Activity

Kemerburgaz - Büyükbent- Gümüşdere

Download

Trail photos

Photo ofKemerburgaz - Büyükbent- Gümüşdere Photo ofKemerburgaz - Büyükbent- Gümüşdere Photo ofKemerburgaz - Büyükbent- Gümüşdere

Author

Trail stats

Distance
11.43 mi
Elevation gain
1,250 ft
Technical difficulty
Moderate
Elevation loss
1,325 ft
Max elevation
631 ft
TrailRank 
51
Min elevation
-19 ft
Trail type
One Way
Moving time
4 hours 6 minutes
Time
6 hours 44 minutes
Coordinates
2998
Uploaded
February 8, 2024
Recorded
February 2024
Share

near Kemerburgaz, İstanbul (Türkiye)

Viewed 18 times, downloaded 1 times

Trail photos

Photo ofKemerburgaz - Büyükbent- Gümüşdere Photo ofKemerburgaz - Büyükbent- Gümüşdere Photo ofKemerburgaz - Büyükbent- Gümüşdere

Itinerary description

Kemerburgaz çıkışlı, Gümüşdere varışlı, şu noktalardan geçen yol:
- Harabe (9.5 km)
- Kutsal mekân (10.1 km)
Dün ani bir karar ve uygulama ile güzel havanında motive etmesiyle İstanbul Eyüp ilçesi Kemerburgaz köyünden İstanbul Sarıyer ilçesinin karadeniz kıyısında bulunan Kısırkaya köyüne gitmeyi planladım.
Sevim Özgüner hanım sağolsun Ataşehir'den sabahın erken saatinde Mecidiyeköy'e gelerek bana eşlik etti. Doğa tutkusu zaman mefhumu gözetmeyen bir sevgi.
Planladığımız zamandan 45 dakika rötar ile Kemerburgaz'a vardık. Bu köy eski bir rum köyü. 1924 yılında Mübadele ile Selanik Kozana Yörükleri ile bugünkü adı Vodina olan Karacaova bölgesi Pomakları ile Ulah Müslümanları iskan ettirilmiş çok müstesna bir köy. Hali ile bu köyde 1970'lere kadar 3 dil çok belirgin şekilde konuşuluyordu. Bunlar Selanik ağzı Türkçe, Pomakça'nın makedonca ağzı ve Ulahça.
Bir çoğunuz Ulahça'nın ne olduğunu bilmeyebilir.
Ulahça veya Ulahlar nedir veya kimdir?.
Ulahlar kabaca bugün Romanya ülkesinin halkını oluşturan Romenlerin güney balkanlarda kalan kısmıdır. Bir çoğu zaman içerisinde diğer bölge halkları içerisinde erise dahi karacaova'nın dağlık ve sosyal yaşamdan izole halde kalmasından dolayı bölge de varlıklarını sürdürebilmişler. 1924 yılına kadar Karacaova'da en baskın nüfustular. Ulahların bir kısmı Osmanlı zamanında islamiyeti seçmiş ama ana dillerini muhafaza etmişlerdir. 1924 mübadelesinde Yunan hükümeti tüm müslüman nüfusu Türk kabul edip göçe zorladığından Ulahça'nın ilk büyük kaybı bu yılda olmuş ve Müslüman Ulahlar Türkiye'ye göç ettirilmiştir. Bugün Ulah Müslümanlar Edirne Küplü köyü, Gelibolu'da bir kaç köyde dağınık, Çeşme ilçe merkezinde 20-25 hane, Bilecik ili Küplü ve Vezirhan köylerinde , İstanbul'da Büyükçekmece Gürpınar köyü, Eyüp'te Kemerburgaz köyü, Sarıyer'de Bahçeköy'de yarı yarıya nüfus olarak yaşamakla birlikte; Kocaeli karamürsel ilçesi Yalakdere köyünde baskın nüfus olarak yaşamaktadırlar. Ancak dil yaşları ilerlemiş vatandaşlarımız dışında neredeyse hiç konuşulmamaktadır. Ulahça balkanlarda çok özel dildir. Çünkü bu dil balkanların temel dilleri olan Slavca, Türkçe, Grekçe ve Arnavutça dışında bir dildir ve latin Dilleri içerisindedir. Romence ile akrabadır ve farkı sadece fonotiktir. Romence latin ses özelliklerini yitirmemiştir. Ancak Ulahça kelime dağarcığı, cümle kalıpları, fiil çeklimlerini muhafaza etmiş ancak ses olarak slavcaya doğru bir evrim göstermiştir. Kaba olarak slav dillerinde olduğu gibi sert dolayısı ile dil ucundan seslenen bir dildir. Ulahlar'ın kökenleri, soydaşları olan Romenler gibi Roma döneminde İtalya ve İberya'dan getirilen lejyon birlikleri ve onların ailelerinden oluşan halkların bugüne bakiyesidir.
Tüm doğa yürüyüşçülerin ortak mekanı olan Köşk kahvehanesinin aksine yanında bulunan daha salaş bir kıraathane olan eski kahvehaneye girdim. Ben bu mekanı daha samimi buluyorum. Çünkü yerel sosyoloji bu mekanda yaşıyor. kahveci dayı ile aram iyidir. 2 aylık hasretimizi gideren selamlaşma sonrası tavşan kanı çaylarımız ile kahvaltımızı ifa edip yola koyulduk.
Sırasıyla; osmanlı dönemi 19 Yy 2nci çeyreği mimarisi olan Paşa Kemeri, oradan Fatih mesire alanı, Büyük bent, Neşet Suyu, şapel harabesi, Saint George Anglikan Kilisesi harabesi, Kokmuş Tepe, Cherokee Düzlüğü yürüdük. 45 dakikalık rötar ve benim zaman zaman yöre insanı ile muhabbetimden dolayı düşen çenem ve Kokmuş Tepe mevkiinde sol dizimde nükseden menisküs ağrım nedenleri ile cherokee düzlüğünde rota değişikliği kararı alarak Gümüşdere köyüne yöneldik. saat 17:00 gibi Gümüşdere'ye geldik. Bu köyde yine kemerburgaz köyü gibi Mübadele köyüdür. yani Türk-Yunan hükümetleri arasındaki nüfus takasına tabi olan köylerdir. Köyde 2 adet ayakta kalabilen eski rum evi görebildik. Biri çok güzeldi. Onu da kayıt altına aldım. tavan süslemesi şaheser ustalık işi olduğu dışardan bakınca dahi anlaşılıyor. üzülüyorum bu manzaralara... Bu yapılar kültürel ve tarihi miras kategorisinde. O yüzden gelişi güzel tadilat yapılmıyor. Mülk sahiplerinin ise aslına uygun tadilat yapabilecek maddi güçleri yok. Bu statü bir çok tarihi yapının zamanla çürümesine ve yok olmasına neden oluyor. yerel yönetimlerde bu konulara eğilimli becerikli yöneticiler yoksa maalesef sonuç yıkım oluyor. Ülkemizin kültürel anlamda kanayan bir yarası bu. umarım bir an evvel farkındalık yaratılarak gerekli acil eylem planları yapılarak bu güzel eserler gelecek kuşaklara miras bırakılır. Gümüşdere halkı mübadele de Selanik ilinin Serez-Aşağı Cuma yörükleri ile aynı bölgenin Pomaklarından oluşuyor. 3ncü köprü inşaası ile farkedilen bölgeye imar planları kapsamında yeni inşa edilen luks villalar ile hızla demografik ve yapısal değişime uğramaktadır. Köyün bozulmayan yönlerini kayıt altına almak adına orta yaşlı ve geç yaşlı erkeller ile köy kahvenesinde sohbet ettim. Sohbet fevkalade keyifli oldu. Kontak noktamız belli; more pırassa büreği,sütlü biber yemeği, bahar başında taze ısırgan filizlerinden yapılan ısırgan büreği ve ciğer sarma yemeği.. Bunlar selanik-makedonya-kosova bölgesi müşterek kültürünün imza lezzetleri 😃 Bu tılsımlı 4 yemeğin adını duyan yöre halkı asla duyarsız kalamaz.
İstanbul hızla kimliğini yitiriyor. Kimliğini koruyabilen yerlerde doymak bilmeyen inşaat sektörünün gözünden kaçan alanlardı. Onlarda abuk sabuk hiçbir eko-denge raporu yapılmayan veya yapılsa da dikkate alınmayıp büyükşehir yasasına dayanan iskan politikalarına kurban gidiyor. kuzey anadolu otobanı ve yeni istanbul havaalanı gibi projelerde bu güzelim köylerin gerek çehresini gerekse de demografik yapısına ağır darbe yapıyor.
19 km 'ye yaklaşan, baharı müjdeleyen görseller ve sosyolojik temaslarla dolu keyifli bir yürüyüş oldu.
Bir başka rota hikayesinde görüşmek üzere.

