Sarıdayı - Bozcaarmut-Alınca- Kınık

16 Kasım 2023 Cumartesi günü memleketim Pazaryeri ilçesi Nazifpaşa Köyünden Sezgin Çolak'ın evine daha önceden tasarladığımız gibi İstanbul'dan 4 arkadaş gün daha doğmadan 7.45'te geldik. Sağolasın Sezgin'in elleri öpülesi annesinin kuzine ateşinde gece yarısından beri kaynayan tavuk suyundan yaptığı çorba, köy tereyağı, organik bal ve bizim Bilecik'in enfes domatelerinden yapılma ev salçasınında eşlik ettiği kahvaltı ile havayı aydınlattık. Sonra köyden bir araç ile Sarıdayı köyüne hareket ettik.
Meteroloji tahminlerine göre öğleye kadar yağış gözükmüyordu. Ancak Sarıdayı köyünde yağış istikrarlı ama yavaş yavaş yağıyordu. O yağış altında uygun donanımlarımızı kuşandık ve yürüyüş köyün camisi önünden başladı. sarıdayı köyü 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında kaybedilen Bulgaristan'ın kuzey tarafında bulunan Deliorman bölgesinden gelen Muhacirlerden oluşan bir köy. Köy bakımlı ve temiz. İnsanlar cana yakın ve samimi. İlk hedefimiz Bozcaarmut göleti idi. Gölet köyün kuzeyinde kalıyordu. Kuzeye doğru uygun bir ham yoldan irtifa kazanarak çıktık. Köy 980 metre irtifa da. 1200 metre irtifayı göresiye kadar yarım saat tırmandık. Sonrası hafif irtifas vererek enfes küçük küçük yayla ve meralardan devam ettik. Bu kısımda su sıkıntısı yok. Gölete kadar 3 çoban çeşmesi gördük. Hepsi bakımlı ve faal.
Göleti batı ucundan yakaladık. Burada piknikçile riçin yapılmış bir çardakta çay molası verdik. Yürüyüşümüze kendimizi iyi hissettiğimizden devam kararı aldık. hedefimiz Alınca oradadn da Kınık köyü idi. Bozcaarmut köyüne gelmeden sağdan orman içine tırmanan patikadan kuzeydoğu istikametine kıvrıldık. Burada çilek tarlalarının kenarlarından yürüdükten sonra ormana girdik. orman baştan geniş yapraklı ağaçlardan oluşurken irtifa kazanmamızdan mürettep yeniden iğne yapraklı çam ağaçlarına evrildi.
Alınca köyüne Saat 13:45 gibi ulaştık. Bu köy Çerkes Abhaz köyü. maalesef köy güzel evlerle donatılı olsa da köyde sürekli iklamet eden az. evlerin hemen hepsi hafta sonlarını geçirmek için Eskişehir ve Bursa gibi çevrede bulunan büyükşehirlerde yaşamlarını sürdüren Alınca'lıların. Yağmur burada şiddetini arttırdı. Bizde faal olmayan ama kapısı açık kahvehane de biraz kurulandık. Yürüyüşe devam mı tamam mı kararını mütalaa ettik. benim savım; "bu irtifa da yağış var ancak Kınık biraz daha aşağıda. muhtemelen bulutların konumu itibarı ile aşağıda yağış yok. Yürüyelim dedim"
Yoğun yağış altında yarım saat irtifa vererek Kınık2a doğru ilerledik. 800 metre irtifaya vardığımızda arkamızda yağmur bulutu Alınca'nın bulunduğu tepeyi yutmuş olduğunu gördük. Bizim geldiğimiz yer orası idi. Son 3 km kapalı ama yağışsız devam ederek Kınık köyüne ulaştık.Kınık köyü 1877-1878 osmanlı rus savaşı sonucunda kaybedilen Deliorman bölgesinden gelmiş muhacir Türklerden oluşuyor. Köy gayet temiz ve bakımlı. Burada çömlek sanatı ciddi bir ekonomik gelir kaynağı olmuş. Bu yüzden köyde sosyo-ekonomik hayat canlı. Köy kahvesinde samimi insanlarla sıcacık sobanın yanında tavşan kanı çaylar ile bizi alacak aracı beklemeye koyulduk.
Sonuç olarak ıslanmamıza rağmen çok keyif aldığımız efor ve doğa güzelliklerin bol olduğu bir rota çıkartmış olduk.
Yürümeyi düşünen arkadaşlara gönül rahatlığı ile tavsiye ederim. Rotanın dikkat edilmesi kısımları
1- İlk başta yarım saate yakın bir irtifa kazanma kısmı var.
2- Ayı ve kurt gibi yaban hayvanı izlerine denk geldik. izler taze idi. Bu tür canlar ile karşlılaşma olasığınız var. nasıl davranılması gerektiği hususunda önceden yürüyecek arkadaşlara bilgi vermekte fayda var. temel kural panik yok. kaçmak kesinlikle yok. Kaçarsanız kovalarlar. sabir durun ve kendinizden emin olun. Belli bir kontaltan sonra canlı sizden uzaklaşacaktır. Çok ekstrem durumlarda (dişi ise yavrusunu kıskanma veya fevkalade açlık) size yaklaşabilirler. Toplu halde kalın ve yüksek sesle ona doğru bağırın. uzaklaşacaktır. Biz bu yürüyüşte karşılaşmadık.