The B and P Trail - 02

Boyalık Ağzı

Boyalik Agzinda aksamin geç saatlerinde geldigimde karanlikti. nerdeyse her yaz gelen ve burada kalan sabit cadir, baraka da kalan iki kisi ile tanistim. Davetleri uzerine beraber cay ictik. Geç olmius yorgundum. Cadirima cekildim. Huzursuz bir gece gecirdim. Kum gemilerinin denizden cektigi kum islevinin gürültüleri gecenin gec saatlerine kadar devam etti. Kumlari doldurmus olacaklarki gemilerin sesi kesildi. Gecenin sezsizligini yanliz bülbüller doldurdu. Onlarin sesleri ile dalmisim. Sabahin gec erken saatlerinde uyandim. Sahilin diger konuklari tarafindan kahvaltiya davet edildim. Kahvalti oncesi Mehmet abinin oglu ile dere iclerine yuruduk. Tavsiye ederim

Boyalık Ağzı

Saat 09:30 gibi yola ciktim.

Orman yolu

Boyalık ağzından ayrılıyorum. Sahilde 2. Dünya savaşı sırasında inşa edilen kumlar için nde kalmış gözüktü gözükecek durumunda sahil topçu beton bataryasını görüyorum. Bu tür iki kişilik beton bataryalar doğduğum Zonguldak ın tüm sahillerinde de var. Merakım dan içine girip bakmıştım da. Likya kata mezarlarına benzetmiştim. Sahilden Orman yolu düzlüğüne kadar zik zaklı yolu tırmanıyorum. İki tarafı ormalı araçların da geçtiği yol. Mayıs ayında kır çiçekleri ile dolu. Çoğu orman arazisi parsellenmiş. Bunu anlamak zor.

Taş ocağı sahili

Orman yolundan, Taş ocağı na inerken, uçurum kenarında inerken çantalarımı yukarda bırakıp Canon makinamı aldım. Aşağı yukarı bi 20 m aşağıya yürüyüp uçurum kenarından sahilin fotoğrafını çekeceğim. Son 4, 5 m si yukardan yuvarlanmış küçük kırık, çakıl taşları ile dolu. İniş hızı ile yaklaştığımda, ayağımın altında taşlar tekerlek gibi yuvarlanya başladı, uçuruma birkaç onlu cm sonrası durabildim. Aşağı düşmüş olsam, düşünmek bile ürkütüyor. Fotoğraflar o uçurumdan çekildi.

Taş ocağı

Taş ocağı sahilinde koruculuk yapan genç bı delikanlı ile dik, zik zaklı zorlu tozlu keçi yolunu çıkıyoruz. Taş ocağı nın ana yolu muazzam tozlu, ara sıra daha da çok toz yapan iş kamyonlar geçiyor. Burda görülecek bişey yok.

Ince kum

Kurna

Dünün de yorgunluğunu bugün de hissediyorum. Sırt çantama sırtımı verip oturdum sahilde. Hava iyiki bulutlu, yorgunluğun uykusu bastı. Küçük sırt çantası yastık yapıp oturduğum yerde karın üstü yattım, bir elim göğsümün altında, bir elimde büyük sırt çantasında üstünde. Helikopter sesine uyanıyorum. Saate baktığımda 13:36. İyi, planlanan zaman içerisindeyim. Sahilde siesta, ooooof şimdi tüy gibi hafif ve enerji doluyum.

Karaburun

Sahil köy