Activity

Taksim-Karaköy-Çemberlitaş

Download

Trail photos

Photo ofTaksim-Karaköy-Çemberlitaş Photo ofTaksim-Karaköy-Çemberlitaş Photo ofTaksim-Karaköy-Çemberlitaş

Author

Trail stats

Distance
7.61 mi
Elevation gain
535 ft
Technical difficulty
Moderate
Elevation loss
623 ft
Max elevation
343 ft
TrailRank 
49
Min elevation
4 ft
Trail type
One Way
Moving time
3 hours 10 minutes
Time
5 hours 23 minutes
Coordinates
1840
Uploaded
January 8, 2024
Recorded
January 2024
Be the first to clap
Share

near Taksim, İstanbul (Türkiye)

Viewed 50 times, downloaded 1 times

Trail photos

Photo ofTaksim-Karaköy-Çemberlitaş Photo ofTaksim-Karaköy-Çemberlitaş Photo ofTaksim-Karaköy-Çemberlitaş

Itinerary description

Trail from Taksim to Çemberlitaş passing through:
- Taksim
- Taksim Atatürk Anıtı
- Taksim Su Dağıtım İstasyonu (Maksen)
- İstiklal caddesi
- Aya triada rum ortodoks kilisesi
- Rumeli Han tünelleri
- Rumeli Han çatı
- Grand Pera (Cercle d'Orient)
- Atlas Pasajı
- Nevizade
- Çiçek pasajı
- Avrupa pasajı
- Mısır apartmanı
- Saint Anthony of Padua Kilisesi
- Loca
- İş Bankası resim heykel müzesi. Boudouy Apartmanı
- Terra Sancta Manastırı (capella hospitium)
- Galata mevlevihanesi
- Serdarı Ekrem sokak
- Doğan apartmanı
- Kırım Kilisesi
- Galata Kulesi
- İngiliz bahriye hastanesi
- Kamondo evi restorasyonu
- Kamondo merdivenleri
- Terziler Sinagogu
- Sankt Georg Avusturya lisesi
- Ceneviz ticaret odası
- Ceneviz Mahkemesi
- Arap Camii
- Kethüda Yahya Ağa Çeşmesi
- Tarihi Karaköy balıkçılar Çarşısı
- Galata köprüsü
- Melek girmez Sokak
- Deutsche orient bank (Germanya han)
- Mısır Çarşısı
- Tahtakale
- Beta yeni han
- Rüstem Paşa Camii
- Sağır han Bizans Zindanları
- Eirene kulesi
- Merdivenler
- Büyük Valide Han
- Rooftop cafe
- Bedesten
- Kapalı Çarşı
- Çemberlitaş Sütunu

Waypoints

PictographWaypoint Altitude 328 ft
Photo ofTaksim

Taksim

Taksim Meydanı, İstanbul'un kalbinde bir fırsat ve topluluk merkezi olarak öne çıkıyor. 1968'de ortaya çıkan bu alan, İstanbul'un zengin tarihine ve sürdürülebilir kentleşme projelerine ev sahipliği yaparak kentin önemli bir parçası haline gelmiştir. Taksim Meydanı, sadece buluşma ve dağılma noktası değil, aynı zamanda politik ve sosyal konuların odak noktası olmuştur. Taksim Camii, bu önemli meydanda tarihi, özellikleri ve hikayesiyle öne çıkan bir yapıdır. 1968'de başlayan düşünce süreci, 1977'de proje için izin alınarak hayata geçmiştir. Bu meydan, kentin araştırmalar ve projelerle şekillendiği bir kaynaktır. İnsanların davet edildiği bir kent çevresi olarak, iletişimsel kent hakkı, bilgi ve fikir alışverişi için bir alan sunmaktadır. Taksim Meydanı, mekânsal, psikolojik ve topolojik koşulları bir araya getirerek özerklik, güvenlik ve özgürlüğü garanti altına alır.

PictographMonument Altitude 276 ft
Photo ofTaksim Atatürk Anıtı Photo ofTaksim Atatürk Anıtı

Taksim Atatürk Anıtı

Anıt, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923'teki kuruluşunu anmak amacıyla inşa edildi. İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica'nın tasarladığı bu muazzam eser, halkın maddi katkılarıyla iki buçuk yıl içinde tamamlandı. Anıt, 11 metreye kadar uzanan yüksekliğiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucularını, özellikle Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak'ı tasvir ediyor. Bir yüzü Atatürk'ü askeri üniforma içinde gösterirken, diğer yüzü Cumhuriyet'in sivil yüzünü temsil ediyor. Taksim Cumhuriyet Anıtı, milli bayramlarda resmi törenlere ev sahipliği yaparak bu önemli olaylara tanıklık eden bir mekan haline gelmiştir. Türkiye'deki üç monoblok eserden biri olan bu anıt, diğerleri olan Sultanahmet Almançeşmesi ve Balat Demir Kilisesi ile birlikte ülkenin zengin kültürel mirasını oluşturan önemli yapılar arasında yer alıyor.

PictographMonument Altitude 253 ft
Photo ofTaksim Su Dağıtım İstasyonu (Maksen) Photo ofTaksim Su Dağıtım İstasyonu (Maksen) Photo ofTaksim Su Dağıtım İstasyonu (Maksen)

Taksim Su Dağıtım İstasyonu (Maksen)

Bu istasyon, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1874 yılında inşa edilmiş ve İstanbul'un su ihtiyacını karşılamak amacıyla hayata geçirilmiş bir mühendislik harikasıdır. İstasyon, Alman mühendis Wilhelm Dörpfeld tarafından tasarlanmış olup, o dönemdeki teknolojik ve estetik özellikleriyle öne çıkmaktadır. Neo-gotik mimari tarzıyla süslenmiş olan bu yapı, suyun Galata Kulesi'ndeki depolardan getirildiği ve ardından Beyoğlu'nun farklı bölgelerine dağıtıldığı stratejik bir noktada yer almaktadır.

PictographWaypoint Altitude 262 ft
Photo ofİstiklal caddesi

İstiklal caddesi

Bu tarihi cadde, sadece mimari zenginlikleri ile değil, aynı zamanda tarih sahnesine tanıklık etmiş önemli olaylarla da öne çıkmaktadır. Cadde, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde 1.4 kilometrelik bir alana yayılmıştır ve Taksim Meydanı'ndan Tünel Meydanı'na kadar uzanmaktadır. Tarihi dokusuyla ünlü olan İstiklal Caddesi, Osmanlı döneminden günümüze kadar uzanan bir geçmişi yansıtmaktadır. 19. yüzyılda başlayan tarihine, zengin mimari yapıları, köşkleri, pasajları ve çeşitli markaları eklenerek günümüzde kültür, eğlence ve ticaretin merkezi haline gelmiştir. Ziyaretçilere cadde boyunca yürürken tarihi binalara dikkatlice bakmalarını ve geçmişin izlerini hissetmelerini öneririm. Her köşe başında farklı bir hikaye barındıran bu cadde, İstanbul'un zengin tarihini keşfetmek isteyenler için bir hazine gibidir. Ayrıca, İstiklal Caddesi'nde bulunan çeşitli dükkanlarda alışveriş yapma ve yerel lezzetleri tatma fırsatını kaçırmamalarını öneririm. Cadde, geleneksel ve modern unsurları bir araya getirerek alışveriş deneyimini benzersiz kılar. Bu cadde, sadece alışveriş için değil, aynı zamanda kültürel bir serüven için de mükemmel bir yerdir.

PictographReligious site Altitude 279 ft
Photo ofAya triada rum ortodoks kilisesi Photo ofAya triada rum ortodoks kilisesi

Aya triada rum ortodoks kilisesi

Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi, İstanbul'un zengin kültürel mirasının bir parçası olarak öne çıkmaktadır. 1880'de Neo-Gotik tarzda inşa edilen bu görkemli kilise, mimarı Periklis Fotiades'in Paris'teki Notre Dame Katedrali'nden ilham alarak tasarlandı. Beyoğlu Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi, İstanbul'daki Rum Ortodoks cemaati için önemli bir ibadet merkezi olmanın yanı sıra, iç mekanındaki etkileyici süslemelerle de dikkat çekiyor. Kilise, Türkiye'deki nadir ikonaların sergilendiği bir müze olarak da hizmet veriyor. Freskler, mozaikler ve ikonalarla süslenmiş iç mekan, ziyaretçilere görsel bir şölen sunuyor. Müze bölümünde Bizans dönemine ait ikonalar ve diğer dini eserler, kilisenin tarihi ve kültürel değerini yansıtarak bu kutsal mekana ayrı bir anlam katıyor. Aya Triada, adını Hristiyanlık inancındaki Kutsal Üçlü'den alır; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un üç ayrı kişiliğini temsil eder. Bu kilise, sadece dini bir ibadet yeri değil, aynı zamanda sanat ve tarihle buluşma noktasıdır.

