Likya Yolu / Çıralı - Yanartaş - Ulupınar - Yukarı Beycik

Yürüyüş başlangıç noktası olarak Olimpos ören yeri otoparkını seçtik. Buradan antik kent içerisine ve ardından sahilin üst kısmından devam ederek yaklaşık 1 km sonra karşımıza çıkan dere yatağı üzerinde bulunan köprüyü kullanarak Çıralı’ya girdik. Köprüden 150 mt kadar sonra ‘Likya Yol’ tabelası bizi selamladı.

Tabelanın bulunduğu noktadan Çıralı içerisine devam eden asfalt yolu takip ederek 3 km kadar yürüdük ve yol bitimindeki ayrıma geldik. Bu noktada faaliyeti planladığınız rotaya göre seçim yapmalısınız; eğer dağ rotası dediğimiz kuzey rotasını kullanacaksanız sola, sahil rotasını kullanacaksanız sağa ayrılan yola devam etmelisiniz. Biz dağ rotasını yürüyeceğimiz için sola ayrılan yoldan ‘Yanartaş Milli Parkı’ içerisine devam ettik. Milli park girişi ücretli (9 TL) fakat herhangi bir dağcılık kulübüne üye iseniz lisansınızı ibraz ederek ücretsiz olarak giriş yapabilirsiniz.

Milli park girişinden gaz göze ve ocaklarının bulunduğu alan yaklaşık 1 km kadar mesafede yer almakta. Yakın gibi görülmekle beraber neredeyse deniz kenarı yanı 0 rakımdan 300 rakıma yükseleceksiniz. Merdiven şeklinde devam eden yolda mümkün olduğu kadar yavaş, nefesinizi kabartmadan yürümeli ve acele etmeden çıkmalısınız. Yol üzerinde bir manastır, Yanartaş alanında da bir kilise kalıntısı mevcut. Yanartaş bölgesi yol işaretlemeleri çoğunlukla sorunsuz olmakla beraber bazı yerlerde işaretler kaybolmuş olsa da yürüyüşçüler tarafından yapılmış olan ‘babalar’ size yardımcı olacak ve rotayı takip etmenizi sağlayacaktır. Bir müddet yürüdükten sonra Yanartaş bölgesinin en yüksek mevkiine ulaşacaksınız. Bu alanda da gaz çıkışı olan göze ve yanar vaziyette ocaklar bulunmakta. Hemen arkanızda yani güney istikametinde kalan denize ait manzara gerçekten müthiş gözüküyor, bir müddet manzaranın tadını çıkarmanızı tavsiye ederim!

Bu noktadan sonra Likya Yolu orman patikası şeklinde devam ederek bir dere yatağına ulaşacak. Bu noktalarda işaretlemeler sorunsuz. Dere yatağına ulaştıktan sonra karşıya hemen yatağın üzerinde yer alan toprak yola çıkacaksınız. Bu yolda bir müddet ilerledikten sonra sola ayrılan bir patik girişi bulunmakta (Biz bu girişi kaçırdık ve bir miktar daha ilerledik, neden sonra hata yaptığımızı fark ederek geri dönüp patika girişini bularak tekrar rotaya döndük) bu patika sizi stabilize bir yola, yol da Ulupınar köyüne ulaştıracak. Ulupınar köyü içerisinde pek çok işletme (Alabalık lokantası) bulunmakta molayı burada verebilirsiniz, tercih size kalmış! Yol boyunca yürüyüşe devam edin karşınıza bir market ve marketin hemen karşısında da bir çeşme göreceksiniz. Beycik’e giden patikanın girişi bu çeşmenin yanından başlıyor.

