Tematik Zambak Yolu ( Tek parça )

Babalı - Cebeci

Babalı Köyü ve plajında (Karasu Plajı) Karadeniz’e paralel batı yönünde sürüyor. Sırası ile karşımıza ilk çıkan doğal güzellik Dikli Plajı. Ardından Tuzağzı Plajı geliyor.

Rotamız denize paralel patikalardan sürüyor. Arakum Plajı’nın ardından saklı koyları geçtikten sonra Uzunkum Tabiat Parkı’nın olduğu alana giriş yapıyoruz. Kum zambaklarının en yoğun olduğu bölge burası. Uzun bir kumsalda denize sıfır yürümenin
keyfi burada.

Uzunkum Plajı’nın ardından Karadeniz’de bulunan iki adadan (diğeri Giresun’da) bir olan Kefken Adası’nın karşısından ve muhteşem koyların kenarından yürüdükten sonra Mavi Bayraklı Cebeci Plajı’na girmiş olacağız.

Cebeci - Kerpe

Cebeci’de konaklama ve yemek gibi ihtiyaçlarımızı giderebileceğimiz çok yer var. Plajın sonundan yine denize sıfır konumda yürüyüşümüz sürüyor. Muhteşem kayalıkların ardından, kayalıkların en güzeli Pembekayalar’a ulaşmış olacağız.

Bu muhteşem coğrafyasının ardından günbatımının en güzel izlenebildiği Kovanağzı’na varmış olacağız. Kovanağzı Köyü ve plajını hemen geçtikten sonra Karadeniz’den
100 metre ayrılacağız. Tüm rota boyunca denizden en çok uzaklaştığımız yer bu bölge. Çünkü burada askeri bir alan bulunuyor. Bu alan geçildikten sonra tekrar denize Kapri Plajı’nda kavuşuyoruz.

Buradan sonra Kefken Limanı ve köyünü geçtikten sonra Kumcağız’a doğru yol alıyoruz. Kefken bu bölgedeki kasaba yerleşimlerinin en büyüğü. Konaklama ve her türlü yemek-içmek gibi ihtiyaçların karşılanabileceği bir yer. Balık mevsiminde en taze ve lezzetli balık yeme imkânı burada mevcut.

Kumcağız’ı geçtikten sonra birçok küçük koyu geçerek patikadan yol aldıktan sonra yine sahilden çok az uzaklaşacağız. Kerpe’nin girişinde sadece hanımlara ait olan bir plaj var. Sahilden yola çıkıp Kerpe Kayalıkları’na doğru rotamız sürüyor. Kerpe tam anlamı ile turistik bir kasaba.

Kerpe - Sarısu

Kerpe sahilini geçtikten sonra yolculuğumuz boyunca sadece bu bölgede ana yoldan çok az bir süre yol alacağız. Kısa bir yürüyüşten sonra Ömerağzı Koyu’na varıyoruz. Koyun içerisine girip sahilden yola devam edebiliriz.

Yine ana yoldan bir süre daha yol aldıktan sonra ilk sapaktan denize vardığımızda karşımızda muhteşem Kerpe manzarası bizi bekliyor olacak. Burası Eski Kerpe. Bastığınız yere dikkat edin çünkü tarihi bir taş döşeme yoldan yürüyorsunuz. Eski Kerpe’ye saptığımız yere geri döndükten sonra bir süre daha ana yoldan ilerleyip ilk bulduğumuz aralıktan denize doğru giriş yapıyoruz.

Yine muhteşem kayalıklarla karşılaşıyoruz. Masmavi bir deniz ve muhteşem kayalıklar eşliğinde yürüyüşümüz sürüyor. Bu bölgede çok güzel koylar var. Büyük koyun bitiminde dik çıkış ve iniş olan bir bölge var. Burada dikkatli olmakta yarar var. Özellikle iniş biraz sıkıntılı. Bu bölgeyi es geçip üstteki patikadan geçmek daha güvenli olur.

Bu bölgeyi geçtikten sonra karşımıza bir üniversitenin araştırma yerleşkesi çıkacak. Burasını da yola çıkarak ve bir süre yolda ilerleyerek çözüyoruz. Karşımıza çıkan su kaynağının ismi Sarısu. Sarısu üzerindeki köprüden geçtikten sonra Seyrek Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’na girmiş oluyoruz.