PictographMonument Altitude 285 ft
Photo ofRumeli Han tünelleri Photo ofRumeli Han tünelleri Photo ofRumeli Han tünelleri

Rumeli Han tünelleri

Rumeli Han yeraltı tünelleri, İstanbul'un tarih kokan Beyoğlu ilçesindeki önemli bir han kompleksine ait muazzam bir keşiftir. Bu gizemli tüneller, 19. yüzyılda inşa edilmiş olup, Rumelihan'ın altında üç farklı hanı birbirine bağlayarak geçmişin izlerini günümüze taşımaktadır. Tüneller, tepebaşından başlayarak İstiklal Caddesi'ni aşarak yolun karşısındaki hanlara alttan ulaşım sağlıyor. Bu, geçmişteki yaşamın dinamik bir yansıması ve tarihle iç içe geçmiş bir alt dünya anlamına geliyor. İlginç bir detay olarak, tünellerde Zeugma’daki çingene kız mozaiğinin mozaik olarak yapılmış bir kopyası da duvarda bulunmaktadır, kültürler arası bir bağlantı noktası sunuyor. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından 2019 yılında ziyarete açılan tüneller, şu anda sadece hanın altında bulunan bölümü aktif olarak gezilebilmektedir. Duvarları taş ve tuğladan yapılan tünellerin tavanları ise ahşaptır. Pencereler, aydınlatma ve havalandırma için kullanılırken, geçmişte bu tüneller günlük yaşamın merkezi olmuş; yemek pişirme, yıkanma, hatta uyuma alanları olarak kullanılmıştır. Bir kısmı depo olarak işlev görmüştür. Günümüzde ise Rumeli Han yeraltı tünelleri, tarihi ve kültürel bir değer olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Restorasyonla birlikte tüneller, modern aydınlatma ve havalandırma sistemleri ile donatılarak güvenli hale getirilmiş. Ziyaretçiler, tarihi dokusunu keşfederken aynı zamanda müzede tünellerin tarihine ve işlevine dair detaylı bilgiler edinebiliyorlar.

PictographMonument Altitude 318 ft
Photo ofRumeli Han çatı Photo ofRumeli Han çatı Photo ofRumeli Han çatı

Rumeli Han çatı

Çok güzel bir beyoğlu ve çevre manzarasına sahip bir teras. 8 kat asansörle veya yürüyerek çıkılabiliniyor.

PictographMonument Altitude 276 ft
Photo ofGrand Pera (Cercle d'Orient) Photo ofGrand Pera (Cercle d'Orient)

Grand Pera (Cercle d'Orient)

Beyoğlu'nun merkezinde parlayan bir tarih ve mimari örneği: Cercle d'Orient. Abraham Paşa'nın isteği üzerine 1883'te Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen bu bina, öncelikle konut olarak düşünüldü, ancak sonra Osmanlı'nın ilk sosyal kulübüne dönüştü. Zaman içinde çeşitli amaçlarla kullanıldı, yangın felaketine rağmen 2009'da Beyoğlu Belediyesi tarafından restore edildi. 45 metrelik anıtsal cephesi ve 21 metreye kadar uzanan derinliğiyle Cercle d'Orient, İstiklal Caddesi üzerinden etkileyici bir giriş sunuyor. Tarihi bir yangın atlattıktan sonra, bu bina hem geçmişin tanığı hem de günümüzde şehre estetik katan sembolik bir yapı olarak varlığını sürdürüyor.

PictographMonument Altitude 233 ft
Photo ofAtlas Pasajı Photo ofAtlas Pasajı

Atlas Pasajı

İstanbul'un tarih dolu İstiklal Caddesi'nde yer alan Atlas Pasajı, 1877'de Agop Köçeyan tarafından inşa edilmiş bir kışlık konaktan türemiş önemli bir tarihi mekan. 2018-2020'deki restorasyonla İstanbul Sinema Müzesi ve dükkânlarıyla canlanan pasaj, kültür ve eğlence hayatında uzun bir geçmişe sahiptir. Mulen Ruj gazinosu, Atlas Sineması gibi mekanlar zaman içinde bu yapıda faaliyet göstermiş, İstanbul'un kültürel dokusuna katkı sağlamıştır. Kışlık konak, Osmanlı mimarisinin öne çıkan örneklerinden biri olarak dikkat çeker. Her katı farklı amaçlarla kullanılmış, zaman içinde eğlence merkezi, mahkeme binası gibi roller üstlenmiştir. Atlas Sineması'nın eklenmesiyle pasaj, sanat ve eğlence alanında önemli bir merkez haline gelmiştir. 1971'de koruma altına alınan pasaj, 1993'te restorasyon geçirmiş ve kültür-sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapmıştır. 2020'deki yeni restorasyon süreciyle, Atlas Sineması ve Küçük Sahne'nin restore edilmesiyle İstanbul Sinema Müzesi kurulmuştur. Bugün, Atlas Pasajı ve Sinema Müzesi, İstanbul'un kültürel mirasına önemli katkılarda bulunan bir merkez olarak hizmet vermektedir.

PictographMonument Altitude 262 ft
Photo ofNevizade Photo ofNevizade

Nevizade

Nevizade, İstanbul'un canlı ve tarih dolu Beyoğlu ilçesinde İstiklal Caddesi'ne komşu bir bölgedir. Bu semt, özellikle bar ve meyhane kültürüyle öne çıkar, Beyoğlu Balık Pazarı'nın hemen yanında yer alır ve Nevizade Sokak ile çevresini kapsar. Bu bölgenin kökenleri 1970'li yıllara dayanır ve tarihi Krepen Pasajı'nın kapanmasıyla başlar. Pasajın kapanmasının ardından, restoranlar Nevizade sokağına taşınarak burada benzersiz bir kültür oluşturmuştur. Önceleri kaportacılar ve küçük sanayi atölyeleri bulunan Nevizade, zamanla bu zengin mirasıyla tanınmış bir noktaya dönüşmüştür. Sporseverler için de önemli bir nokta olan Nevizade, özellikle Galatasaraylı taraftarlar için maç öncesi buluşma ve eğlence mekanıdır. Ancak, bazı durumlarda taraftarların alkol etkisiyle çevreye rahatsızlık verdiği ve küfürlü tezahüratlarda bulunduğu gerekçesiyle bu giriş zaman zaman yasaklanmıştır.

PictographMonument Altitude 249 ft
Photo ofÇiçek pasajı Photo ofÇiçek pasajı Photo ofÇiçek pasajı

Çiçek pasajı

Çiçek Pasajı, İstanbul'un kalbinde, tarihi zenginlikleri ve mimari güzellikleriyle öne çıkan bir nokta. İlk olarak 1876'da, Büyük Beyoğlu Yangını sonucu ortaya çıkan bir boşluğa, Hristaki Zografos Efendi tarafından Naum Tiyatrosu'nun yerine inşa edildi. Cité de Péra olarak bilinen bu pasaj, İstiklal Caddesi ve Tiyatro Sokağı'na açılan 24 dükkân ve 18 lüks daireden oluşan etkileyici bir yapıydı. Cité de Péra'nın mülkiyeti 1908'de Sadrazam Küçük Said Paşa'ya geçti, ve Mütareke yıllarında çiçekçilerin açılmasıyla adı Çiçek Pasajı'na dönüştü. 1940'lı yıllarda meyhanelerin popülerleşmesiyle pasaj, özellikle Nektar Birahanesi gibi mekânlarla dolup taştı. Ancak, zamanla çiçekçilerin başka yerlere kaymasıyla boşalan alanlarda yeni meyhaneler açıldı. 1978'de çöken bakımsız bina, 1988'e kadar dağılmış bir halde kaldı. Ancak, "Çiçek Pasajını Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği"nin çabaları ve belediyenin katkılarıyla restore edilerek 2005'te tekrar hizmete açıldı. Bu restorasyon süreci, Çiçek Pasajı'nın bugünkü görkemli halini almasında önemli bir adımdı. Mimari açıdan, Çiçek Pasajı, taş malzemesi ve gösterişli cephe mimarisiyle dikkat çekiyor. Karyatitler, aslan ve insan başları gibi detaylar, binayı 19. yüzyıl Seçmeciliği'nin tipik bir örneği haline getiriyor. Pasajın cephesindeki saat, yapının tamamlandığı 1876 yılına ait ve Roma rakamlarıyla işlenmiş olsa da artık çalışmıyor.

PictographMonument Altitude 299 ft
Photo ofAvrupa pasajı Photo ofAvrupa pasajı Photo ofAvrupa pasajı

Avrupa pasajı

İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan tarihi bir pasajdır. İstanbul’un en ünlü caddelerinden biri olan İstiklal Caddesi üzerinde yer alır. Pasaj, 1879 yılında inşa edilmiştir ve o dönemde Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından tasarlanmıştır. Avrupa Pasajı, Neo-Rönesans tarzında inşa edilmiştir ve döneminin Avrupa mimarisini yansıtmaktadır. Pasajın girişi, iki adet sütunlu bir yapıya sahiptir ve üzerinde “Avrupa Pasajı” yazmaktadır. Pasajın içerisinde birçok dükkân, kafe ve restoran bulunmaktadır. Bu dükkânlar genellikle butik mağazalar, kitabevleri, antika dükkanları ve hediyelik eşya satan yerlerdir. Avrupa Pasajı’nın en ünlü mekânlarından biri Cité de Péra adlı kafe-restorandır. Cité de Péra, 19. yüzyılın sonlarında açılmış olan ve o dönemde İstanbul’daki Fransız topluluğunun buluşma noktası haline gelmiş bir mekândır. Ayrıca pasajda yer alan diğer mekânlardan bazıları da tarihi değere sahiptir. Beyoğlu Avrupa Pasajı, geçmişten günümüze kadar birçok değişiklik geçirmiştir. İlk açıldığında daha çok Avrupalı ziyaretçilere hitap eden bir merkezdi. Daha sonraları ise İstanbulluların da uğrak noktası haline gelmiştir. Pasaj, zaman içerisinde çeşitli restorasyon çalışmaları geçirmiştir ve günümüzde hala aktif bir alışveriş merkezi olarak faaliyet göstermektedir.

