560 ft
TrailRank 
36
Min elevation
6,773 ft
Trail type
One Way
Time
10 hours 47 minutes
Coordinates
11235
Uploaded
November 2, 2021
Recorded
October 2021
Be the first to clap
Share

near Emmi Yaylası, Niğde (Türkiye)

Viewed 286 times, downloaded 29 times

Trail photos

Photo ofSokullupınar - Karasay - Eznevit Photo ofSokullupınar - Karasay - Eznevit Photo ofSokullupınar - Karasay - Eznevit

Itinerary description

BÜDAK 2021 Sonbahar Kampı Faaliyeti, raporun tamamına linkten ulaşabilirsiniz:
http://www.budak.boun.edu.tr/index.php/genel/budak-2021-sonbahar-kampi-faaliyet-raporu-497.html

Ekip: Hakan Ak, Mustafa Akar

Malzemeler: Kazma (İp, iniş setleri ve kramponları kampa getirsek de yanımıza almamaya karar verdik.)

Uzun kararsızlığımız sonucu en sonunda Karayalak üzerinden çıkıp, Eznevit Yayla’dan inmeli Karasay-Eznevite Mustafa’yı ikna etmiştim. Daha önce yazın gözüme kestirdiğim bu rota Sokullupınardan o şartlarda yapabileceğimiz sınırlı sayıda rotalardan birisiydi. Önceki bilgilerimizi tazelemek adına rotanın GPS kayıtlarına ve rehber kitaptaki Eznevit yaylasından çıkış rotasına tekrar bir baktık. Rotanın görünürde büyük bir zorluğu yoktu. Zaten son 3 ayda 2 kez git-gel yaptığım Karayalak vadisinden geçerek mola taşından Karasay beline sapıp oradan Karasay ve Eznevite yürüyerek Eznevit’in Güneybatı yüzü rotasından Eznevit Yayla’ya inip patika üzerinden Karayalak’a bağlandıktan sonra kamp alanımıza geri dönecektik. Kondisyonumuza güveniyorduk ve bu yüzden uykumuzu iyice alıp, saat 4te uyanıp saat 5te yola çıkmak üzere sözleştik. İkimiz de uyanır uyanmaz bir şeyler yemeyi sevmediğimizden ikişer lavaş hazırlayıp yol üstünde molada yemeye karar verdik.

Sabah 3.55’te, 4teki alarmımdan önce uyandığımda dışarda Bozkaya ekibinin seslerini duyuyordum. 5 dakika daha sıcak tulumumda kalmaya karar verdim. Alarmım çaldıktan sonra ve Mustafa’nın da sesini duyduktan sonra çıkıp hazırlanmaya başladım. Suyumuzu kaynatıp çayımızla termosladıktan sonra, planladığımız üzere saat 5’te yola çıktık. 23 dakikada Karayalak’a vardıktan sonra kısa bir üst baş düzeltme ve poli yapma molası verdik. Tekrardan yola çıktığımızda açlığı hissetmeye başlamıştım. 6.15’te Karayalak kapıya vardık ve kapının altındaki rüzgarı kesen büyükçe bir kayada kahvaltı molası verdik. 15 dakikalık molanın ardından yaklaşık 1 saat daha yürüdük ve 7.30 gibi patikanın nispeten düzleştiği kısmın başlangıcındaki bu yoldan her geçtiğimde mola verdiğim büyükçe kaya bloğunun kenarında mola verdik. Bu sırada beni Karayalak çıkışında bir anda çıkıp korkutan köpek de yanımıza geldi.

Yine 15 dakika süren molamızın ardından tekrar yola çıktık, havanın da aydınlanmasıyla birlikte önümüzde Kızılkaya’nın heybetli kütlesi ve Karasay beli yavaştan görünmeye başlamıştı. Tek bir sorun vardı, o da karla kaplı olmalarıydı. Saat 8.30 sularında mola taşına vardığımızda, Kızılkaya tarafından bele yürüyen yaklaşık 10 kişilik grubu görünce keyfimiz yerine geldi. İzlerini takip edebiliriz diye düşündük, ancak yol üstünde tek sıra halde 10 dakika kadar durmaları aklımıza “Acaba kar sert de krampon mu takıyolar?” sorusunu getirdi. Çünkü zirve yolunda kar olsa bile yumuşak olacağını düşünüp kramponlarımızı almamıştık. Sonrasında bu düşünceyle ufak bir tırmanış etabı içerse de 2 ay önce İbrahim, Ömer ve Şevket ile çıktığımız yerden çıkmamızın bildiğim yer olması sebebiyle daha iyi olacağını düşündük ve o tarafa doğru yöneldik. Zaten yolda grubun izini dik kesmemize rağmen ize de rastlayamadık, vadinin üst kısımlarından eden şiddetli rüzgarın üzerini örttüğünü düşündük.

