LİKYA YOLU; Demre - Gelidonya Feneri

DEMRE'den GÖYNÜK'e LİKYA YOLU YÜRÜYÜŞÜ

Zonguldak'tan yürüyüşçü arkadaşlarım Hayrullah Çakmak ve Hakkı Ertağ ile 17.04.2010 'da Antalya'da buluştuk. İlk faaliyetimiz Antalya Müzesini ziyaret etmek oldu. Antik Likya şehirlerinin muhteşem eserlerinden örneklerin sergilendiği Müze çok etkileyici idi.

Antalya - Demre otobüs yolculuğumuz sırasında Uluslararası Türkiye Bisiklet Turuna katılan sporcuları alkışlamak fırsatını bulduk.

18.04.2010 / Yürüyüşümüz Demre Noel Baba Müzesi ziyareti ile başladı ve Myra Antik Şehri 'nin fotoğraflanmasıyla devam etti. Balören Köyü 'nü hedef alan tırmanışımızın başlangıcında sera sahibi Mustafa-Fadime-Ceylin Toptaş Ailesinin ikramları bizi çok mutlu etti. İlk geceleme çadırlarımızda Balören Köyünde (rakım 800 m) oldu.

19.04.2010 / Tırmanışa devam. Hedefimiz Melek Gabriel Kilisesi (Alakilise) üzerinden Kırk Merdivenler denilen en yüksek noktaya çıkmak. Hava çok sıcak, tırmanış çok dik. İyi ki kuyular henüz kurumamış. Taşıma su ile çok daha fazla zorlanırdık. 13 km lik bir tırmanış ile 1965 m rakımlı Kırk Merdivenler bölgesine geç saatlerde ulaşabildik. Çadırlarımızın etrafında dolaşan Yılkı Atları arasında uyuduk.

20.04.2010 / Finike 'ye doğru inişe geçtik. Karlıöz Tepesi, İncegeriş Tepesi ve Belos Antik Şehri üzerinden 11 saatlik bir yürüyüş sonunda Finike'ye 21:30 da ulaşabildik. Çok bitkiniz.

21.04.2010 / Finike'de dinlenmeye karar verdik. 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın provalarını izledik. Finike'yi tanımaya çalıştık. Balık ve Rakı keyfimiz unutulmazdı.

22.04.2010 / Finike - Karaöz arasını minibüsle katettik. Hedefimiz Gelidonya (Taşlıkburun) Feneri 'nde gecelemek. Gelidonya Fenerine yaklaşırken Korsan Koyu mevkiinde dişi ve genç bir Kangal Köpeği bize yaklaştı. Sevildiğini anlayınca bizden ayrılmaz oldu. Ne yaptıysak onu bizden uzaklaştıramadık. Bu köpeğin müteakip 8 gün boyunca bizimle birlikte yürüyeceğine, bizi koruyacağına ve en iyi arkadaşımız olacağına bizler gibi sizler de inanamazdınız. Köpeğimize LİKYA KIZI adını verdik.
Gelidonya Feneri genellikle olduğu gibi yine kalabalıktı. İstanbul'dan bir Türk Grubu, Antalya'dan bir Alman Grubu ve gecelememiz sırasında 6 kişilik bir İngiliz Grubu ile yaptığımız sohbetlerde güzellikleri paylaştık.
Gelidonya Fenerindeki gecelememiz sırasında LİKYA'nın, çadırlarımıza çok yaklaşan bir domuz ailesini nasıl kovaladığını fotoğraflayamadığım için (gece) üzgünüm.

23.04.2010 / Yeni rotamız Adrasan. Muhteşem manzaralar eşliğinde Adrasan'a ulaştık. Artık bir kadeh rakıyı haketmiştik. Deniz kıyısında LİKYA KIZI 'nın gözetiminde çadırlarımızda uyumak çok rahatlatıcı idi.

24.04.2010 / Adrasan çıkışında seracı Mustafa Ormancı ve Ailesinin ikramları çok içtendi. Amacımız Olimpos üzerinden Çıralı 'ya ulaşmak. Çıralı sahili yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlamış bile. FİRE PANSİYON, Çıralı'dan çıkış noktamız açısından ve ayrıca sakinliği, nefis yemekleri ve hizmet kalitesi ile iyi bir seçim oldu.

25.04.2010 / FİRE PANSİYON'da (Çıralı) bir gün dinlenmeye, çamaşırlarımız yıkamaya ve denizle arkadaşlık etmeye karar verdik.

26.04.2010 / Deniz seviyesindeki Çıralı'dan tırmanışa başlayarak Tahtalı Dağı 'na arkadan yaklaşmak amacındayız. Yanartaş mevkiinde LİKYA KIZI kendine kendine yakışıklı genç bir siyah erkek buldu bile. 2-3 km sonra erkek arkadaşını binbir rica ile geri gönderebildik.(!).
Pegasus isimli kanatlı atı üzerinde Bellerophones 'in, ağzından alevler çıkaran 7 başlı canavar Chimaera 'yı öldürdüğü yerden halen çıkmakta olan alevlerin (Yanartaş) arasından geçerek, derelere raslayınca botlarımızı çıkararak Ulupınar 'a (rakım 650 m) kadar yükseldik. Kaşarlı alabalık güveç ve diğer sunumlardan oluşan öğle yemeğimizi Kayalar Restoran 'da aldık.
Tırmanmaya devam ederek Yukarı Beycik (rakım 950 m) köyüne ulaştık. Rivera Pansiyon sadece çadırlı olanlara geceleme imkanı tanıyor, fakat hizmet kalitesi mükemmel, yemekler nefis ve ortam harika. Sahibi Ali Beyrek çok başarılı bir pansiyoncu.