PictographMonument Altitude 302 ft
Photo ofMısır apartmanı Photo ofMısır apartmanı

Mısır apartmanı

mimar Krikor Balyan tarafından tasarlanmış tarihi bir apartmandır. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen bu apartman, Beyoğlu’nun İstiklal Caddesi üzerinde yer almaktadır. Mısır Apartmanı, Osmanlı dönemindeki batılılaşma sürecinin bir simgesi olarak kabul edilir ve İstanbul’un önemli kültürel miraslarından biridir. Mısır Apartmanı, 1876-1884 yılları arasında inşa edilmiştir. Yapının sahibi olan Mısırlı Hristiyan Levanten işadamı Manuk Bey, Balyan ailesine yapının tasarımını ve inşasını üstlenme teklifinde bulunmuştur. Bu teklifin kabul edilmesiyle birlikte Krikor Balyan, Mısır Apartmanı’nın mimari planlarını hazırlamış ve inşa sürecini başlatmıştır. Beyoğlu Mısır Apartmanı, neo-klasik tarzda inşa edilmiştir. Dört katlı olan yapıda toplam 11 daire bulunmaktadır. Binanın cephesi oldukça dikkat çekicidir ve çeşitli süslemelerle bezenmiştir. Cephenin en üstünde yer alan üçgen alınlıkta ise Mısır motifleri kullanılmıştır. Apartmanın içerisinde yer alan daireler, yüksek tavanlı ve geniş odalara sahiptir. Mısır Apartmanı, zaman içerisinde birçok ünlü kişiye ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan biri de Türk şair Mehmet Akif Ersoy’dur. Mehmet Akif Ersoy, Milli Şair olarak bilinen ve İstiklal Marşı’nın yazarı olan önemli bir edebiyatçıdır. Ersoy, Mısır Apartmanı’nda 1912-1913 yılları arasında yaşamış ve bu dönemde İstiklal Marşı’nı yazmıştır.

PictographReligious site Altitude 302 ft
Photo ofSaint Anthony of Padua Kilisesi Photo ofSaint Anthony of Padua Kilisesi Photo ofSaint Anthony of Padua Kilisesi

Saint Anthony of Padua Kilisesi

Saint Anthony of Padua Kilisesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1725 yılında Fransisken Tarikatı'na bağlı İtalyan rahipler tarafından inşa edildi. Kilise, İstanbul'un çok kültürlü atmosferinde Katolik cemaatinin ibadetlerini gerçekleştirdiği bir merkez oldu. Kilise, 20. yüzyılın başında tramvay hattı için yer açma amacıyla yıkıldı, ancak şu anda sahip olduğu formda Giulio Mongeri tarafından tasarlanarak yeniden inşa edildi. Mimarisi Barok tarzında tasarlanmış olup detaylı taş işçiliğiyle dikkat çeker. Dış cephesinde simetrik bir düzen hakimdir, iç mekanı geniş bir salon planına sahiptir ve tavanı fresklerle süslü kubbelidir. Kilise, Katolik kiliselerinin genel özelliklerini taşırken, İstanbul'un tarihi dokusuna uyum sağlar. Saint Anthony of Padua Kilisesi, Katolik inancına hizmet verir. Kilise, düzenli olarak ibadetler düzenler, dua etmek ve dini ayinlere katılmak isteyen Katolik cemaati için bir buluşma noktasıdır. Ayrıca, kilisede vaftiz ve evlilik gibi dini törenler de gerçekleştirilir. Kilisenin iç ve dış mekanında çeşitli semboller bulunmaktadır. Haç sembolü, kilisenin girişinde Hristiyanlığın en önemli simgelerinden biridir. Ayrıca, kilisede Aziz Anthony’nin heykeli ve resimleri, Katolik inancının önemli figürlerinden biri olan Aziz Anthony'ye olan bağlılığı simgeler. Saint Anthony of Padua Kilisesi, tarihî ve kültürel açıdan önem taşır. İstanbul’daki İtalyan toplumunun tarihine ve kültürel mirasına ışık tutar. Kilise, İstanbul’da Katolik inancının ve İtalyan kültürünün önemli bir sembolüdür ve turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilen bir mekandır. Kilisenin tarihî önemi, birçok faktöre dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş olması, Fransisken Tarikatı'na bağlı olması, İtalyan toplumu için bir ibadet merkezi olması ve Papa John XXIII'ün hizmet vermiş olması, kilisenin tarihî derinliğini ve kültürel önemini vurgular. Papa John XXIII'ün Kilise ile İlişkisi, kilisenin tarihî önemini daha da artırır. Papa olmadan önceki hizmeti, Papa olarak seçilmesi, Papa John XXIII'ün önemi ve Kilisenin uluslararası tanınırlığı gibi faktörler, kilisenin sadece bir ibadet mekanı olmanın ötesinde bir tarihî ve dini merkez olduğunu gösterir.

PictographMonument Altitude 213 ft
Photo ofLoca Photo ofLoca

Loca

PictographMonument Altitude 312 ft
Photo ofİş Bankası resim heykel müzesi. Boudouy Apartmanı

İş Bankası resim heykel müzesi. Boudouy Apartmanı

İstanbul'un simgesi haline gelmiş Boudouy (Bodvi) Apartmanı, 1953-2016 yılları arasında Türkiye İş Bankası Beyoğlu Şubesi olarak hizmet vermiş ve şimdi Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Ertuğ Uçar ve Mehmet Kütükçüoğlu'nun özenli restorasyonu, binanın tarihini modern bir dokunuşla birleştiriyor. Binanın ön cephesi ve çıkmaz sokaklara bakan yüzleri, geçmişin izlerini koruyarak aslına sadık kalıyor. Restorasyon projesi, tarihi asansör ve merdiven kovası gibi detaylarla öne çıkıyor. Müze, Cumhuriyet'in 100. yılında açılmış, İstiklal Caddesi'yle entegre bir yapıda konumlanmış. Giriş katındaki cafe, dükkân ve çok amaçlı salon, ziyaretçilere çeşitli deneyimler sunuyor. Sergi düzenlemesi, kalıcı ve süreli sergilere ev sahipliği yapacak şekilde planlanmış. Binanın teras katında gelecekte bir restoran açılması planlanıyor. Bu muazzam proje, İstanbul'un kültürel zenginliğine katkı sağlıyor, geçmişiyle geleceği buluşturarak unutulmaz bir keşif sunuyor.

PictographReligious site Altitude 236 ft
Photo ofTerra Sancta Manastırı (capella hospitium) Photo ofTerra Sancta Manastırı (capella hospitium) Photo ofTerra Sancta Manastırı (capella hospitium)

Terra Sancta Manastırı (capella hospitium)

Manastır, 16. ve 19. yüzyıllar arasında inşa edilmiş, her katmanında farklı bir dönemin izlerini taşımaktadır. St. Maria Draperis Kilisesi'ne bitişik avlu, çevresindeki yapılar, Tomtom Kaptan Sokağı'ndaki üst katmanlar ve hatta Rusya Federasyonu Başkonsolosluğu arazisine uzanan şapel, burayı adeta bir zaman makinesine çevirmektedir. Manastır, Terra Santa Manastırı Vakfı'na aittir ve 1871 yangını sonrasında gerçekleşen restore çalışmaları, bu mirası gelecek nesillere taşımak adına önemli bir adımdı. En son 2022'de gerçekleştirilen restorasyon ise, bu tarihi yapıyı günümüz standartlarına uygun bir şekilde koruma çabalarının bir yansımasıdır. Bahçesinde yer alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen bir kafe, ziyaretçilere tarihle iç içe, huzur dolu anlar sunmaktadır. Burada, bir fincan kahve eşliğinde geçmişi soluyabilir ve şehrin kalbindeki bu anıtın büyüsüne kapılabilirsiniz. Terra Santa Manastırı, sadece bir tarihi yapı değil, aynı zamanda bir topluluğun hikayesidir

PictographReligious site Altitude 276 ft
Photo ofGalata mevlevihanesi

Galata mevlevihanesi

15. yüzyılda inşa edilen bu dergah, Mevlevi Tarikatı'nın kalbi ve sema danslarıyla özdeşleşmiş bir Sufi merkezidir. 1491'de Sultan II. Bayezid tarafından kurulan Galata Mevlevihanesi, Celaleddin Rumi'nin öğretilerine dayalı Mevlevi Tarikatı için bir merkez olarak tasarlanmıştır. Özellikle 1978'de müze olarak ilan edilmesiyle, bu önemli mirasın korunmasında kilit bir rol oynamıştır. Osmanlı, Bizans ve Gotik unsurların muazzam bir uyumu olan mimari, İslam'ın izlerini taşıyan bir kervansaray niteliğindedir. Yüksek tavanlı Selamlık ve Tilavihane'nin büyüleyici detayları, ziyaretçilere etkileyici bir atmosfer sunar. Dergah, Mevlevi inançlarını yansıtan sembollerle doludur. Dönen derviş, ruhun mükemmelliğe doğru yolculuğunu simgelerken, binanın mistik süslemeleri hat sanatı ve geometrik desenlerle zenginleşir. Mevlevi Tarikatı, 13. yüzyıl şairi Rumi'nin eserlerinden ilham alır. Aşk, merhamet ve ruhsal büyüme vurgusu, Mevlevi öğretilerinde belirgindir.

