Mekaleskirit Orman Yolları (Mekaleskritişi Gzalepe)
near Dikkaya, Rize (Türkiye)
Viewed 85 times, downloaded 6 times
Trail photos
Itinerary description
Uyarı: Yürüyüş tavsiyesi değildir. Evimin kapısında başlayıp aynı yerde biten ve spontane gelişen günlük bir etkinlik. Yer yer tehlikeli olabilecek eğimli ve kaygan bypass bölgeleri mevcut.
•
Köyün yüksek bölgelerinde çay tarlalarının ve kısmen ormanların içinden geçen yer yer uzak Kaçkar manzaralı bir yürüyüş vadediyor bu parkur. Köyde nefes almak ve kondisyondan düşmemek için yaz kış sık sık yaptığım hızlı aksiyonlardan biriydi. Kaydetmeyi hiç düşünmemiştim şimdiye kadar. Yapraklardaki taze nisan yeşili, yeni çiçeklemiş yabani çilekler, meyve ağaçları modumu biraz olsun yükselttiği için bu rotaya da bir şans vermek istedim. Kendi köyümde de son son bir iz bırakmış olmaktı amaç belki de. Çekilen fotoğraflara yıllar sonra bakıp çoktan kaybolup gitmiş doğallığın kalan son izlerini de yad etmek için ya da...
İkizdere'deki 7 yıllık yaşantımdan sonra Çamlıhemşin'e gelip sürekli burada yaşamaya başlayalı neredeyse 2 yıl oluyor. Bu süre içerisinde köyün çehresi inanılmaz bir değişim geçirdi. Bungalov çılgınlığı salgın bir hastalık gibi herkesin beynine sıçramış durumda ve bu lanet olası odacıklar birer ur gibi bitiyorlar köyün olur olmaz yerlerinde. Herkeste bir kolay para telaşıdır yakıyor değerli olan ne varsa... Evim köyün nispeten ıssız, sessiz ve Cagut Dağı ile Fırtına Vadisi'ni gören yüksek bir bölgesinde bulunuyor. Doğu tarafında, yol kenarında tek sıra halinde sık dizili kızılağaçların dinlendirici gölgesi ve yaprakların huzurlu hışırtıları eşlinde balkonda oturmak bile burada yaşamayı anlamlı kılıyordu. Cagut Dağı'nı karşıma, çayımı yamacıma, kitabımı elime alır; ara ara geçen araçların bozgunculuğuna rağmen sessizlik içinde demlenirdim... Sabahları kuş cıvıltıları ile uyanmanın keyfi bile yeterliydi... İdi... Zira o ağaçları kestiler, bahçemin hemen yanına iki bungalov diktiler... En az 30 yıl yaş almış ağaçlar 2 saatte yok oldular. Kuşlar da çekip gitti. Çırılçıplak kaldım. Bir gün okuldan geliyordum ki kepçenin yolu kestiğini ve kazı yaptığını gördüm, dumura uğradım. Bir anda olup bitti her şey. Ne sessizlik kaldı, ne de munis manzaram. Babamın bahçeye bungalov yaptırma niyetini duyduğumda çileden çıkmış "Öyle bir şey yaparsan, köye adımımı atmam bir daha!" diye tehdit edip güç bela vazgeçirmiştim. Çok sürmedi başkası geldi ve işini bitirdi!
Yürüdüğüm orman yolları da nispeten sahip olduğu sessizliği seri bir şekilde başlayan inşaatlarla kaybetmiş oldu. Yükseklere çıkmadan ve ormanın derinliklerine girmeden bu doğanın sessizliğine kavuşmak mümkün değil artık. Cennetmekan bir bölgenin görgüsüzlük ve aç gözlülük yüzünden nasıl perişan edildiğini gördüm bir kez daha. Yokluğun ve cehaletin şekillendirdiği bir zihniyetin çay tarımı ile nispeten yokluktan kurtulması ve karga tulumba "turizm" hevesi ile zenginleşmenin hızlanması ortaya en tehlikeli insan tipini çıkarmış durumda. Görgüsüz ve zengin! Cehalet ve görmemişlik olduğu yerde sayarken maddiyatın bu kadar hızlı palazlanması bu coğrafyanın köküne kibrit suyunu dökmüş durumda. Geri dönüşü mümkün değil...
Artık buralarda yaşayamayacağımı uzun zamandır hissediyordum ama kendime itiraf edemiyordum. Artık bu gerçeği kabullenmiş durumdayım. Bu yürüyüş olması gerektiği kadar keyifli değildi. Bir doğaseverin buraya gelip de bu yolları yürüyeceğini hiç sanmıyorum, aman diyorum gelmeyin, yükseklere çıkın, dağların koynuna gidin. Bu manyaklıktan zevk alanlar Arap turistler ve amacı doğa deneyimi olmayan sığ insanlar olacaktır. Çok uzattım, kustum resmen. Şairin sözleriyle bitireyim:
"Kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya."
