ST. PAUL YOLU Belova - Çaltepe

2008'de Perge'den Adada'ya, 2009'da Oluk Köprü'den Eğirdir'e ve 2012'de Eğirdir'den Yalvaç'a St. Paul Yolu yürüyüşleri yapmıştım.İlk 2 yürüyüşümde GPS cihazına sahip olmadığım için maalesef iz kayıtlarını çıkaramamıştım.
Son yıllarda bölgede gelişen mermer madenciliği yüzünden parkurların bozulduğunu, ormancılık faaliyetleri sebebiyle yeni orman yolları açıldığını ve yeterli boyama işlemi yapılamadığı için kırmızı beyaz yol işaretlerinin silinmekte olduğunu duyuyordum. Ayrıca orijinal St. Paul yoluna bağlanan yeni parkurların açılmasıyla zorda kalan sporcular için alternatiflerin çoğaldığını biliyordum.
St. Paul Yolu'nun kanaatimce en fazla değişikliğe uğramış Eğirdir - Oluk Köprü bölümünü yürüyerek, mümkün olduğunca orijinal rotaya bağlı kalmak şartıyla, güncel bir GPS iz kaydı çıkarmayı amaç edinen bizler, Metin Kurt, Metin Uluışık, Yahya Kabak ve Mehmet Özbek ( Özbek Özbek ) yollara düştük.

1.gün - 22.10.2018
Eğirdir - Sivri - Eğirdir. (15,7 km)
Başlangıç noktamız Lale, Fulya ve Charlie Pansiyonların sahibi ve işletmecisi değerli dostumuz İbrahim Ağartan. (0246 311 2125 - 0542 241 7213)
Akpınar köyüne kadar asfalt yürüyüşü, sonra Prostanna antik kentinin çok az kalan duvar taşları ve 1 km lik çok dik bir çıkış.
Eğirdir manzarası harika. Yorgunluğa değer.

2.gün - 23.10.2018
Akpınar - Yukarı Gökdere (22,0 km - Toplam 37,7 km)
Akpınar'dan birkaç km sonra çok büyük bir mermer ocağı yolumuzu kesiyor. En kolay geçişi sağlayacak bir iz kaydı oluşturduk. Sonra hız yapılabilecek belirgin patika ve orman yolları üzerindeyiz.
Yukarı Gökdere'de kafe, lokanta v.b. hizmet veren bir yer yoktur. Burada kalacaklar hazırlıklı olmalılar. Pansiyon da yoktur, fakat Köy Muhtarı Emekli Öğretmen Mehmet Özdemir (0535 285 1906) köyün düğün salonunu sizlere açacaktır. Orada tuvalet ve sıcak su bulunur.

3.gün - 24.10.2018
Yukarı Gökdere - Sipahiler (18,0 km - Toplam 55,7 km)
Bölgenin en geniş elma bahçeleri Yukarı Gökdere ile Serpil köyleri arasında uzanmaktadır.
Serpil köyünde tırmanış başlıyor.ve bir üst platforma çıkıyoruz. Yağmur altında Sipahiler köyüne ulaşıyoruz.
Sipahiler'de çok güzel bir pansiyonun yeni açıldığını yolculuk sırasında öğrendik, fakat biz kalmadık. Köy muhtarı ile temasa geçilince kolayca öğrenilebilir.
Sipahiler ile Sağrak arasındaki parkurun önemli bir bölümü dere yatağı içinden geçer. Çok büyük kaya bloklarına tırmanmak ve inmek gerektirir. Yağışlı havada ve kamp yükü ile bu işlem çok tehlikelidir. Dere yan duvarları çok yüksektir. Dere yatağına girilince artık oradan çıkmak oldukça zordur.
Sağrak köyünde güzel bir pansiyon vardır. Ramazan Aslan (0534 272 8080). Aracı da vardır. Ramazan kardeşimiz Sağrak'tan geldi ve bizleri pansiyona nakletti. Çok rahat ettik. Öyle ki pansiyonda 3 gece kaldık. Müteakip günlerde yapacağımız Sağrak - Yeniköy ve Yeniköy - Tota parkurlarının başlangıç ve bitiş noktalarına Ramazan kardeşimizin araç desteğinden yararlandık. Böylece kamp yükünü taşımaktan kurtulduk.