Bu patikayı takip ederek D-400 karayoluna ulaşacaksınız. Son yıllardaki yol yapım çalışmaları nedeniyle işaret anlamında geriye pek bir şey kalmamış. Can güvenliği açısından azami dikkat göstererek karşıya geçmelisiniz. (Daha sonra öğrendiğime göre güvenli şekilde karşıya geçişi sağlamak için alt geçit tarzında bir geçiş noktası yapılmış) Biz karşıya geçtikten sonra ormanlık alandan devam ederek Beycik’e giden yola çıkarak yol boyunca devam ettik. Pek çoğu kaybolmuş ya da silinmiş olsa da yol boyunca yapılmış işaretlemeleri görebilirsiniz. Bu yolda verdiğimiz küçük bir mola esnasında aynı parkuru yürüyen bir yürüyüşçüyü de aramıza katarak ekip sayımızı 5’e çıkardık! Bir müddet yoldan devam ettikten sonra ilerleyen bir noktada Likya Yolu soldan devam ediyor. Biz bu yolu kaçırınca, hata yaptığımızı fark edinceye kadar bir müddet ilerledik, durumu fark ettiğimizde geriye dönerek doğru noktadan tekrar rotaya giriş yaptık. Uzun müddet bu şekilde devam eden yol ileride orman patikası şeklinde devam etmekte. Bu alanda işaretlemeler bir parça sorunlu olsa da köylülere ait bahçe çitlerini sol tarafınıza alarak yürümeye devam ettiğiniz takdirde patika sizi rotada tutmaya devam edecektir. İşaretleri gözleyerek patikada ilerlemeye devam etmelisiniz. Patika sizi toprak bir yola çıkaracak, buradan sol tarafa doğru yürümeye devam edeceğiz. Bu yol geniş bir orman yolu ve oldukça rahat yürünüyor. Bir müddet yürüdükten sonra Likya Yolu bu ana yoldan sola sapan bir patika ile devam ediyor. İşaretler silik olduğu için sola ayrılan bu patikayı kaçırma olasılığı yüksek, bu yüzden dikkatli olmakta fayda var.

Patika boyunca işaretleri gözeterek yürümeye devam edeceğiz bir müddet sonra karşımıza ‘Beydağları Yürüyüş Parkurları’ tabelası çıkacak. Paniğe kapılmayın sorun yok yanlış yolda değiliz! Parkurların bu bölümü ortak olduğu için bu tabelayı görüyoruz. Kırmızı-Beyaz yol işaretlerini gözleyerek yola devam ediyoruz. Oldukça dik ve yorucu bir patikadan çıkmaya başlıyoruz. Uzunca bir süre bu şekilde çıktıktan sonra karşımızda yer alan boğazı geçerek düz bir alana çıkacağız ve artık molayı hak ettik!

Mola sonrası işaret ve babaları takip ederek gayet rahat bir şekilde Beycik köyüne ulaştık. Yürüyüş planımıza göre varış noktamız olan Çınaraltı Restaurant’da yürüyüşümüzü bugünlük sonlandırdık.

Beycik’te konaklama için alternatif gayet yeterli. Ben ve bir arkadaşımın tercihi Beycik camii yakınlarında bulunan Coşkun Restaurant’ın bahçesine çadır kurmak oldu. Yemek ve duş ihtiyacımızı burada karşıladık. Akşam diğer arkadaşlarla buluşarak ertesi günün yürüyüş planlaması ve sohbetten sonra istirahate çekildik.

Kısaca:
Parkurda su sorunu yok 2-3 lt su yeterli olacaktır. Ulupınar'da takviye ya da tazeleme yapılabilir.
Doğu Likya etapları işaretleme konusunda diğer etaplara göre biraz daha sorunlu. GPS yahut telefon uygulaması kullanmak yararlı olacaktır.
Ayakkabı ya da bot konusu kişisel tercihe göre farklılık gösterebilir ama Vibram taban tercih edilmesi, konfor ve güvenlik açısından faydalı olacaktır.
Baton kullanımı bu etaplarda oldukça iş gören bir unsur olmakla beraber kişisel tercihe göre değişebilir.