PictographWaypoint Altitude 200 ft
Photo ofSerdarı Ekrem sokak

Serdarı Ekrem sokak

Serdar-ı Ekrem Sokak, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan ve tarihi dokusu, mekanları ve ünlü isimlerle ilişkilendirilen bir sokaktır. Sokak, 19. yüzyılın sonlarından ve 20. yüzyılın başlarından kalma binalara ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, sokak, İstanbul'un en ünlü sokaklarından biri olarak kabul edilmektedir. Adını Osmanlı dönemindeki ünlü bir ressam olan Serdar-ı Ekrem'den almaktadır. Sokak, tarihi dokusu, arnavut kaldırımları ve tarihi evleri ile ziyaretçilerini cezbeden bir atmosfere sahiptir. Ayrıca, sokakta birçok mekan ve etkinlik bulunmaktadır, bu da ziyaretçilere farklı deneyimler sunmaktadır.

PictographMonument Altitude 190 ft
Photo ofDoğan apartmanı Photo ofDoğan apartmanı

Doğan apartmanı

Doğan Apartmanı, 1892-1895 yılları arasında Prusya Devleti'nin elçilik binası olarak inşa edilmiştir. Binanın sahipleri arasında Belçika'lı Helbig ailesi, Yahudi tüccar Botton-Botton, Victoria Sigorta ve sonunda Doğan Sigorta gibi çeşitli aileler ve şirketler yer almıştır. Doğan Apartmanı, İtalyan mimari tarzında inşa edilmiş olup iki U şeklinde kanatları, iç avlu ve ortasında bahçesi ile dikkat çeker. Beyoğlu'nda apartman yaşamının başlangıcını simgeler ve İstanbul'un ikinci asansörlü apartmanıdır. Binanın sarı rengi, Akdeniz ve İtalyan mimari tarzına katkıda bulunur ve bu tarz, tasarım ve süslemelerinde açıkça görülmektedir. Sarı dış cephe, Beyoğlu'ndaki çevresel tarihi mimari ile uyum içinde ve bölgeye sıcaklık ve çekicilik katmaktadır. Binanın cephesi, insan ve hayvan figürleriyle süslüdür ve yıllar içinde çeşitli dükkanlara ve işletmelere ev sahipliği yapmıştır. 1942 yılında Kazım Taşkent tarafından satın alındığında, bina "Doğan Apartmanları" olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde, Taşkent'in oğlu Doğan Taşkent'in İsviçre'de dağda kayak yaparken hayatını kaybetmesi üzerine binaya "Doğan" adı verilmiştir. Doğan Apartmanları, gazeteciler, yazarlar, aktörler ve diplomatlar gibi birçok ünlü ismi ağırlamıştır. Binanın tarih boyunca ev sahipliği yaptığı isimler, İstanbul'un kültürel zenginliğine katkı sağlamıştır. Binanın eşsiz mimarisi, derin sarı dış cephesi ve demir işçiliğiyle süslenmiş balkonları, pek çok Türk filmi, dizi ve reklamda kullanılmıştır. Doğan Apartmanları, İstanbul'un en güzel apartman binalarından biri olma özelliğini taşımaktadır.

PictographReligious site Altitude 167 ft
Photo ofKırım Kilisesi Photo ofKırım Kilisesi Photo ofKırım Kilisesi

Kırım Kilisesi

Sultan Abdülmecid'in bağışladığı arazi üzerine inşa edilen bu kilise, 1858-1868 yılları arasında Kırım Savaşı'nda hayatını kaybeden İngiliz askerleri için bir anıt olarak ortaya çıktı. İstanbul'a özgü bir güzellik taşıyan kilisenin tarihi, 1856'da başlayan bir yarışma ile şekillendi. Mimar William Burges'in tasarımları, iç çekişmeler ve tarz endişeleri nedeniyle eleştirilere maruz kaldı. Ancak, George Edmund Street'in devreye girmesiyle Viktorya Gotik tarzında bir yapı ortaya çıktı. Kilise, zaman içinde cemaat eksikliği nedeniyle kapatıldı, ancak 1991'de Sri Lankalı mültecilerin çabalarıyla tekrar açıldı. 1911 yapımı org, İngiltere'den gelmiş ve Kırım ve Gelibolu kampanyalarından alınmış bayraklarla süslenmiştir. Sanatçı Erica Beard'ın renkli modern yorumları, kilisenin cephesini süslerken, 1923'te Gelibolu'da hayatını kaybedenlere adanmış koro perdesi duygusal bir anlam taşır. İskoç sanatçı Mungo McCosh'un 1995-2005 yılları arasındaki süslemeleri ise İstanbul'un siluetini azizler ve figürlerle birleştirerek kiliseye eşsiz bir hava katmıştır. Kilise aynı zamanda, 2003 bomba saldırısında hayatını kaybeden İngiltere Başkonsolosu Roger Short'a adanmış bir anı taşımaktadır.

PictographMonument Altitude 194 ft
Photo ofGalata Kulesi Photo ofGalata Kulesi

Galata Kulesi

Galata Kulesi, Cenevizliler tarafından 1348 yılında inşa edildi ve Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra bir dizi onarım ve restorasyon geçirdi. İlk olarak 1509 depreminde, ardından 1794 yangınında ve daha sonraki dönemlerde gerçekleştirilen müdahalelerle kule, günümüze kadar varlığını sürdürdü. İlk onarımda kuleye yükseklik eklenirken duvarları güçlendirildi. 1794 yangını sonrasında üst katlar yeniden inşa edildi. 1831 yangını ve 1875 fırtınası da kulenin üst kısmını etkiledi, bu nedenle çeşitli eklemeler yapıldı. 1960'larda turistik bir tesis olma kararı alındı ve kapsamlı bir restorasyon gerçekleştirildi. Roma mimarisi etkisi taşıyan Galata Kulesi, 62,59 metreye kadar yükselen silindirik bir yapıdır. İlk dört katı tuğla tonozlarla örtülü bir galeriyle birbirine bağlıdır. Duvar kalınlığı 3,75 metre olan kule, 11 katlıdır. İlk dört katın tuğla ölçüleri, Galata surlarındaki 14. yüzyıl tuğla işçiliğine benzerlik gösterir. 2020 restorasyonuyla Galata Kulesi, İstanbul'un kültür ve sanat merkezi haline geldi. Seyir terası ve müze olarak kullanılan üst katlar, ziyaretçilere İstanbul'un panoramik manzarasını sunuyor.

PictographMonument Altitude 184 ft
Photo ofİngiliz bahriye hastanesi Photo ofİngiliz bahriye hastanesi

İngiliz bahriye hastanesi

Hastane, 1855 yılında İngiliz hükûmeti tarafından denizciler için faaliyete geçirilmiştir. İlk olarak İngiliz Elçiliği tarafından yönetilen hastane, 1924 yılına kadar İngiliz bandıralı ticaret gemilerinden gelen ton başına sabit bir ücret ile işletme giderlerini karşılamıştır. Bu dönemde kare planlı, üç katlı bir yapı olarak hizmet veren hastane, 1874 yılında İstanbul'daki en iyi sivil hastanelerden biri olarak kabul edilmiştir. Başlangıçta sadece İngiliz bandıralı gemilere hizmet veren hastane, zamanla İsveç ve Norveç bahriye personeline de açılmıştır. 1904 yılında mimar Percy Adams tarafından çizilen proje ile günümüzdeki altı katlı yapı inşa edilmiş, bu yapı Gotik mimarinin çağdaş bir örneği olarak kabul edilmektedir. I. Dünya Savaşı sonrasında, hastanenin kulesi İngiliz gemilerini gözetlemek amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca, 1913 Uluslararası Saat Kongresi'nde alınan bir karar doğrultusunda, Londra'dan getirilen bir vakit küresi hastane binasına yerleştirilmiş ve şehre Greenwich saatini duyurmak üzere kullanılmıştır. Mimari Değişimler: 1937-1948 yılları arasında Kuduz Hastanesi olarak kullanılan bina, 1948-1993 yılları arasında Beyoğlu Belediye Hastanesi olarak hizmet vermiştir. Bu dönemde, yapı İngilizler tarafından 1924'te Kızılay'a devredilmiş, daha sonra 1933'te İstanbul Belediyesi'ne ve sonrasında Kuduz Hastanesi ve Beyoğlu Belediye Hastanesi olarak kullanılmıştır. 1993 yılında ise Sağlık Bakanlığı'na bağlı Prof. Dr. Reşat Belger Devlet Göz Hastanesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

PictographMonument Altitude 92 ft
Photo ofKamondo evi restorasyonu Photo ofKamondo evi restorasyonu

