← Part of Samanlı Dağları
Simon'un Sırtı ( 2015 02 )
near Yuvacık, Kocaeli (Türkiye)
Viewed 295 times, downloaded 8 times
Trail photos
Itinerary description
İlk adımlarımızı yemyeşil bir çayırı üzerinde attık. Meyve ve fındık bahçelerini geride bırakırken, altımızda Yuvacık’ın son evleri de yavaş yavaş küçülmeye başlıyordu. Hava tahminlerinin aksine ne soğuk vardı ne de yağmur .
Yükseldikçe Yuvacık Barajı tüm vadiyi saran bulutların arasından göz kırptı sadece bize, tıpkı güneş gibi. İlk sarı sarı açmış çiğdemlerin başına üşüştük, baharın habercisi olarak. Sonra da göz alıcı pembesiyle sıklamenlerin ve pek fazla bilinmeyen yıldız sümbüllerinin.
Birkaç yerde de bu güzel havalara aldanıp çiçeklenmiş erikler, kızılcıklar ilişti gözümüze. Kuşların çoğu sıcak ülkelere gitmişse de Alakarga gibi yerli türlerin yaygaracı çığlıklarını işitip, bizi geç fark edip üstümüze doğru gelen bir atmacayı ve tepemizde dolanan bir şahini gözlemleme şansını yakaladık.
Parkurun ilk yarısında tırmandık biraz, soluklanmak için durmayı ihmal etmedik ama. Ve en yüksek noktaya ulaştığımızda az da olsa kar karşıladı bizi, özleyenlerimiz hasret gidersin diye. Sırta neden Simonun adının verildiğini öğrenemedik ama. Ne internette cevabını bulabildik bu sorunun nede yörede yaşayanlardan öğrenebildik. Eskiden beri bu isimle anıldığını söylediler sadece.
Gene de doğuda Kartepe’yi, sağında Karaoluk yaylasının sırtlarını, Kayaüstü yaylasının bulunduğu yamaçları, onlarla aramızdaki Kungul Dağı ve Aytepe’yi, ayağımızın altındaki Yuvacık Barajını, batı tarafında Bahçecik ve ilerisindeki köylerin manzarasını görmek, hava biraz daha açık olsa körfezin, sapanca gölünün görüş alanımızda olduğunu bilmek güzeldi, keyifliydi. Günü ise Karaaslan tesislerinde, şöminenin başında kendimize ufak çaplı bir ziyafet çekerek tamamladık :)
Yükseldikçe Yuvacık Barajı tüm vadiyi saran bulutların arasından göz kırptı sadece bize, tıpkı güneş gibi. İlk sarı sarı açmış çiğdemlerin başına üşüştük, baharın habercisi olarak. Sonra da göz alıcı pembesiyle sıklamenlerin ve pek fazla bilinmeyen yıldız sümbüllerinin.
Birkaç yerde de bu güzel havalara aldanıp çiçeklenmiş erikler, kızılcıklar ilişti gözümüze. Kuşların çoğu sıcak ülkelere gitmişse de Alakarga gibi yerli türlerin yaygaracı çığlıklarını işitip, bizi geç fark edip üstümüze doğru gelen bir atmacayı ve tepemizde dolanan bir şahini gözlemleme şansını yakaladık.
Parkurun ilk yarısında tırmandık biraz, soluklanmak için durmayı ihmal etmedik ama. Ve en yüksek noktaya ulaştığımızda az da olsa kar karşıladı bizi, özleyenlerimiz hasret gidersin diye. Sırta neden Simonun adının verildiğini öğrenemedik ama. Ne internette cevabını bulabildik bu sorunun nede yörede yaşayanlardan öğrenebildik. Eskiden beri bu isimle anıldığını söylediler sadece.
Gene de doğuda Kartepe’yi, sağında Karaoluk yaylasının sırtlarını, Kayaüstü yaylasının bulunduğu yamaçları, onlarla aramızdaki Kungul Dağı ve Aytepe’yi, ayağımızın altındaki Yuvacık Barajını, batı tarafında Bahçecik ve ilerisindeki köylerin manzarasını görmek, hava biraz daha açık olsa körfezin, sapanca gölünün görüş alanımızda olduğunu bilmek güzeldi, keyifliydi. Günü ise Karaaslan tesislerinde, şöminenin başında kendimize ufak çaplı bir ziyafet çekerek tamamladık :)
Comments (1)
You can add a comment or review this trail
Yürüyüşe ait video görüntülerini ekli linkten izleyebilirsiniz : https://youtu.be/azcCWahxZQQ