27.04.2010 / Yukarı Beycik köyünden başlayarak tırmanmaya devam. Hedefimiz gece olmadan Tahtalı Zirvesi 'ne çıkış yapacağımız Kamp Yeri 'ne ulaşmak. Tırmandıkça Tahtalı Zirvesi bize yaklaşıyor ve heybeti artıyor. Akşama doğru Kamp Yerine (rakım 1900 m) vardık. Bizden önce kamp yerine gelmiş ve çadırını kurarak zirve yapmağa gitmiş Belçikalı Bayan Corinne zirveden dönünce çay partimize katıldı. Uzun sohbetlerimiz oldu.

28.04.2010 / Tahtalı Zirvesi'ne çıkmak için sabah erken yola koyulmalıyız. Çünkü genellikle saat 11:00 den sonra zirveyi sis basıyor ve izler takip edilemiyor. 1 saat 45 dakikada zirveye çıktık. LİKYA KIZI 'nın karla kaplı alanlarda gösterdiği oyunlardan çok zevk aldık.Zonguldak'lı yürüyüşçülerin bayrağını zirveye (rakım 2365 m) diktik. Kamp yerine inişimiz parlak güneş altında 1 saat 15 dakikada tamamlandı. Hemen çadırlarımızı topladık ve Pınarbaşı mevkii üzerinden Gedelme Köyü 'ne doğru ilerlerken arkamızda giderek küçülen Tahtalı Dağı bize üzüntü veriyordu. Gedelme'ye yaklaşırken LİKYA KIZI bizleri 2 köpeğin saldırısından korumayı başardı. Gedelme'de (rakım 850 m) Caner Pansiyon - Restoran kalabalık yürüyüş grublarına bile iyi kalitede hizmet sunabilecek şekilde donatılmış.

29.04.2010 / İki üzüntüyü birden yaşıyorum.
Birincisi; LİKYA KIZI 'nı Göynük'e kadar götürürsek, Belediye İtlaf Komisyonunun sahipsiz LİKYA KIZI 'nı öldürebileceğini öğrendik. Gedelme'de LİKYA KIZI 'na yeni bir yuva aradık. LİKYA KIZI 'nı koyun keçi besiciliği yapan bir çiftlik sahibine hediye ettik. LİKYA KIZI, arka ayaklarında altıncı parmaklara (mahmuz) sahip çok genç ve güçlü bir Kangal dişisi idi ve kırma değildi. LİKYA KIZI şimdi çiftlikteki diğer erkek kangallarla birlikte yeni nesiller yetiştirecek. Ayrılmamız çok acıklı oldu. Göz yaşlarımızı tutamadık.
İkincisi; yürüyüş arkadaşım Hakkı Ertağ'ın ayağında problem çıktı. Ayrılmak istedi. Onu yalnız göndermek istemeyen Hayrullah Çakmak ile birlikte Gedelme'de benden ayrıldılar. Birbirimize alışmıştık. Belki ileride yine birlikte yürürüz.
2007 Nisan ayında Fethiye - Demre arasını yalnız başıma yürümüştüm. Alışkındım. 2 günlük yolum vardı. Yeni hedefim Göynük Yaylası. Hava da bozmaya başladı. Hafif bir yağmur altında LİKYA KIZI, Hayrullah ve Hakkı olmadan yürümek başlangıçta zor geldi, fakat bu yol tamamlanmalı idi. Meşe Çukuru üzerinden Göynük Yaylası 'na (rakım 1000 m) ulaştım. Çadır kurmağa gerek kalmadı. Nadir Çoşkun'un Evi yürüyüşçülere pansiyon hizmeti verebiliyor. Muhteşem bir çiftlik evi.

30.04.2010 / Gece çok şiddetli yağmur yağdı. İyi ki Nadir Beyin evindeydim. Son rotamı yürüyeceğim ve hedefim Göynük. Göynük Çayı 'nı Boğaz Mevkii 'nden geçmek zorundayım. Eğer su yükselmiş ise bu imkansız. Hafif yağmur altında, birkaç yerde dün gece oluşmuş toprak kaymalarını aşarak Boğaz Mevkiine ulaştım. Su biraz yüksek ama geçilemeyecek gibi değil. İşaretleri takip ederek 1 saatlik bir uğraş neticesinde kanyon şeklindeki Boğazı geçmeyi başardım. Belbaşı üzerinden Göynük 'e indim.

Bu yürüyüşümü belgelediğim fotoğraflarımı

http://picasaweb.google.com/mekurtin/170430042010WalkOnTheLycianWayFromDemreToGoynuk

adresimi tıklayarak izleyebilirsiniz. İyi seyirler dilerim.

Çok mutluyum, çünkü devamını gelecek yıl gerçekleştirmeyi şimdiden planladım bile...

Bütün yürüyüş severlere sevgilerimle...

Metin Kurt
mtnkurt@yahoo.com