Kamondo evi restorasyonu

Kamondo ailesi, tarih boyunca etkileyici bir yolculuğa tanıklık etmiş bir ailedir. 1492'deki Reconquista sonrasında İspanya'dan ayrılan Sefarad Yahudisi kamondolar, önce Venedik'e, ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezi Konstantinopolis'e göç ettiler. İshak Kamondo'nun liderliğindeki "Isaac Kamondo & Cie" bankacılık şirketi, Osmanlı'nın ulusal bankasının kurulduğu ana kadar dev bir güç haline geldi. "Doğu'nun Rothschild'leri" olarak anılan aile, finansal başarıları ve Yahudi topluluğuna yaptıkları katkılarla tanınıyor. Abraham Salomon'un liderliğinde, Kamondo işleri genişledi ve Türk topraklarındaki modern bankacılık sistemine katkıda bulundu. Ailenin başarısı sadece finansal alanda değil, aynı zamanda Avrupa'da birçok şirkete sahip olmalarıyla da öne çıktı. 1872'de Paribas ile ortaklık kurarak uluslararası alanda daha da güçlendiler. Abraham Salomon'un ölümüyle, ailedeki liderlik Abraham Béhor'a geçti. Nissim de Camondo, ailenin Fransız vatandaşı olan ilk üyesi oldu. I. Dünya Savaşı'nda savaşan Nissim, pilot olarak görev yaptı ve kahramanca hayatını kaybetti. Anısına babası Kont Moïse de Kamondo, "Musée Nissim de Camondo" adlı mülkünü Arts Décoratifs'e bağışladı. Ancak aile trajedileri de yaşandı; Nissim'in kız kardeşi Beatrice ve ailesi, Naziler tarafından öldürüldü. Irène Cohen d'Anvers, savaştan sonra Kamondo ailesinin tek hayatta kalan üyesi oldu. Ancak ailenin tüm varlığı onunla son bulduğunda, Kamondo adı hâlâ İstanbul'un dokusunda yaşamaya devam ediyor. Hanlardan, apartmanlardan, Boğaziçi'ndeki yalılardan, okullardan oluşan sayısız mimari eserleri, Kamondo ailesinin İstanbul'a bıraktığı kalıcı izlerdir. İspanyolca'daki "Casa De Mondo" kelimesinden gelen Kamondo adı, ailenin sadece iş başarılarıyla değil, aynı zamanda hayır işleriyle de toplumun saygısını kazandığını gösteriyor.

PictographMonument Altitude 135 ft
Photo ofKamondo merdivenleri

Kamondo merdivenleri

Kamondo Merdivenleri, geçmişin zengin ve ünlü Kamondo Ailesi'nden ismini almıştır. Bu etkileyici yapı, aslında "Aşıklar Merdiveni" olarak anılan halk arasındaki bir simgedir. Ancak, adının arkasında yatan ilginç bir hikaye, bu merdivenleri daha da özel kılmaktadır. Merdivenler, Abraham Salomon Kamondo tarafından yaptırılmıştır. Bu aile büyüğü, torunlarının Avusturya Lisesi'ne uzun bir yolculuk yaparak eve ulaşmalarını fark eder. Onların daha rahat ve güvenli bir şekilde eve varabilmeleri için Kamondo, özel bir çözüm bulmaya karar verir. Kamondo Merdivenleri, döner bir tasarıma sahiptir ve ilginç bir düşünce sürecine dayanır. İki parçadan oluşan bu yapı, yukarıdan aşağıya düşen birinin en azından bir noktada durabilmesini sağlamak amacıyla özel olarak tasarlanmıştır. Bu tasarım, sadece estetik değil, aynı zamanda torunların güvenliği ve konforu için düşünülmüştür. Kamondo, ailesinin varlığıyla değil, aynı zamanda topluluğa duyduğu sorumlulukla da hareket etmiştir.

PictographReligious site Altitude 108 ft
Photo ofTerziler Sinagogu

Terziler Sinagogu

Terziler Sinagogu, Aşkenaz cemaatinin ibadet ihtiyacını karşılamak üzere 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir. 1864 yılında yapılan bu sinagog, özellikle 1999 yılında gerçekleşen büyük bir restorasyon sonrasında Schneidertempel Sanat Merkezi olarak tekrar hayata dönmüştür. Sinagog, II. Abdülhamit'in özel bir fermanı ile 1893 yılında inşa izni alarak terzilik mesleğinin revaçta olduğu bir dönemde öne çıkan bir ibadet mekanına dönüşmüştür. Sultan II. Abdülhamid'in Saray Terzisi Mayer Schönman liderliğindeki terzi loncasının destekleriyle ve cemaatin bağışlarıyla 1894 yılında hizmete girmiştir. O dönemde Yidiş dilinde "Schneidertempel" olarak anılan sinagog, 1940'lara kadar yoğun bir kullanım görmüş, cemaatinin çoğunluğunu esnaf ve sanatkârlar oluşturmuştur. Ancak, 1964 yılında cemaatin diğer sinagogları tercih etmesi ve bölgeden taşınması nedeniyle Terziler Sinagogu kapatılmıştır. 1960'lara kadar metruk halde kalan bina, 1985 yılında Yüksekkaldırım Aşkenaz Sinagogu Vakfı'nın çabalarıyla kapsamlı bir onarıma tabi tutulmuştur. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Yüksekkaldırım Aşkenaz Sinagogu Vakfı arasındaki mülkiyet davasının ardından, 1998 yılında Galata Etkinlikleri kapsamında sanat galerisi olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1999 yılında Schneidertempel Sanat Merkezi adı altında, önemli bir restorasyon sürecinden geçtikten sonra, Terziler Sinagogu tekrar halkın hizmetine açılmıştır.

PictographMonument Altitude 95 ft
Photo ofSankt Georg Avusturya lisesi Photo ofSankt Georg Avusturya lisesi

Sankt Georg Avusturya lisesi

Sankt Georg Avusturya Lisesi'nin tarihi 1300'lere dayanmaktadır. St.Georg Kilisesi'nin yer aldığı bir kompleks içinde bulunan bina, 1882 yılında imzalanan bir anlaşma ile satın alınmıştır. Bu anlaşma, Almanca konuşan Katolik çocuklar için bir ilkokul ve yetimhane olarak bugünkü binasında hizmet vermeye başlamasına olanak tanımıştır. Okul, Avusturya'daki "Lazaristen ve Barmherzige Schwestern" adlı dini kuruluşların yönetimi altında faaliyet göstermiştir. I. Dünya Savaşı sonrasında İttifak Devletlerinin yenilgisi ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun çöküşüyle, İstanbul'daki diğer Avusturya kurumları kapatılırken, St. Georg bir süre daha faaliyet göstermiştir. Ancak Fransız komutanın talimatı üzerine, şehirde Almanca ders verilen bir okul olması skandal olarak görülmüş ve tüm Avusturyalı çalışanlar ülkeden ayrılmak zorunda kalmıştır. Okul, ancak Kemal Atatürk'ün zaferinden sonra tekrar açılabilmiştir. Savaş sonrasındaki on yıl içinde, ekonomik sorunlar nedeniyle birçok yabancı kurum ülkeyi terk ederken, St. Georg Avusturya Lisesi, Cumhuriyetin hedeflerine uygun olarak faaliyetlerini sürdüren nadir kurumlardan biri olmuştur. Ancak, 1938'de Hitler'in Avusturya'ya girmesiyle birlikte St. Georg bir "Alman" okuluna dönüşmüş, Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin kopması üzerine 1944 yılında ikinci kez kapatılmıştır. St. Georg çalışanları, ülkelerine dönmek yerine, Türkiye'nin önerisini kabul ederek bir buçuk yıl süreyle Anadolu'daki kamplara gönderilmeyi tercih etmişlerdir.

PictographMonument Altitude 92 ft
Photo ofCeneviz ticaret odası Photo ofCeneviz ticaret odası

Ceneviz ticaret odası

Yapı 1314 te yapılmıştır. Galata Podesta sarayının yanındadır. Cenevizliler, 11. ve 15. yüzyıllar arasında Anadolu kıyılarında etkileyici bir ticaret ağı oluşturarak, Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa'da ticaret kolonileri kurma başarısını göstermişlerdir. Bu dönemde inşa ettikleri kaleler ve kullandıkları ticaret yollarıyla, Anadolu'nun ticaret tarihinde önemli bir rol oynamışlardır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Anadolu'nun kurtuluş mücadelesinde önemli bir role sahip olan Yoros Kalesi, Cenevizlilerin ticaret yolu üzerindeki kilit noktalardan biridir. Boğaz'ın Karadeniz çıkışında konumlanmış olan bu kale, stratejik bir tepede yer alması nedeniyle tarih boyunca önemli bir savunma noktası olmuştur. Cenevizlilerin kullandığı diğer önemli yerleşimlerden biri de İstanbul'da bulunan Galata Kulesi'dir. Cenevizliler, bu kuleyi sadece bir kalesi olmayan, ancak kentsel savunma sistemleri açısından hayati bir rol oynayan bir yer olarak kullanmışlardır. Karadeniz'de, özellikle Cenevizliler döneminde ticaretin kalbinin attığı bölgelerden biri olan Amasra Kalesi, denizcilik ve ticaretin merkezi olmuştur. Sinop Kalesi ve günümüzde Ceneviz Kalesi olarak anılan Akçakoca Kalesi de bu dönemin izlerini taşıyan diğer önemli yapılar arasında yer almaktadır. Ege Bölgesi'nde, Cenevizlilerin ticarette önemli bir rol oynadığı limanlardan biri olan Foça Kalesi, kentin savunmasında da kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, Çandarlı Kalesi, Çeşme Kalesi, Güvercin Ada Kalesi ve Kuşadası Şehir Surları gibi sağlam ve görkemli yapılar, Cenevizlilerin Anadolu'daki etkileyici varlığını yansıtmaktadır. Ceneviz Ticaret Yolu, Anadolu'nun tarihine damgasını vuran bu kaleler ve ticaret merkezleri aracılığıyla, Cenevizlilerin kültürel ve ticaret mirasını günümüze taşımaktadır. Bugün, bu kalıntılar turistlere zengin bir tarih ve kültür deneyimi sunmaktadır.