20 dakikalık bir moladan sonra, bir Mustafa bir ben önde giderek, üzeri karlarla kaplanmış çarşaklı patikadan babaları takip ederek yükselmeye başladık. Daha önceden, İbrahimle bele çıkarken babaların bittiği yerde önümüze çıkan ufak setleri aşarak bele ulaşmıştık. Bu sefer iz açarak ilerlediğimiz ve çok rüzgar estiği için ileriye çok bakamamıştım ancak neden bu kadar uzun sürdü düşüncesiyle kafamı kaldırdığımda bizim tırmandığımız yerin solunda kaldığımızı farkettim. Bizim takip ettiğimiz babalar Kızılkayanın eteklerine doğru ilerliyordu. Aşağı inip tekrar sağdan çıkmak bize çok vakit ve enerji kaybettirecekti. Sağ tarafa doğru yürümek ise üzeri tamamen kar kaplı ve slab/çarşak karışımlı bir yüzeyde tehlikeli olacaktı. İlerkerken setlere doğru bakıp, rahat bulduğumuz bir yerden bele doğru tırmanmaya karar verdik. Mustafa önden, ben de arkasından onun bastığı kayalara basarak, her bastığımız yeri kontrol ederek ve kazmayla destek alarak yavaşça beli çıkmaya başladık. Açık söylemem gerekirse hayatımdaki en korktuğum anlardan birisiydi. Bu kısım yaklaşık 25 dakika sürse de o anda 1 saatten uzun hissettiriyordu. En sonunda Mustafa’nın “Sonunda! Güneş!” nidalarını duyup ben de son bir gazla bele tırmandım.

10.15 itibarıyla bele varmış ve güneşlenip çayımızı yudumlama arzusuyla tutuşuyorduk. Ancak belde güney yönünden esen şiddetli rüzgar tüm hevesimizi kırmıştı. Nereye otursak oradan esmeye başlıyordu, çok beklememeye karar verip ayakta atıştırdıktan sonra ilerlemeye karar verdik. Çünkü üzerimde içlik, polar ve kar montu olmasına rağmen rüzgar sebebiyle durduğumda üşümeye başlıyordum. Yol üstünde kuytu bir yer bulmayı umuyorduk. Bu sırada ben tırmanış sırasında farketmediğim, polar eldivenimin, karlı kayaları tutarken ıslanmasıyla ve kazmanın da soğukluğuyla sağ el orta ve yüzük parmaklarımın epeyce üşüdüğünü ve hissizleşmeye başladığını farkettim. Bir süre Mustafa’nın kar eldivenini giyince kendine geldi. (Kendime not: Lütfen kampa kadar getirdiğin kar eldivenini yanına almaya üşenme.