•
Köyün yüksek bölgelerinde çay tarlalarının ve kısmen ormanların içinden geçen yer yer uzak Kaçkar manzaralı bir yürüyüş vadediyor bu parkur. Köyde nefes almak ve kondisyondan düşmemek için yaz kış sık sık yaptığım hızlı aksiyonlardan biriydi. Kaydetmeyi hiç düşünmemiştim şimdiye kadar. Yapraklardaki taze nisan yeşili, yeni çiçeklemiş yabani çilekler, meyve ağaçları modumu biraz olsun yükselttiği için bu rotaya da bir şans vermek istedim. Kendi köyümde de son son bir iz bırakmış olmaktı amaç belki de. Çekilen fotoğraflara yıllar sonra bakıp çoktan kaybolup gitmiş doğallığın kalan son izlerini de yad etmek için ya da...
İkizdere'deki 7 yıllık yaşantımdan sonra Çamlıhemşin'e gelip sürekli burada yaşamaya başlayalı neredeyse 2 yıl oluyor. Bu süre içerisinde köyün çehresi inanılmaz bir değişim geçirdi. Bungalov çılgınlığı salgın bir hastalık gibi herkesin beynine sıçramış durumda ve bu lanet olası odacıklar birer ur gibi bitiyorlar köyün olur olmaz yerlerinde. Herkeste bir kolay para telaşıdır yakıyor değerli olan ne varsa... Evim köyün nispeten ıssız, sessiz ve Cagut Dağı ile Fırtına Vadisi'ni gören yüksek bir bölgesinde bulunuyor. Doğu tarafında, yol kenarında tek sıra halinde sık dizili kızılağaçların dinlendirici gölgesi ve yaprakların huzurlu hışırtıları eşlinde balkonda oturmak bile burada yaşamayı anlamlı kılıyordu. Cagut Dağı'nı karşıma, çayımı yamacıma, kitabımı elime alır; ara ara geçen araçların bozgunculuğuna rağmen sessizlik içinde demlenirdim... Sabahları kuş cıvıltıları ile uyanmanın keyfi bile yeterliydi... İdi... Zira o ağaçları kestiler, bahçemin hemen yanına iki bungalov diktiler... En az 30 yıl yaş almış ağaçlar 2 saatte yok oldular. Kuşlar da çekip gitti. Çırılçıplak kaldım. Bir gün okuldan geliyordum ki kepçenin yolu kestiğini ve kazı yaptığını gördüm, dumura uğradım. Bir anda olup bitti her şey. Ne sessizlik kaldı, ne de munis manzaram. Babamın bahçeye bungalov yaptırma niyetini duyduğumda çileden çıkmış "Öyle bir şey yaparsan, köye adımımı atmam bir daha!" diye tehdit edip güç bela vazgeçirmiştim. Çok sürmedi başkası geldi ve işini bitirdi!
Yürüdüğüm orman yolları da nispeten sahip olduğu sessizliği seri bir şekilde başlayan inşaatlarla kaybetmiş oldu. Yükseklere çıkmadan ve ormanın derinliklerine girmeden bu doğanın sessizliğine kavuşmak mümkün değil artık. Cennetmekan bir bölgenin görgüsüzlük ve aç gözlülük yüzünden nasıl perişan edildiğini gördüm bir kez daha. Yokluğun ve cehaletin şekillendirdiği bir zihniyetin çay tarımı ile nispeten yokluktan kurtulması ve karga tulumba "turizm" hevesi ile zenginleşmenin hızlanması ortaya en tehlikeli insan tipini çıkarmış durumda. Görgüsüz ve zengin! Cehalet ve görmemişlik olduğu yerde sayarken maddiyatın bu kadar hızlı palazlanması bu coğrafyanın köküne kibrit suyunu dökmüş durumda. Geri dönüşü mümkün değil...
Artık buralarda yaşayamayacağımı uzun zamandır hissediyordum ama kendime itiraf edemiyordum. Artık bu gerçeği kabullenmiş durumdayım. Bu yürüyüş olması gerektiği kadar keyifli değildi. Bir doğaseverin buraya gelip de bu yolları yürüyeceğini hiç sanmıyorum, aman diyorum gelmeyin, yükseklere çıkın, dağların koynuna gidin. Bu manyaklıktan zevk alanlar Arap turistler ve amacı doğa deneyimi olmayan sığ insanlar olacaktır. Çok uzattım, kustum resmen. Şairin sözleriyle bitireyim:
"Kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya."
Waypoints
Waypoint
2,808 ft
Bypass
Üst tarafta inşaatın biraz altında yol bitiyor. Aşağıda iki köyü birbirine bağlayan yola dik bir şekilde iniş yaparak bağlanıyoruz.
Comments (1)
You can add a comment or review this trail
Rota ararken denk geldim. Oraları hiç bilmem, hiç görmedim henüz ama genel hislere tercüman olmuşsunuz 😔