PictographMonument Altitude 66 ft
Photo ofCeneviz Mahkemesi Photo ofCeneviz Mahkemesi

Ceneviz Mahkemesi

Ceneviz Mahkemesi, İstanbul'un eski Galata semtinde konumlanmış tarihi bir yapıdır. Bu bina, 1315 yılında inşa edilmiş olup 700 yıla varan bir geçmişi barındırmaktadır. Galata, 1267-1453 yılları arasında Cenevizlilerin uluslararası bir liman olarak kullandığı önemli bir bölgeydi. İstanbul'un tarihinde, Ceneviz Mahkemesi büyük bir öneme sahiptir. Restorasyon uzmanları ve mimarlık tarihçileri, Galata'daki Ceneviz eserlerinin turizme kazandırılması için restore edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ancak, bu yapıların restorasyonu için cesur ve kararlı bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği belirtilmektedir. Mimar Sinan Genim, tarihi yapıların korunması ve yeniden hayat bulması için kamu idareleri, sermaye sahipleri ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapması gerektiğini savunmaktadır. Ceneviz Mahkemesi, Galata Mahkemesi Sokağı'nda bulunmaktadır ve bölgenin tarihi dokusunun önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

Photo ofArap Camii Photo ofArap Camii Photo ofArap Camii

Arap Camii

Arap Camii, İstanbul'un tarihi Galata semtinde göz alıcı bir şekilde yükselen kule ve tarihi zenginlikleriyle dikkat çeken bir ibadet mekanıdır. Bu eser, şehrin Osmanlı hakimiyeti altına girmesinin ardından 1453 yılında kiliseden camiye dönüştürülmüştür. Mimari olarak Galata'nın beton blokları arasında, sivri külahlı kulesiyle hâlâ fark edilen Arap Camii, İstanbul'un tek Gotik kilisesi olarak tarihi bir öneme sahiptir. Rivayete göre, burası İstanbul'da ezan sesinin yükseldiği ilk yerdir. İki farklı hikayeye göre inşa edilen cami, 717 yılında Müslüman Arap kumandanı Mesleme bin Abdülmelik tarafından yaptırılmıştır. Hicri 95 Senesinde İstanbul'u kuşatan Arap Müslüman ordusu, Galata'nın fethedilmesiyle anlaşma sonucu burada Arap mescidi inşa etmiş ve ibadete açmıştır. Ancak daha sonra Şam'da çıkan bir isyan nedeniyle Arap ordusu İstanbul'u terk edince, burası Dominiken Papazları tarafından kiliseye dönüştürülmüş, minare olarak kullanılan çan kulesi eklenmiştir. İkinci hikayeye göre ise, Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Katolikler, Pavlus'a adadıkları bir kiliseyi Galata'da inşa etmiştir. 1475'te Fatih Sultan Mehmed, kiliseyi camiye çevirerek "Arap Camii" olarak adlandırmıştır. Yıllar içinde cami, çeşitli Osmanlı hükümdarları tarafından onarılmış ve değişime uğramıştır. Özellikle Saliha Sultan'ın onarımıyla caminin iç düzeni büyük ölçüde değişmiş, barok ahşap tasarımlar ve tiyatral bir görünüm kazanmıştır. 1913-1919 yılları arasındaki kapsamlı onarım, Arap Camii'ne Arabesk tarzda bir son cemaat mahalli ekleyerek büyük bir değişime yol açmıştır. Buna rağmen, Arap Camii'nin Gotik geçmişini yansıtan mimari ögeleri gözden kaçmamaktadır. İslamlaşmış olsa da, yapının mimarî ögeleri, tarih boyunca geçirdiği değişimleri görmemizi sağlar. Arap Camii, tarihi ve kültürel katmanlarıyla İstanbul'un zengin dokusuna önemli bir katkı sunmaya devam etmektedir.

PictographMonument Altitude 23 ft
Photo ofKethüda Yahya Ağa Çeşmesi

Kethüda Yahya Ağa Çeşmesi

Kethüda Yahya Ağa Çeşmesi, İstanbul'un tarihine damgasını vuran önemli yapılarından biridir. Osmanlı Sadrazamı Hekimoğlu Ali Paşa'nın kâhyası Yahya Ağa tarafından 1732 ya da 1733 yılında inşa edilen bu çeşme, zaman içinde pek çok değişikliğe uğramıştır. İbrahim Hilmi Tanışık'ın 1945 tarihli eserine göre, çeşmenin arka cephesi eğimli bir şekilde tasarlanmıştır ve ayna taşı ile teknesi görünmemektedir. Ancak, 1975 tarihli bir kaynakta çeşmenin çevresindeki durum vurgulanmıştır. Bu dönemde, çeşmenin arkasına bitişik bir han inşa edilmiş, su kesilmiş, çevredeki dükkânlar tarafından "istismar" edilmiş ve tekneleri çalınmıştır. 1993'te yayımlanan bir başka eserde, Affan Egemen çeşmeyi "bir taş yığınından ibaret denecek kadar harap" olarak niteler. Ayna taşı ile teknenin görünmemesi, çeşmenin bakımsızlığını vurgular. Bu durum, zaman içinde çeşmenin geçirdiği olumsuz değişimleri yansıtmaktadır.

PictographWaypoint Altitude 33 ft
Photo ofTarihi Karaköy balıkçılar Çarşısı Photo ofTarihi Karaköy balıkçılar Çarşısı Photo ofTarihi Karaköy balıkçılar Çarşısı

Tarihi Karaköy balıkçılar Çarşısı

Karaköy Balıkçılar Çarşısı, Istanbul'un Karaköy semtinde bulunan tarihi bir balık pazarıdır. Osmanlı dönemine kadar uzanan uzun bir tarihe sahiptir ve taze deniz ürünleri ile geleneksel Türk mutfağıyla tanınır. Bu pazar, sadece bir alışveriş yeri değil, aynı zamanda bir kültür mirasıdır. Osmanlı'nın zengin tarihinden izler taşıyan bu çarşı, lezzetli deniz ürünleri ve eşsiz tatlar arayanlar için bir cennettir.

PictographBridge Altitude 43 ft
Photo ofGalata köprüsü Photo ofGalata köprüsü Photo ofGalata köprüsü

Galata köprüsü

Galata Köprüsü, İstanbul'un tarihinde önemli bir rol oynamış ve şehrin sembolü haline gelmiş bir yapıdır. Bu köprü, Haliç'i birleştiren ve Karaköy ile Eminönü'nü birbirine bağlayan bir ana arterdir. İlk olarak 1845 yılında inşa edilen Galata Köprüsü, zaman içinde birkaç kez yenilenmiş ve 1912'de şehrin simgelerinden biri haline gelmiştir. Tarihsel olarak, Haliç'in iki yakasını birleştirmek amacıyla birçok köprü yapılmıştır. İstanbul'un fethi sırasında kullanılan mobil köprüden, II. Mahmut'un 1836'da inşa ettirdiği uzun köprüye kadar farklı tasarımlar denendi. Ancak Leonardo da Vinci'nin tasarımı gibi bazı projeler gerçekleştirilemedi. Gelişen teknolojiyle birlikte, Galata Köprüsü'nün farklı versiyonları ortaya çıktı. 1863'te inşa edilen ikinci köprü, III. Napolyon'un ziyareti öncesinde yerleştirildi. 1875'te tamamlanan üçüncü köprü, İngiliz firması G. Wells tarafından yapıldı. Dördüncü köprü, 1912'de Alman firması MAN AG tarafından inşa edildi ancak 1992'de bir yangında zarar gördü. Bugünkü Galata Köprüsü, 1994 yılında tamamlanmıştır. 490 metre uzunluğunda ve açılabilen bir baskül köprü olan yapı, tramvay geçişine izin veren ender baskül köprülerden biridir. Ancak tramvay hattının eklenmesi, tasarım uyumsuzluğuna neden olmuş ve çeşitli sorunlara yol açmıştır.

PictographWaypoint Altitude 20 ft
Photo ofMelek girmez Sokak Photo ofMelek girmez Sokak Photo ofMelek girmez Sokak

Melek girmez Sokak

Melek Girmez Sokağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Yeniçeri Ocağı'nın çöküş döneminde İstanbul Bahçekapı'da bulunan bir sokaktır. Bu sokak, fuhuş ve cinayetlere ev sahipliği yapan, ahşap dükkânlar, kahvehaneler ve kayıkhanelerle çevrili bir bölgeydi. II. Mahmud döneminde Yeniçerilerin otuzbirinci bölüğü tarafından yönetiliyordu ve Süleyman Ağa'nın arpalığı olarak biliniyordu. 1813 kayıtlarında Melek Girmez, fuhuş yatağı olarak kaydedilmiştir. 1812'deki büyük veba salgını sırasında, bazı dindar insanlar hastalığın zina ve ahlaksızlık artışının bir sonucu olduğunu düşünerek, bekâr odalarının kaldırılması çağrısında bulundular. II. Mahmud'un emriyle Galata, Üsküdar ve Tophane'deki tüm bekâr odaları yıkıldı. Melek Girmez Sokağı'ndaki yıkımda, sadrazam vekili Rüşdü Paşa liderliğindeki bir grup kolluk kuvveti ve işçi, sokaktaki ve kayıkhanenin üzerindeki odaları birkaç saat içinde yıktı. Yıkım sırasında vebaya yakalanan ya da yeni ölmüş bazı kadınlar da bulundu. Ahmet Rasim'in "Fuhş-i Atik" kitabındaki bir makalesine göre, Yeniçerilik son yıllarında Melek Girmez Sokağı, bu askeri birlik tarafından kötü bir duruma getirilmiş ve çeşitli ahlaksız faaliyetlerin yayıldığı bir semte dönüşmüştü. Bu bölgede yapılan camiye, dönemin anısına Hidayet Camii adı verilmiştir. Burası liman şehir olduğu için Burada bir veba salgı başlaması söz konusu oluyor buralar denizcilerin alt tabakalar yaşadığı yerler olduğu için tehlikeli yerler buraya melek girmez Sokak deniliyor. Bu durumların açılması için yanına Hidayet cami yapılıyor.