4.gün - 25.10.2018
Sağrak - Yeniköy (10,2 km - Toplam 65,9 km)
Adada antik kentine güneyden girmek çok etkileyicidir. En etkileyici yapısı kentin Roma İmparatorluk giriş yoludur. Eğer yol kuru ise halen üzerinde güvenle yürünebilir. Eğer yol ıslak ise (yağışlı günlerde) çok tehlikelidir. Çünkü üzerinde yürünen geniş blok taşlar Anadolu'da "KINA" denilen mantarımsı bir örtü ile yer yer kaplanmıştır. Kınalar beyazımsı veya pembemsi renktedirler. Kına olmayan yerlerde kara taş açıktadır. Kına ıslaksa çok kaydırıcıdır .Üzerinde durmak çok zordur. Islak kaya blokları üzerinde yürürken kınasız karataş bölümlerine basmayı ihmal etmeyelim.
Adada M.Ö. 2.yy kentidir. Bölge Roma'nın Asya Eyaleti olunca İmparator Traianus, Hadrianus ve Antoninus Pius dönemlerinde en görkemli günlerini yaşamıştır.
Adada sahasında bugüne kadar arkeolojik çalışma yapılmamış, sadece küçük tiyatrosunun sahne zemini ortaya çıkarılmıştır. Traianus Tapınağı, İmparatorlar Tapınağı, İmparatorlar ve Zeus Megistos - Serapis Tapınağı, Afrodit Tapınağı, Anıtsal Mezar yapısı, Sur Duvarları, Nekropol, Bizans Bazilikası, Açık Hava Toplantı Yeri ve Çarşı Binası ortaya çıkarılmak için beklemektedir.

5.gün - 26.10.2018
Yeniköy - Tota (11,3 km - Toplam 77,2 km)
Yeniköy'ün çıkışında bulunan büyük kayalar arsındaki çimenlik alanlar kamp yapmak için St. Paul yolcularını çeker, fakat dikkatli olunmalıdır.Yağmur yağarsa Tota dağına çıkan yamaçtan akan sular bir sel gibi bu alanı kaplamaktadır.
2,5 km lik bir tırmanış ile bir üst platforma erişilir. Geniş düz alanı aştıktan sonra çok güzel bir kamp alanı ve su mevcuttur. İstenirse burada kamp yapılabilir veya daha ilerideki Tota Dağı yangın gözetleme ve mücadele şefliği önündeki piknik alanına kadar gidilebilir.

6.gün - 27.10.2018
Tota - Kasımlar (16,6 km - Toplam 93,8 km)
Bu rotada zaman içinde onlarca parkur oluşmuş ve wikiloc'ta yayınlanmıştır. Bizce en uygunu önce orman yolunu izlemek ve sonra orijinal iz ile birleşmektir.
Parkurdaki en ilginç yapı yıkılmış bir Bizans Bazilikasının duvarlarıdır.
Kasımlar köyü girişinde bulunan St.Paul Pansiyon'da Abdurrahman Kökdoğan (0537 251 5032 ve 0246 371 2218) kardeşimiz bütün ihtiyaçlarınızı mükemmel şekilde karşılayacaktır.

7.gün - 28.10.2018
Kasımlar - Kesme - Çukurca (19,5 km - Toplam 113,3 km)
Kasımların en üst kotunda bulunan St. Paul Pansiyon'dan itibaren dik bir iniş ile Fındık Köprüsüne ulaşıldıktan sonra tırmanış başlar.
Belen geçilen ve gidilecek bölgelerin aynı anda görülebileceği bir geçittir.
Kesme köyünde mola vermenizi, kahveci İlyas Yılmaz'a uğramanızı ve tostunu ve çayını tatmanızı öneririm.
Kesme'de Mustafa Akbaş (0537 720 4284) pansiyon hizmeti vermektedir.
Çukurca köyüne yaklaşınca bir tepeden aşağıya doğru sık çalılıkların arasındaki patikayı kullanmak oldukça zordur. İnişin son bölümünde 5-10 metrelik biraz tehlikeli bir yan geçiş mevcuttur.
Çukurca'da Pala Dayı (0538 628 4580) pansiyon hizmeti vermektedir.

8.gün - 29.10.2018
Çukurca - Beydilli - Çimenova - Kuzdere (28,9 km - Toplam 142,2 km)
Çukurca 'dan 3 km sonra dere geçişi yaptığımız eski tahta köprü her kış gelen sellerden yıkılırdı. Şimdi biraz aşağı tarafa betonarme bir köprü yapılmış ve toprak yol ile Çukurca köyü Beydilli ve Çimenova köylerine bağlanmış. Ben toprak yolu, yol arkadaşım Metin Uluışık çoğunlukla orijinal patikayı takip etti. Yürüyüşçüler her iki iz kaydına da wikiloc'tan kolayca ulaşabilirler.
Bu parkurda beton köprüden (kot 550 m) dağın en yüksek noktasına (kot 1900 m) çıkmak gerekiyor. Biz bu tepe noktasından Çimenova'ya ve oradan da Kuzdere'ye araç ile gittik. Çünkü akşam oluyordu.Karanlıkta yürümek istemiyoruz. Çimenova köyünden Ümit Altuntaş (0535 217 3112) araç ihtiyacına cevap verebilir.
Kuzdere'de Emekli Polis Hüseyin Gök (0535 799 9310 ve 0246 368 2068) Pansiyon Koreli adıyla hizmet vermektedir. Ayrıca araç hizmetinde de bulunabilir.