Waypoints

PictographIntersection Altitude 150 ft
Photo ofSoldan patikaya girin

Soldan patikaya girin

PictographIntersection Altitude 341 ft
Photo ofSağdan devam et

Sağdan devam et

PictographPhoto Altitude 287 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

PictographMonument Altitude 197 ft
Photo ofPaşa Kemeri Photo ofPaşa Kemeri

Paşa Kemeri

PictographPhoto Altitude 216 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

PictographIntersection Altitude 228 ft
Photo ofSağdan devam et

Sağdan devam et

PictographPhoto Altitude 319 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

PictographPhoto Altitude 328 ft
Photo ofnull Photo ofnull

null

PictographMonument Altitude 229 ft
Photo ofAnıt

Anıt

PictographLake Altitude 298 ft
Photo ofGöl Photo ofGöl Photo ofGöl

Göl

PictographRuins Altitude 344 ft
Photo ofŞapel Harabe

Şapel Harabe

PictographReligious site Altitude 302 ft
Photo ofKutsal mekân Photo ofKutsal mekân

Kutsal mekân

PictographPhoto Altitude 579 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

PictographPhoto Altitude 592 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

PictographFlora Altitude 646 ft
Photo ofBitki Örtüsü

Bitki Örtüsü

PictographPhoto Altitude 460 ft
Photo ofCherokee Düzlüğü Photo ofCherokee Düzlüğü Photo ofCherokee Düzlüğü

Cherokee Düzlüğü

PictographPhoto Altitude 154 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

PictographPhoto Altitude 153 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

PictographPhoto Altitude 139 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

PictographPhoto Altitude 138 ft
Photo ofFotoğraf

Fotoğraf

Comments

    You can or this trail