PictographMonument Altitude 89 ft
Photo ofDeutsche orient bank (Germanya han)

Deutsche orient bank (Germanya han)

Sirkeci'deki Germanya Hanı, Deutsche Bank'ın Osmanlı İmparatorluğu'ndaki faaliyetlerinin gerçekleştirildiği tarihi bir iş hanıdır. Deutsche Bank, Osmanlı İmparatorluğu'nda etki sahibi olmak isteyen Alman bankalarından biriydi. Deutsche Orientbank, Osmanlı İmparatorluğu ve Mısır'ın Hidivliği'nde girişimlerde bulunmak için kurulan bir Alman bankasıydı. 2004 yılında Bender Securities'ın satın alımını tamamladı ve bankacılık lisansını genişleterek hizmet yelpazesini genişletti.

PictographMonument Altitude 66 ft
Photo ofMısır Çarşısı Photo ofMısır Çarşısı Photo ofMısır Çarşısı

Mısır Çarşısı

Eminönü Mısır Çarşısı, İstanbul'un tarihi yarımadasında yer alan ve turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bir çarşıdır. İşte bu çarşı hakkında detaylı bilgi: Tarihçe: Mısır Çarşısı, 1660 yılında inşa edilmiştir. Orijinal adı "Mısır Çarşısı" olmasına rağmen, zamanla baharat, kuruyemiş, takı ve hediyelik eşya satan dükkanlar da açılmıştır. Bu nedenle, "Baharat Çarşısı" olarak da bilinir. Konum: Çarşı, Eminönü semtinde yer almaktadır. Yeni Camii'nin hemen yanında bulunur. Ürünler: Çarşıda baharatlar, kuruyemişler, tatlılar, takılar, hediyelik eşyalar ve diğer el işi ürünler satılmaktadır. Özellikle baharatlar, çarşının en ünlü ürünlerinden biridir. Çarşıda ayrıca Türk kahvesi, çay ve tatlılar da bulunur. Atmosfer: Çarşı, tarihi bir yapıya sahiptir ve Osmanlı dönemine ait mimari özellikler taşır. Çarşıda dolaşırken, tarihi dokuyu hissedebilirsiniz. Ayrıca, çarşıda satılan baharatların kokusu, çarşıya özgü bir atmosfer yaratır. Ziyaret Saatleri: Mısır Çarşısı, haftanın her günü açıktır. Pazartesi-Cumartesi günleri 08:00-19:00 saatleri arasında, Pazar günleri ise 10:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Nasıl Gidilir: Çarşıya toplu taşıma araçlarıyla veya taksiyle ulaşabilirsiniz. Tramvay veya metro kullanarak Eminönü'ne gidebilirsiniz. Eminönü'nden çarşıya yürüyerek ulaşabilirsiniz. Eminönü Mısır Çarşısı, İstanbul'un tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan önemli bir turistik mekandır. Çarşıyı ziyaret ederek, tarihi dokuyu hissedebilir, baharatların kokusunu alabilir ve Türk kültürünü yakından tanıyabilirsiniz.

PictographWaypoint Altitude 52 ft
Photo ofTahtakale

Tahtakale

Tahtakale, Istanbul'ın tarihî bir semtidir ve Eminönü Meydanı'nın hemen güneyinde konumlanmıştır. Byzantion döneminden beri aktif ticareti ve komersiyel faaliyetleriyle bilinen en eski bölgelerden biridir. Turistler ve yerel halk için tütünden Türk lokumuna kadar çeşitli ürünleri sunan popüler bir alışveriş bölgesidir. Tramvay ve feribot hatlarına kolay erişimi vardır. Ayrıca, Osmanlı döneminde 1454-1471 yılları arasında inşa edilmiş tarihî Tahtakale Hamamı'na ev sahipliği yapar. Semt, otantik yerel deneyimleri, canlı ticareti ve zengin tarihî mirasıyla tanımlanır. Tahtakale, tarihî dokusuyla ziyaretçilere kendine özgü bir atmosfer sunar. Bölgedeki aktif ticaret, çeşitli ürünlerin bulunduğu alışveriş olanakları ve Osmanlı döneminden kalma hamam gibi tarihî yapılar, semtin benzersizliğini ortaya koyar. Tahtakale'nin Tramvay ve feribot hatlarına yakınlığı, hem yerel halkın hem de turistlerin kolay ulaşımını sağlar, böylece bu tarihî semtin zenginliklerini keşfetmelerini kolaylaştırır.

PictographMonument Altitude 62 ft
Photo ofBeta yeni han

Beta yeni han

Beta Yeni Han, İstanbul'un tarihi yarımadasında yer alan bir han ve içerisinde Beta Tea House adlı bir kafe bulunmaktadır. Han, Osmanlı döneminde inşa edilmiş ve ticaret ve konaklama amaçlı kullanılmıştır. Hanın tarihi kayıtları 17. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Han, sırasıyla Emin Han, Tahmis Han, Hasırcılar Han ve Yeni Han adlarını almıştır. Hanın içerisinde yer alan Beta Tea House, ziyaretçilerin dinlenebileceği ve kahve, çay gibi içeceklerin tadını çıkarabileceği bir kafedir. Hanın içerisinde ayrıca şarküteri, börek, Belçika çikolatası, kuruyemiş ve hamburger gibi sevilen ürünlerin yer aldığı mekanlar da bulunmaktadır. Hanın tavanı camekan olarak tasarlanmıştır. Hanın renovasyon çalışmaları sonrasında tarihi dokusunu kaybetmeden yeniden açılmıştır. Han, İstanbul'un tarihi dokusunu yansıtan önemli bir yapıdır ve tarihi bir mirasın yeniden canlandığı eşsiz bir buluşma noktası olarak ön plana çıkmaktadır.

Photo ofRüstem Paşa Camii Photo ofRüstem Paşa Camii Photo ofRüstem Paşa Camii

Rüstem Paşa Camii

Damat Rüstem Paşa için inşa edilen Rüstem Paşa Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın Sadrazamlarından ve aynı zamanda kızı Mihrimah Sultan'ın kocası olan Damat Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı (1561). Su mülknamesine göre cami, 1562'de tamamlandı. Ancak, Mimar Sinan'ın çalışmaları, 1562'de sadece caminin yerinin belirlenmesi ve hazırlanmasıyla devam ediyordu. Caminin tamamlanması muhtemelen 1562-1564 arasına rastlar. Rüstem Paşa Camii, önceki mescidin bulunduğu yerde kurulmuştur; bu mescidin isimleri Halil Efendi Mescidi veya Kenise (Kilise) Mescidi olarak bilinir. Çünkü mescidin bulunduğu yer çukurdu, Mimar Sinan ise mescidin altına dükkânlar yaparak bir subasman oluşturdu. Evliya Çelebi de Rüstem Paşa Camii'nden bahsetmiştir. Mimari açıdan, camiye iki yandan merdivenle çıkılmaktadır. Planı dikdörtgendir ve merkezi kubbe, kemerlerle dört fil ayağına ve sütunlara oturur. Son cemaat yeri altı sütunlu ve beş kubbelidir. Camiye daha sonradan eklenen kemerler, sütunlar ve ahşap çatılı, saçaklı bir bölüm bulunmaktadır. Rüstem Paşa Camii'nin kubbe eteklerine kadar her tarafı çinilerle kaplıdır, özellikle lale motifli çiniler Osmanlı çini sanatının başarılı örnekleri arasında sayılmaktadır. Caminin şadırvanı sol taraftadır. Basilika mimarı stilinde yukardaki pencerelerden ışık gelecek şekilde yapılmıştır.

PictographMonument Altitude 148 ft
Photo ofSağır han Bizans Zindanları Photo ofSağır han Bizans Zindanları

Sağır han Bizans Zindanları

Sağır han, Eirene kulesnin de bylunduğu bizans döneminden kalma bir yapı kompleksidir. Zamanında buradaki odaların zindan olarak kullanıldığı belitilmektedir. şu anda ise bakır, gümüş gibi el işçiliği yapılan dükkanlar bulunmaktadır. hanın mülkiyetinin kişilere ait olduğu iletilmiştir.

PictographMonument Altitude 102 ft
Photo ofSağır han Bizans zindanları Photo ofSağır han Bizans zindanları Photo ofSağır han Bizans zindanları

Sağır han Bizans zindanları

Sağır han, Eirene kulesnin de bylunduğu bizans döneminden kalma bir yapı kompleksidir. Zamanında buradaki odaların zindan olarak kullanıldığı belitilmektedir. şu anda ise bakır, gümüş gibi el işçiliği yapılan dükkanlar bulunmaktadır. hanın mülkiyetinin kişilere ait olduğu iletilmiştir.