Saat 11’de Karasay zirveye babaları takip ederek, güneyimizdeki eşsiz Alaca Kaldı manzarası eşliğinde ulaştık. Mustafa üşenmeyip, o rüzgarda eldivenlerini çıkarıp zirve defterini doldurdu 😀 Sonrasında Eznevit’e doğru ilerlerken önümüzdeki dönmeye başlayan grupla karşılaştık. Ekip liderine arka taraftan inme planımızdan bahsedince bize detaylıca bir yol tarifi verdi. Yine babaları takip ederek saat 12’de Eznevit zirveye vardık. Ne yazık ki yol boyunca duracak rüzgarsız bir yer bulamamıştık. Yaylaya inip mola verme isteğiyle yanıp tutuşuyorduk. Zirvenin güneybatı yamacına geçmiştik ki rotanın çok büyük kısmının slab ve üzerlerinin karla kaplı olduğu gerçeği bizi üzdü. Aşağıya baktığımızda 100-150 metre aşağıda kar bitiyordu ve yamacın sağ tarafı da karsızdı. Biz de sağa geçersek ordan kaptırırız düşüncesiyle sağ tarafa yöneldik. Ancak önümüzde kalan 3 metrelik altı hiçbir şekilde görünmeyen bir kısımda tıkandık. (Burada daha sonrasında yanımızda uzun perlon veya ip olsa çok rahat aşabileceğimizi farkettik 🙁 ) Sonra biraz daha alttan sağa geçme düşüncesiyle biraz alçalıp tekrar denedik ancak sonuç nafileydi. GPS üzerinden bu rota inildiyse çarşaktan inilmiştir diyip tam rota üzerine gelip sağda solda çarşak aradım ancak buradan da bir şey çıkmadı. Sonrasında daha solumuzda denk gelen bir çarşak ile 7 8 metre indik ama çarşak tükendi. Sonra biraz daha solda devam eden bir kısım bulsak da 5 metre indikten sonra inebilebileceğimiz hiçbir zemin göremiyorduk. Üstüne sağ tarafa gitmek isterken gitgide sol tarafa doğru yönelmiştik. Kafamdan herhalde dağda böyle kalınıyor diye düşünüyordum. Sonrasında Mustafa’nın güneyimizdeki bulutları görmesiyle, rüzgarın da bu yönden estiğini bildiğimizden seri bir biçimde geri dönme kararı aldık. Bu sırada saat 13 olmuştu. Yamaçta yaklaşık bir saat debelenmiştik.

İndiğimiz yerleri geri çıkıp zirvenin biraz daha altından patikaya bağlandık. Bele doğru seri adımlarla ilerliyorduk. Düşüncemiz bulutlar biz beldeyken buraya gelirse büyük sıkıntıya gireceğimiz yönündeydi. Ancak 13.30 gibi tekrardan baktığımda bulutların hiç ilerlememiş olduğunu farkettim ve bunu da Mustafa’ya söyledim. (Daha sonra Emmi’den öğrendiğimiz üzere o bulutlar bu tarafa hiç geçmiyormuş) Biraz daha rahatlamış halde yürümeye devam ettik. Çıktığımız yerden değil, grubun açtığı patikadan inmeyi planlıyorduk. Kramponları olmadığını da görmüştük. Belin Karasaya yakın tarafından patikayı bulduk ve çarşaklardan kaya kaya inmeye başladık. Saat 14.45’te mola taşına vardığımızda deriin bir “oh” çekip yayıldık. Yaklaşık 5 saattir oturup enikonu bir mola verememiştik. Bu sırada kamptakilere haber vermek istedik. Çünkü telsizimizin pili bitmişti ve bu yüzden belde telefon ile arayarak konumumuzu haber etmiştik. Sonradan telsize yedek pil takmış olsak da ses vermek için bastığım anda telsiz kapanmıştı. Telefonumu elime alıp açtığımda, whatsapptan düşen, Ayşegül’ün gruba konum attığı ve bilgi verdiği mesajları gördüm. Sonrasında endişeyle Ayşegül, Kayacan ve Ömer’i aradıysam da açan olmadı. Tam bu sırada Miray gruba birisine ulaşmak isterseniz arayabilirsiniz diye mesaj atınca onu arayıp durumu öğrendik ve nerede olduğumuzun bilgisini verdik. Mola taşında 1 saate yakın mola verip dinlendik. Sonrasında harekete geçip saat 5 civarında kampa döndük.

Kimi yerde heyecanlı, kimi yerde korkunçlu bu eğitici zirve için Mustafa’ya çok teşekkür ederim!

View more external

Waypoints

PictographCampsite Altitude 6,530 ft

Sokullupınar Kamp Alanı

PictographCampsite Altitude 6,924 ft

Karayalak Kamp Alanı

PictographMountain pass Altitude 11,378 ft
Photo ofKarasay Beli

Karasay Beli

PictographSummit Altitude 11,648 ft
Photo ofKarasay Zirve Photo ofKarasay Zirve

Karasay Zirve

PictographSummit Altitude 11,532 ft
Photo ofEznevit Zirve

Eznevit Zirve

PictographWaypoint Altitude 8,353 ft

Karayalak Kapı

PictographWaypoint Altitude 10,248 ft

Mola Taşı (Bivak Kayası)

PictographPanorama Altitude 9,364 ft
Photo of20211030 075035

20211030 075035

Comments

    You can or this trail