Oruçoğlu-Kızılca Sapağı

Asıl Parkur: Oruçoğlu - Ulupelit - Heciz Kalesi - Kızılca Sapağı


GENEL AÇIKLAMA: 30.Ekim.2021 Cumartesi günü, iki kişi, ılık ve güneşli bir havada yürüdük.

Parkur başına, 139D Bereket Sitesi-Darlık otobüsü ile gittik. Üç biletli ama aylık kart geçen, Şile otobanını kullanan, seri bir hat...

Planımız Ulupelit'ten başlamaktı (aynı İETT aracıyla gidilebilir), fakat güzel havayı fırsat bilerek rotayı uzatmak ve Oruçoğlu Göleti'ni görmek istedik; iyi de yapmışız, bu bölümler muhteşemdi.

Oruçoğlu ve Ulupelit'te, kahve ve bakkal bulunmaktadır.

Gelelim kaleye... Şile'nin (bildiğim kadarıyla) dört kalesinden biri... Pandemi öncesi, Sarıkavak Kalesi'ni internetteki bilgilerle bulmuş, rotasını wikiloc'a ilk olarak (ana hesabımdan) atmıştım. Tabi, sonrasında Google haritalara işlenmiş, hatta belediyenin burayı tanıtma girişimi ve parkurun bilinirliğinin çok artması aynı döneme denk gelmişti.

Bu parkuru yürümeden önce de, Heciz Kalesi'nin konumunu gösteren bir wikiloc kaydı, ya da Google Harita işaretlemesi yoktu. İnternette bulduğum eski bir makaledeki krokiyi baz alıp, o krokiyi ve Google Earth görüntülerini inceleyerek yerini tespit ettik ve yürüyüş sırasında tahmin ettiğimiz noktada kaleyi görmüş olduk.

Parkur, muhteşemdi... Her zaman hiç gitmediğim yerlerde yürürüm, ama sanki daha önce yürümüş gibi, güzel bir parkur ortaya çıktı. Bu yüzden, yürüyüş gruplarına tavsiye ederim. Çok nadiren, o da fazla engellemeyecek şekilde dikenlerle karşılaştığımız oldu. Yağışlı havalarda, bazı toprak yollar çamurlu olabilir, keza bir kaç gündür bölge ciddi bir yağış almamasına rağmen, bazı su birikintilerinden dolayı, toprak yolların yanlarını kullanmak durumunda kaldığımız oldu.

Parkurun başlarına denk düşen, Oruçoğlu Göleti'nden hemen sonra işaretlediğim dere geçişi, yağışlı havada belki biraz sorun yaratabilir, ama biz derenin içindeki bir kütüğe dikkatlice basarak o kısımdan sorunsuz geçtik.

Kalede öğle yemeği molası verdik. En büyük burcunun üzerine çıktık, manzara harikaydı... Kalenin sınırlarını belirlemek adına, surlara yakın bir noktadan surlara yaklaşabildiğimiz kadar, bazen de surların üzerinde yürüyerek kaleyi tavaf ettik. Bu hareket, rota kaydında görülmektedir. Kale sınırları içinde kalan alandaki bitki örtüsünün seyrek olduğunu ekleyebilirim...

Kaleden sonra çok hafif bir çıkış ve ardından, uzun sayılabilecek hafif bir iniş sayesinde, parkurun kale sonrasındaki bölümünde zorlanmadık. Yürüyüş grupları, Ulupelit'ten başlarsa, görece daha kolay bir parkur ortaya çıkar.

Parkur sonunda, Şile otoyoluna çıktık ve 139T Şile-Tepeüstü İETT aracı ile (üç biletli ama aylık kartlar geçiyor.) döndük. Kızılca Sapağı İETT durağının İstanbul yönünde durak tabelası yoktu. Otobanın kenarında yanlış yerde beklediğimiz için, otobüsü kaçırdık. Sonrasında da garanti olması için Sofular Sapağı'na yürüdük (Yürüyüşün kaydına Kızılca Sapağı'nda kapattığımız için, Sofular Sapağı'na yürüdüğümüz bölüm bu kayıtta yer almamaktadır). Hatta, başkalarının mağduriyet yaşamaması adına, Beyaz Masa'ya şikayet kaydı açtık, umarız sorun düzeltilmiş olur.

Yürüyüşü Kızılcaköy Kocakuş Mesire Alanı'nda bitirdik. Hafta sonları kalabalık olabileceğini düşündüğünüz Tabiat Parkı, derli topluydu ve ferahtı...

Yürüdüğüm çoğu parkur keşif mahiyetinde olduğu için, sıkıntılı yerler ve dikenlerle boğuştuğumuz yerler olabiliyor; ama bu parkura kefilim... Üstelik muhteşem bir harabeyle birlikte orman içi yollar, dereler sizi selamlayacaktır... 😌

Umarız kaleye el atılır; turizme ve gelecek nesillere kazandırılır.

İyi faaliyetler...