9.gün - 30.10.2018
Kuzdere - Belova (7,9 km - Toplam 149,1 km)
Kuzdere'den Belova'ya çıkmak hele hele kamp yükü ile tırmanmak gerçekten çok zordur. Havalar hızla soğumaya başladı. Belova'nın yaylacıları köylerine göç etmişler. Belova'da sona kalmış Değirmenözü köyünden Serkan Önder 'i katran yağı çıkarırken görünce kamp yapmağa karar verdik. Temiz kuyu suyumuz ve ısınacağımız bir çoban kulübemiz de var.
Arıcılık, keçi besiciliği ve katran yağı konularında hoş sohbetlerimiz oldu. Serkan arkadaşımıza binlerce teşekkürler.

10.gün - 31.10.2018
Belova - Çaltepe (20,2 km - Toplam 169,3 km)
Küçük tepelere çıkılıyor ve iniliyor. Her iniş bir küçük yeşil alan. Bu alanlar çobanların kullanım yerleridir.
Ebenin Sivrisi dağını ve Hopbilla dağını da geçince birkaç tepecik aşıldıktan sonra Çaltepe'ye doğru inişe geçiliyor. Orman içinde yeni bir yol açılmış ve dikine inen eski patikayı birçok yerde kesmiş. Ben orman yolunu, yol arkadaşım Metin Uluışık eski patikayı yürüdük. Her iki iz kaydına wikiloc'ta kolayca ulaşılabilir.
Çaltepe'ye bu parkuru kullanarak ulaşınca Barca Pansiyon sahibi Erdinc Barca 'yı (0543 633 2599 ve 0242 771 1038) arayınız. Çünkü pansiyon derenin karşı kıyısındadır. Erdinç arkadaşımız eğer müsait ise aracıyla gelebilir ve sizi 2,5 km daha yürümekten kurtarabilir. İkinci alternatif ayakkabıları çıkarmak, paçaları sıvamak ve dereyi geçmektir. Bu mesafe yaklaşık 900 metredir.
Barca Pansiyonda çalışan KOMUTAN lakaplı Çaltepe'nin 40 yıllık çobanı Dursun Çalkan bize Belova - Çaltepe arasında önemli noktaların isimlerini sıraladı.Sizlere de ilginç geleceğini düşünüyorum. Yörük kültürü bu işte, her bir noktanın ayrı bir hikayesi var.
Belova - Armut Ovası - Ebenin Sivrisi - Taş Yalak - Yalak Üzerindeki Dağ - Kuyucak Başı - Kapılı - Koca Göğüs - Devletler - Kirmenli - Adilenin Kuyusu - Korum Yurt - Şinşin Kuyu - Hasan Kulu - Kara Ardıç - Çaltepe.

11.gün - 01.11.2018
Çaltepe - Selge (16,1 km - Toplam 185,4 km)
Rotanın en güzel parkurudur. Muhteşem bir antik patika üzerinde tırmanış. Kestanelik, Delisarnıç ve Adamkayalar bölgelerinde ilginç kaya oluşumları ve burada yaşayan insanların bu oluşumlardan nasıl faydalandıkları görülecektir.
Selge Roma 'nın Asya Eyaletinin Pisidia bölgesinin başşehri idi. Selge antik tiyatrosuna henüz el sürülmemiş. Tiyatro ve diğer kalıntılar açığa çıkmayı bekleyedursunlar biz pansiyon hizmeti veren Osman Dalka'nın (0538 308 5666) evine gidelim. Pansiyon defalarca gelmek istenilecek kadar güzel ve kullanışlı. Manzara mükemmel, yemekler harika. Teşekkürler Osman Dalka.

12.gün - 02.11 2018
Selge - Oluk Köprü (12,8 km - Toplam 198,2 km)
Orman içinde eğlenceli bir şekilde uzanan orman yolu ve patikalar üzerinde ilerliyoruz. Yer Köprü'ye yaklaşınca uçurum gibi dik bir inişe başlıyoruz. Kamp yükü ile inişte dikkatli olalım.
Yer Köprü, Köprüçay'ın yer altına dalıp kaybolduğu ve ileriden tekrar yeryüzüne çıktığı doğal bir köprüdür.
Sonra Tevfik ağabeyin evine ulaşıyoruz. 9 yıl önce beni karşılamış olan yaşlı eşini maalesef kaybetmiş Tevfik ağabey. Ağaçlardan, meyvalardan, doğadan,ortak dostlardan ve yörük kültüründen oluşan güzel bir sohbet yaptık ve Tevfik ağabeyi mutlu ettik. Tevfik ağabeyin evine araçla ulaşılabilir ve kiralık ahşap evlerinde kısa tatiller yapılabilir.
Son olarak Oluk Köprü. Harç kullanılmadan birleştirilen kamalı kesme taşlardan M.S. 2.yy.da yapılmıştır.
Yeterli fotoğraf çekimlerinden sonra yakınlardaki Büğrüm Köprü'ye uğradık ve yanan ayaklarımızı Köprüçay'ın buz gibi sularına teslim ettik.

Doğada Kalalım, Sağlıklı Olalım.