← Part of Kocaeli Yarımadası
Orhanlı'dan Kargalı Şelalesi ve Yaka Köyü'ne ( 2018 04 )
near Yağcılar, Kocaeli (Türkiye)
Viewed 354 times, downloaded 11 times
Trail photos
Itinerary description
Sabahın ilk saatleri için hafif serin sayılsa da güneş yükseldikçe hava , yürüdükçe de biz ısınacağız. Cemrelerin canlandırdığı, henüz boy atmaya başlamış ekinler arasında, tarlaların kenarında atıyoruz ilk adımlarımızı.
Hala kullanılan, hayvanların su içtiği eski bir yalağı geçer geçmez, son yağmurlarla beslenen küçük bir su birikintisindeki semenderler yabanın ilk sakinleri olarak merhaba diyor bize.
Yürüyüşün sonraki adımlarında Çevik Kurbağa, Bataklık Kurbağası, Yılan Kertenkele, İri Yeşil Kertenkele gibi türlerle karşılaşacak, hatta onları biraz daha yakından tanıma fırsatı yakalayacağız.
İzlediğimiz patika, dal uçları yeni yeşeren meşeler arasında yavaş yavaş kıvrılıyor. Birazdan ulaşacağımız nokta bize hem Kargalı Şelale'lerini hem de bu yeni yeni yeşeren meşelerin kapladığı tepelerdeki dalga dalga yayılan yeşilin o ilk tonlarını görme şansı verecek.
Ondan önce güneşin ısıttığı kanatlarıyla yanımızdan hızla geçen kelebeklerin peşine düşeceğiz. Bunlar arasında birbirinden güzel isimlere sahip Güneyli Fisto, Tavus, Atalanta, Orakkanat, Yırtıkpırtık, Sarı azamet, Turuncu süslü ilk göze çarpanlar.
Uzaklardan baharın bir başka habercisi olan Guguk Kuşunun sesi geliyor. Onun ve doğadaki diğer güzel seslerin arasında Kargalı şelalesi'ne nasıl vardığını anlamıyor insan. Burada ise son yağışlarla seviyesi artan derenin, tüm gücüyle şelaleleri geçerken çıkardığı çağıltının uğultusu hepsine hakim.
En güzel zamanın da doyasıya tadını çıkardıktan sonra bu güzelliklerin yolumuza devam ediyoruz. Meşeli Dere üzerindeki iki büyük ağaçtan oluşan eski ahşap köprü bizi karşı kıyıya geçiriyor. Sonrasında yavaş yavaş yükseleceğimiz küçük bir yamaç var. Beyaz çiçekli fundalar, biz çarptıkça toz bulutunu andıran polenlerini rüzgara savuruyor bu bölümde.
Bir kaç küçük nefes molası yetiyor yamacı bitirmeye, aramızda Yaban Adımlar'ın genç ve çocukları da var ama onlar hepimizden daha dirençli. Kendini iyice hissettiren güneşin eşliğinde güle oynaya sırt boyu alçalmaya başlıyoruz bizde.
Yolun sonu iki büyük derenin birleştiği ve iki ayrı köprü ile geçildiği büyük yemyeşil bir alan. O kadar güzel ki bir daha ki sefere yürüyüşü burada bitirmeyi not ediyoruz gönlümüze.
Ama bu sefer son adımı atacağımız noktaya az bir yol daha var. Ateşimiz çoktan yanmış, çaylar demlenmiş olmalı. Bir an önce çıplak ayaklarını ilk önce derenin soğuk sularına sokmak sonrada yemyeşil çayırlara basmak, güneşe karşı sırt üstü uzanmak istiyor insan. Dönmeden önce tamamen yenilenmek için...
Hala kullanılan, hayvanların su içtiği eski bir yalağı geçer geçmez, son yağmurlarla beslenen küçük bir su birikintisindeki semenderler yabanın ilk sakinleri olarak merhaba diyor bize.
Yürüyüşün sonraki adımlarında Çevik Kurbağa, Bataklık Kurbağası, Yılan Kertenkele, İri Yeşil Kertenkele gibi türlerle karşılaşacak, hatta onları biraz daha yakından tanıma fırsatı yakalayacağız.
İzlediğimiz patika, dal uçları yeni yeşeren meşeler arasında yavaş yavaş kıvrılıyor. Birazdan ulaşacağımız nokta bize hem Kargalı Şelale'lerini hem de bu yeni yeni yeşeren meşelerin kapladığı tepelerdeki dalga dalga yayılan yeşilin o ilk tonlarını görme şansı verecek.
Ondan önce güneşin ısıttığı kanatlarıyla yanımızdan hızla geçen kelebeklerin peşine düşeceğiz. Bunlar arasında birbirinden güzel isimlere sahip Güneyli Fisto, Tavus, Atalanta, Orakkanat, Yırtıkpırtık, Sarı azamet, Turuncu süslü ilk göze çarpanlar.
Uzaklardan baharın bir başka habercisi olan Guguk Kuşunun sesi geliyor. Onun ve doğadaki diğer güzel seslerin arasında Kargalı şelalesi'ne nasıl vardığını anlamıyor insan. Burada ise son yağışlarla seviyesi artan derenin, tüm gücüyle şelaleleri geçerken çıkardığı çağıltının uğultusu hepsine hakim.
En güzel zamanın da doyasıya tadını çıkardıktan sonra bu güzelliklerin yolumuza devam ediyoruz. Meşeli Dere üzerindeki iki büyük ağaçtan oluşan eski ahşap köprü bizi karşı kıyıya geçiriyor. Sonrasında yavaş yavaş yükseleceğimiz küçük bir yamaç var. Beyaz çiçekli fundalar, biz çarptıkça toz bulutunu andıran polenlerini rüzgara savuruyor bu bölümde.
Bir kaç küçük nefes molası yetiyor yamacı bitirmeye, aramızda Yaban Adımlar'ın genç ve çocukları da var ama onlar hepimizden daha dirençli. Kendini iyice hissettiren güneşin eşliğinde güle oynaya sırt boyu alçalmaya başlıyoruz bizde.
Yolun sonu iki büyük derenin birleştiği ve iki ayrı köprü ile geçildiği büyük yemyeşil bir alan. O kadar güzel ki bir daha ki sefere yürüyüşü burada bitirmeyi not ediyoruz gönlümüze.
Ama bu sefer son adımı atacağımız noktaya az bir yol daha var. Ateşimiz çoktan yanmış, çaylar demlenmiş olmalı. Bir an önce çıplak ayaklarını ilk önce derenin soğuk sularına sokmak sonrada yemyeşil çayırlara basmak, güneşe karşı sırt üstü uzanmak istiyor insan. Dönmeden önce tamamen yenilenmek için...
You can add a comment or review this trail
Comments