PictographMonument Altitude 138 ft
Photo ofEirene kulesi Photo ofEirene kulesi Photo ofEirene kulesi

Eirene kulesi

Büyük Valide Han'ın kuzeydoğu köşesinde yer alan "Eirene Kulesi" ya da diğer adıyla "Irene Kulesi," Eminönü'nün güneyindeki Çakmakçılar Yokuşu'nda bulunmaktadır. Kule, yaklaşık 17 metreyi aşan yüksekliğe sahip 10 metrekarelik bir kare yapıdır. Şu anda, belki de orijinal katlarına ait kanıtları gizleyen takviyeli betondan yapılmış üç katı bulunmaktadır. Orijinal merdiveninin bir kısmı, batı duvarındaki ikinci katta yer almaktadır. Kulesi, 16. yüzyılda Fransız gezgin Pierre Gilles tarafından "Eirene Kulesi" olarak adlandırılan ilk kişidir. Kulenin taş işçiliği, Orta Bizans dönemine tarihlendiğini göstermektedir, ancak tarihi ve orijinal işlevi belirlemek zordur çünkü tarih kayıtlarında net referanslar bulunmamaktadır. Altın Boynuz kıyısının yaklaşık 500 metre uzağında konumlanmıştır ve Neorion Limanı'nı gözetleyen etkileyici bir konuma sahiptir. 16. yüzyılda Melchior Lorichs tarafından yapılan bir tasvir, kulenin orijinalde daha yüksek olduğunu öne sürmektedir; şu anda bile hakim konumu, bir gözetleme kulesi olarak inşa edilmiş olma olasılığını düşündürmektedir. Kule, Anna Komnene tarafından Venedik ayrıcalıklarına atıfta bulunularak "Bigla" ile ilişkilendirilir. Bigla'nın (βίγλα "gözetleme") adı, bir gözetleme kulesi olduğunu düşündürse de, bu isimle ilişkilendirilmiş bir kuleye dair edebi referanslar bulunmamaktadır. Adı, imparatorun muhafız komutanı (Drungarios tes Biglas) ile tartışmalı bir şekilde ilişkilendirilmiştir. Diğerleri, bu kulenin Botaneiates, Kalamanos veya hatta imparator olmadan önce Romanos I Lekapenos'un orta Bizans sarayının bir parçası olduğunu öne sürmüşlerdir. Kulenin daha sonra 16. yüzyılda Cerrah Mehmet Paşa Sarayı'nın bir parçası olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Daha sonra kule, IV. Murad (1632-1640) tarafından annesi Valide Kösem Sultan için inşa edilen Büyük Valide Han'a dahil edildi. Muhtemelen o dönemde kuleyi hazinesi olarak kullanmış olabilir. Kuleye kaburga şeklinde kubbeli bir çatı eklenmiş olabilir. 17. veya 18. yüzyıla tarihlenen çiçek motiflerine dair izler bulunmaktadır. Şu anda, Büyük Valide Han'ın çatısının sunduğu panoramik manzaranın bir parçasıdır. Yaklaşık 1000 yıllık bina. Irene bizans kraliçesi. Kösem sultan ile irene nin hayatları çok benzer.

PictographWaypoint Altitude 161 ft
Photo ofMerdivenler Photo ofMerdivenler Photo ofMerdivenler

Merdivenler

Bu harabe merdivenlerden yukarı çıkılıp odalardan geçilerek Büyük Valide hana girilebilmektedir. Buradaki çok kötü yapılaşma dikkat çekmektedir.

PictographMonument Altitude 164 ft
Photo ofBüyük Valide Han Photo ofBüyük Valide Han

Büyük Valide Han

Büyük Valide Han, İstanbul'un tarihine ışık tutan önemli bir 17. yüzyıl yapılarından biridir. Eminönü semtinde, Çakmakçılar Yokuşu'nda konumlanan han, Osmanlı padişahı IV. Murat'ın annesi Kösem Sultan tarafından inşa ettirilmiştir. Evliya Çelebi'nin belirttiğine göre, hanın yapımı, o dönemdeki Cerrahbaşısı Mehmet Paşa Sarayı'nın yerine geçmiştir. 2863/B numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında 1983 yılında koruma altına alınan han, üç avlulu bir yapıya sahiptir. İrene Kulesi ve İran mescidi gibi özellikleriyle dikkat çeker. Kösem Sultan'ın Üsküdar Camii'ni de içine alan Çinili külliyesinden sonra Büyük Valide Han'ı inşa ettirmesi, tarihi ve kültürel bir katkı olarak öne çıkar. Fatih'in ticaret bölgesi olan Eminönü'nde bulunan han, tekstil ve metal ustalarının dükkanları, depoları ve atölyeleriyle işgücünün yoğunlaştığı bir merkezdir. Mimari özellikleri arasında taş, tuğla ve moloz taşların kullanımı, avluların revaklı olması dikkat çeker. Zemindeki mekanlar depo olarak kullanılmış, revaklar tuğla ile örtülmüştür. Toplam 210 odası bulunan hanın üst kat revakları zamanla odalara dönüştürülmüş, ancak bu değişikliklerin hanın tarihi dokusunu kaybetmesine neden olmuştur.

PictographMonument Altitude 151 ft
Photo ofRooftop cafe Photo ofRooftop cafe Photo ofRooftop cafe

Rooftop cafe

Harika manzaralı, türk kahvesi, soda içebileceğiniz nostaljik eşyalrla döşenmiş bir cafe. Görülmesini tavsiye ederim

PictographWaypoint Altitude 230 ft
Photo ofBedesten Photo ofBedesten Photo ofBedesten

Bedesten

Kapalıçarşının girişlerinde bulunan bir avludur. Etrafında demir bakır işçilikleri yapılan dükkanlar bulunmaktadır

PictographMonument Altitude 200 ft
Photo ofKapalı Çarşı Photo ofKapalı Çarşı Photo ofKapalı Çarşı

Kapalı Çarşı

Kapalıçarşı: İstanbul'un Tarihî ve Ticaret Merkezi İstanbul'un kalbinde yer alan Kapalıçarşı, dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerinin ortasında bulunan bu ticaret merkezi, yaklaşık 4,000 dükkânı ve 25,000 çalışanıyla dikkat çeker. Gün içinde 500,000'e yakın insanı ağırlayan Kapalıçarşı, 2014 yılında dünyanın en çok ziyaret edilen turistik mekanları arasında birinci sıraya yerleşmiştir. Kapalıçarşı'nın tarihi, iki önemli bedestenle başlar. İç Bedesten veya Cevahir Bedesteni, muhtemelen Bizans döneminden kalmadır. Diğer önemli yapı Yeni Bedesten, 1460 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış ve Sandal Bedesteni olarak da bilinir. Kapalıçarşı'nın resmi kuruluş yılı olarak kabul edilen 1460, Kanuni Sultan Süleyman döneminde ahşap olarak inşa edilen devasa bir alana ev sahipliği yapar. Çarşı, zaman içinde büyüyüp gelişirken ticari ahlak ve geleneklere de saygı gösterirdi. Rekabet yasak olup devlet, belirlenen fiyatın üzerinde satışı engellerdi. Ancak, depremler ve yangınlar gibi olaylarla yüzleşen Kapalıçarşı, günümüzde esnaf geleneğinde değişikliklere uğramış olsa da hala geleneksel el sanatları ve mücevheratın satıldığı bir merkezdir.

PictographMonument Altitude 200 ft
Photo ofÇemberlitaş Sütunu

Çemberlitaş Sütunu

Çemberlitaş Sütunu, İstanbul'un tarihi dokusunu zenginleştiren, 330 yılında İmparator I. Konstantin'e adanmış muazzam bir anıttır. Şu anki adıyla Çemberlitaş olarak bilinen semtin yedi tepesinden birinde yükselen bu sütun, her biri 3 ton ağırlığında ve 3 metre çapında olan bileziklerle birbirine bağlanmış 8 adet sütunun bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturulmuştur. Kostantin tarafından Apollon tapınağından getirtilen 57 metre uzunluğundaki sütun, ilk olarak Forum Kostantin adı verilen bir meydanda yer alıyordu. Başlangıçta sütunun zirvesinde Apollon heykeli bulunsa da, 330 yılında İmparator Konstantin, kendi heykelini sütunun üzerine yerleştirmiştir. Zamanla, sütunun üzerine Bizans imparatorları Julianus ve Theodosius'un heykelleri eklenmiştir. 1107 yılında meydana gelen büyük bir kasırga sonucu sütun yıkılmış, ancak I. Aleksios tarafından onarılarak üzerine büyük bir haç eklenmiştir. İstanbul'un fethinden sonra haç indirilmiş ve sütun, 1470'li yıllardan sonra I. Selim döneminde yenilenmiştir. Osmanlı döneminde ise sütun, büyük bir yangın geçirmiş ve Sultan II. Mustafa tarafından güçlendirilerek Çemberlitaş olarak anılmaya başlanmıştır. Sütunun alt kısmında İsa peygamber'in Kudüs'teki mezarından alınan eşyaların bulunduğu söylentileri, kesinlikle kanıtlanmamış olsa da, bu esrarengiz öykü Çemberlitaş Sütunu'nun etrafında dolaşan efsaneler arasında yer alır.

Comments

    You can or this trail