← Part of Samanlı Dağları
Örnekköy'den Yuvacık Barajı'na ( 2013 08 )
near Örnek, Kocaeli (Türkiye)
Viewed 46 times, downloaded 0 times
Trail photos
Itinerary description
Kartepe’nin ardından doğan güneşin ışıklarıyla uyanıyoruz yeni güne… Kampı topladıktan sonra bugün çıkartacağımız iki ayrı parkur daha var. Toprak orman yollarını, Kıranyurt Yaylasını aracımızla geçip anayola çıktığımızda sağa Pamukova’ya değil, sola Sultaniye’ye dönüyoruz.
Bugünkü ilk parkur Sultaniye’den Kızkalesi’nin dibine uzanıyor Karpuzdere boyunca. İlk ekip burada, parkurun başındaki değirmenin yanında ayrılıyor bizden. Biz de hızla yürümeye başlayacağımız noktaya yol alıyoruz.
Hava düne göre biraz daha sıcak. Yanından yürüdüğümüz su bu noktadan itibaren artık Serindere adını taşıyor. Dereye ise, uzun yıllar İzmit’e su taşıyan ve hala bu görevine devam eden bir su hattı eşlik etmekte. Biz de toprağa gömülü bu hattın üzerindeki, görece geniş bir patikayı andıran parkuru takip ediyoruz. Öyle ki Serindere’nin içinden aktığı vadinin daralarak küçük bir kanyon havasına büründüğü bölümlerde bu parkur irili ufaklı altı tünelin içinden geçiyor. Zamanın koşulları göz önüne alındığında bin bir meşakkatle, büyük emek verilerek yapıldığı belli olan bu yapıları görünce insanın aklına dağları delen Ferhat’ı getirmemesi ise mümkün değil…
Biz tünellerin birisini, ağzını dolduran moloz nedeniyle içinden değil de, tırmanarak üstünden geçmek zorunda kaldık. Kalabalık bir grup olarak bu yolu izlemenin riskli olacağı ise aşikar. Söz konusu nokta temizlendiği zaman küçük bir grupla tekrar denemenin heyecan ve keyif vereceği ise muhakkak… Tüneller aynı zamanda barındırdıkları yarasa türleriyle bambaşka bir dünyanın kapısını aralıyor…
Parkur özellikle böğürtlen açısından oldukça cömert . Kızılcıkların ise hani şöyle bir iki haftası kalmış, kestaneler içinse güzü beklemek gerekiyor. Geri kalan yol, vadinin tabanından akan Serindere’nin sesi eşliğinde Yuvacık Barajı’na kadar uzanıyor ve burada bitiyor…
Bugünkü ilk parkur Sultaniye’den Kızkalesi’nin dibine uzanıyor Karpuzdere boyunca. İlk ekip burada, parkurun başındaki değirmenin yanında ayrılıyor bizden. Biz de hızla yürümeye başlayacağımız noktaya yol alıyoruz.
Hava düne göre biraz daha sıcak. Yanından yürüdüğümüz su bu noktadan itibaren artık Serindere adını taşıyor. Dereye ise, uzun yıllar İzmit’e su taşıyan ve hala bu görevine devam eden bir su hattı eşlik etmekte. Biz de toprağa gömülü bu hattın üzerindeki, görece geniş bir patikayı andıran parkuru takip ediyoruz. Öyle ki Serindere’nin içinden aktığı vadinin daralarak küçük bir kanyon havasına büründüğü bölümlerde bu parkur irili ufaklı altı tünelin içinden geçiyor. Zamanın koşulları göz önüne alındığında bin bir meşakkatle, büyük emek verilerek yapıldığı belli olan bu yapıları görünce insanın aklına dağları delen Ferhat’ı getirmemesi ise mümkün değil…
Biz tünellerin birisini, ağzını dolduran moloz nedeniyle içinden değil de, tırmanarak üstünden geçmek zorunda kaldık. Kalabalık bir grup olarak bu yolu izlemenin riskli olacağı ise aşikar. Söz konusu nokta temizlendiği zaman küçük bir grupla tekrar denemenin heyecan ve keyif vereceği ise muhakkak… Tüneller aynı zamanda barındırdıkları yarasa türleriyle bambaşka bir dünyanın kapısını aralıyor…
Parkur özellikle böğürtlen açısından oldukça cömert . Kızılcıkların ise hani şöyle bir iki haftası kalmış, kestaneler içinse güzü beklemek gerekiyor. Geri kalan yol, vadinin tabanından akan Serindere’nin sesi eşliğinde Yuvacık Barajı’na kadar uzanıyor ve burada bitiyor…
You can add a comment or review this trail
Comments