Kuştul Manastırı
near Alataş, Trabzon (Türkiye)
Viewed 212 times, downloaded 3 times
Trail photos
Itinerary description
Araç yolu çok güzel ve sakin olduğundan manastıra giden yol ayrımından daha önce aracı bırakıp yürüyüşe başladık. Yol üzerinde geceden kalma nispeten taze ayı dışkıları mevcuttu. Araç yoluna kadar inen yaban hayvanları bölgenin bakir karakterinin bir göstergesi.
Dar ve derin vadinin dibinden, dere kenarından ilerleyen yemyeşil yolu yaklaşık 1,5 km seyrettikten sonra yolun köprüyle derenin karşısına geçtiği ve vadinin açıldığı düzlük alandaki pembe evin yanından yükselen yoldan manastıra doğru tırmanmaya başlıyoruz. Bu noktada manastır şahin manzarasıyla yukarıda kaim oluyor. Stabilize yolda bir viraj aldıktan sonra ikinci virajı almadan hemen önce sağ taraftan başlayan patikaya giriyoruz. Ağaçlar içinde adeta bir mağaraya dönen munis patikayı bir süre tırmandıktan sonra motor sesleri kulağımızı tırmalamaya başlıyor. Patikanın vadi manzarası muazzam! Biraz daha tırmandıktan sonra evler görüş alanımıza giriyor. Yerleşim bölgelerinde yabancı olmanın tedirginliğiyle devam ediyoruz. Bir noktada patika ikiye ayırılıyor. Soldakinden devam ediyoruz ve patika bizi yeni açılmaya başlamış bir araç yoluna çıkarıyor. Bu noktada patika kayboluyor. Nereden ilerlediği belli değil. Acaba aşağıdaki ayrımdan diğerine mi devam edecektik diye düşünüyoruz. Sonra araç yolundan devam edip virajı alıyoruz. Evlerin arasından devam eden patikayı buluyoruz. Lakin tekrar araç yoluna çıkıyoruz. Yolun üstünde çalışan bir kadından manastıra giden patikanın nerede olduğunu soruyoruz. Bize ilerde göreceksiniz devam edin diyor, devam ediyoruz. 150-200 metre sonra yola yığılmış parke taşlarının yanında yine yeni parke taşı döşenmeye başlamış patikayı buluyoruz. Patikanın bu durumu moralimi bir hayli bozuyor. Büyük bir hayal kırıklığı ile sonuçlanan seçimlerin sebep olduğu karanlık psikolojinin de etkisiyle "Dokunmasanız, doğal haline bıraksanız olmaz ....." diye küfrü basıyorum. Patikada biraz daha ilerledikten sonra durum daha da vahimleşiyor. Uçurum tarafına yıkılmış ağaçlar, kırılmış kayalar, ırzına geçilmiş bir doğa ile karşılaşıyoruz. Ben sövmeye devam ediyorum. O hızla tempomu yükseltip bir hamlede manastıra ulaşıyorum. Arkadan arkadaşlarım da geliyorlar. Manastırın viranesinde biraz dolaşıp şahin manzarasını seyrediyoruz. Soluklanıp dönüşe geçiyoruz. Devasa duvarlar, aşırı dik ve yüksek kayaya nasıl da sıfır inşa edilmiş diye birbirimize sora sora ve çeşitli teoriler ürete ürete hızlıca iniyoruz ırzına geçilmiş patikadan. Soğuyan havada ve vadi duvarlarının gölgesiyle kararmaya başlayan araç yolunda hızlıca ilerleyip aracımıza ulaşıyoruz. Bu mini yolculuk da bu şekilde anılara karışmış oluyor.
Bu yol araç yolunun dere kenarına ulaştığı noktadan itibaren başlatılabilir. Araç yolu olmasına rağmen ortam çok sakin, yoğun bir şekilde yeşil ve göz alıcı bir estetiğe sahip. Bir dahaki gidişimde rotayı bu şekilde oluşturacağım.
Dar ve derin vadinin dibinden, dere kenarından ilerleyen yemyeşil yolu yaklaşık 1,5 km seyrettikten sonra yolun köprüyle derenin karşısına geçtiği ve vadinin açıldığı düzlük alandaki pembe evin yanından yükselen yoldan manastıra doğru tırmanmaya başlıyoruz. Bu noktada manastır şahin manzarasıyla yukarıda kaim oluyor. Stabilize yolda bir viraj aldıktan sonra ikinci virajı almadan hemen önce sağ taraftan başlayan patikaya giriyoruz. Ağaçlar içinde adeta bir mağaraya dönen munis patikayı bir süre tırmandıktan sonra motor sesleri kulağımızı tırmalamaya başlıyor. Patikanın vadi manzarası muazzam! Biraz daha tırmandıktan sonra evler görüş alanımıza giriyor. Yerleşim bölgelerinde yabancı olmanın tedirginliğiyle devam ediyoruz. Bir noktada patika ikiye ayırılıyor. Soldakinden devam ediyoruz ve patika bizi yeni açılmaya başlamış bir araç yoluna çıkarıyor. Bu noktada patika kayboluyor. Nereden ilerlediği belli değil. Acaba aşağıdaki ayrımdan diğerine mi devam edecektik diye düşünüyoruz. Sonra araç yolundan devam edip virajı alıyoruz. Evlerin arasından devam eden patikayı buluyoruz. Lakin tekrar araç yoluna çıkıyoruz. Yolun üstünde çalışan bir kadından manastıra giden patikanın nerede olduğunu soruyoruz. Bize ilerde göreceksiniz devam edin diyor, devam ediyoruz. 150-200 metre sonra yola yığılmış parke taşlarının yanında yine yeni parke taşı döşenmeye başlamış patikayı buluyoruz. Patikanın bu durumu moralimi bir hayli bozuyor. Büyük bir hayal kırıklığı ile sonuçlanan seçimlerin sebep olduğu karanlık psikolojinin de etkisiyle "Dokunmasanız, doğal haline bıraksanız olmaz ....." diye küfrü basıyorum. Patikada biraz daha ilerledikten sonra durum daha da vahimleşiyor. Uçurum tarafına yıkılmış ağaçlar, kırılmış kayalar, ırzına geçilmiş bir doğa ile karşılaşıyoruz. Ben sövmeye devam ediyorum. O hızla tempomu yükseltip bir hamlede manastıra ulaşıyorum. Arkadan arkadaşlarım da geliyorlar. Manastırın viranesinde biraz dolaşıp şahin manzarasını seyrediyoruz. Soluklanıp dönüşe geçiyoruz. Devasa duvarlar, aşırı dik ve yüksek kayaya nasıl da sıfır inşa edilmiş diye birbirimize sora sora ve çeşitli teoriler ürete ürete hızlıca iniyoruz ırzına geçilmiş patikadan. Soğuyan havada ve vadi duvarlarının gölgesiyle kararmaya başlayan araç yolunda hızlıca ilerleyip aracımıza ulaşıyoruz. Bu mini yolculuk da bu şekilde anılara karışmış oluyor.
Bu yol araç yolunun dere kenarına ulaştığı noktadan itibaren başlatılabilir. Araç yolu olmasına rağmen ortam çok sakin, yoğun bir şekilde yeşil ve göz alıcı bir estetiğe sahip. Bir dahaki gidişimde rotayı bu şekilde oluşturacağım.
Waypoints
You can add a comment or review this trail
Comments