Sarısu - Seyrek

Sarısu Plajı’nda tesisler bulunuyor ama dışarıya hizmet veren tesis yok. Plajın sonuna kadar yürüdükten sonra çıktığımız yükseltiden muhteşem bir coğrafyada olduğumuzu görebiliriz.

Kış aylarında kardelen, siklamen, bahar aylarında çuha çiçeği ve menekşe bu bölgede çok bulunuyor. Yine bu bölgede güzel çayırlık alanlar ve muhteşem kayalıklar var.

Palamar Koyu’nu çektikten sonra şirin bir balıkçı köyü olan Seyrek’e varıyoruz. Burada ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek küçük çapta işletmeler bulunuyor. Dere üzerinde bir köprü var, köprünün ardı yeni bir rota…

Seyrek - Bağırganlı

Küçük balıkçı köyü Seyrek’ten yola çıktığımızda karşımıza bir kültür mirası eser çıkıyor; Seyrek Kalesi. Kaleyi geçtikten sonra, sitelerin bulunduğu alandaki patika, yoldaşlarını muhteşem koylara ulaştırıyor.

Sıra sıra koylar geçildikten sonra bir koyun sırtında incir ağaçlarının bulunduğu bir alana varıyoruz. Bu bölge çok etkileyici. Koyların muhteşem görüntüleri eşliğinde süren yolculuğumuz Kesecik Koyu ve bir tatil sitesi geçerek devam edecek.

Kesecik Koyu’ndan sonra çok sayıda küçük koyu geçip muhteşem kayalıkların bulunduğu bir alana varıyoruz. Sahili dolanıp araç yolu kenarında ulaştığımız güzel coğrafyanın
ismi; Kalıncak Koyu. Denize paralel patikayı takip ederek Bağırganlı’ya varmadan önce yine muhteşem kayalıklar görüyoruz.

Bağırganlı - İmrenli

Mavi Bayraklı Bağırganlı’dan kısa bir yürüyüşle Bağırganlı Limanı’na varabiliriz. Limanın içinden yürüdüğümüzde, limanın en sonundan bir patika yükseliyor. Yükseliyor derken; Zambak Yolu’nun en yükseğe ulaştığı nokta 70 metre. Rotanın sahilden en fazla uzaklaştığı mesafe 100 metre. Zambak Yolu; denize sıfır, sıfır rakımda giden bir rota.

Limanı geçtikten sonra yeniden turkuvaz koylar başlıyor. Muhteşem koylar, kayalıklar, çiçekler ve Karadeniz. Patikalar bizi Karadeniz’in en güzel koyuna götürüyor. Muhteşem koya daha varmadan eşine az rastlanır bir deniz havuzu kayalıklar, içerisinde bizleri bekliyor. Burada suya girmeyip de nerede gireceğiz?

Kayalıklar içerisindeki deniz havuzunu geçtikten sonra, yöre halkı arasında Malkaya olarak bilinen Sardala Koyu’na varıyoruz. Sardala Koyu gerçekten etkileyici. Sardala’dan sonra yine denize sıfır patikalardan, bir ara defne ağaçları içerisinden de geçerek Sakallı olarak
bilinen bölgeden İmrenli Koyu’na, Kocaeli-İstanbul il sınırına varmış bulunuyoruz. Bu koyun yaklaşık 3 km güneyinde Pınarlı Köyü bulunuyor.

İmrenli Koyu - Ağva

İmrenli Koyu’ndan sonra kayalıklar üzerinden, uçurumun kenarından süren rotamız Kadırga Koyu’na varmadan deniz kenarındaki kayalıkların üzerinden devam ediyor.

Kadırga Koyu’nun ilginç kayalık yapısını dikkatten kaçırmayalım. Burada küçük bir mağara var. Yöre halkı bu coğrafyayı Korsan Mağarası olarak isimlendirmiş.

Karadeniz kıyısı boyunca kayalıklar, defne ağaçları ve birkaç koyu geçtikten sonra Dik
Bucaklı Koyu ve Kilimli Koyu’na varıyoruz. Buradan yolculuğumuz Ağva Feneri’ne doğru oluyor.

Fenerden sonra yakın bir geçmişte Pisilis olarak isimlendirilen antik alandan ve antik taş yoldan Ağva Köprüsü’ne kadar süren rotamızı takip ediyoruz.