GÜRLE-YOĞURTÇU KALESİ-GÜRLE

"Gürle-Yoğurtçu Kalesi-Gürle" parkurunu, KATHOD DAĞCILIK'tan arkadaşlarımızla ilk kez keşif amaçlı yürüdük.
Gürle alabalık çiftliğinden balıklarımızı aldık ve hemen köyün içinden yürümeye başladık. Google earth'tan yaptığımız ön harita araştırması bize son derece yardımcı oldu. Ayrıca iki ayrı yerde, çevrede yaşayan iki kişiden de patikalar hakkında kısa bilgiler edindik.
Gürle köyünün batısında kalan yamaçtaki orman yolunu izleyerek önce su deposunu geçtik. Sonra deponun batısında kalan patikaya girdik. Buradan 30 dakika kadar yürüdükten sonra birinci tarlaya (geniş boş alan) vardık. Buradan da 10-15 dakikalık patika yürüyüşü ve az bir yokuşla ikinci tarlaya vardık. İkinci tarlada içilebilecek kalitede bir doğal su kaynağı ve büyük bir çınar ağacı var. Su gereksinimimizi giderdikten sonra, tam batıda kalan patikayı izleyerek devam ettik. 1 km kadar sonra orman yoluna girdik. Orman yolunu izleyerek yaklaşık 2 km kadar sonra, halen oturulan 4-5 ev bulunan eski bir köye vardık. Buradaki bir keçi çobanının dediğine göre köyün adı, "Teke köyü/Esnafteke köyü" tahminime göre, bana "Tekke ya da Esnaftekke" olması daha muhtemel geldi. Hava yağışlı olduğundan, köy içinden taze koyun ve keçi gübreleriyle karışık, vıcık vıcık yapışkan, insanın genzini yakar derecede keskin kokulu ve bol çamurlu bir yoldan yürüdük. Buradan geçerken gerçekten köyden geçtiğimizi anladık.
Köyün altındaki patikadan, önce taş ocağı yoluna indik. Yolu izleyerek 100 m kadar sonra küçük kanyona ve mini şelaleye vardık. Dere kenarına indik kuvvetli akan sudan geçmek mümkün olmadığından derenin kıyısından aşağıdaki köprüye kadar yürüdük. Köprüden karşıya geçerek Yoğurtçu Kalesine tırmandık.
Kale, 1200 yıllarında yapılmış. Tam olarak kimlerin yaptığı belli değil. Önce manastır (Sasondra Manastırı) olarak kullanılmış. Daha sonra Türklerin eline geçerek kaleye dönüştürüldüğü Google'da belirtiliyor. (Yoğurtçu Kalesi hakkında daha kapsamlı bilgileri Google'dan edinebilirsiniz.)
Kale yakınında verdiğimiz yemek molasından sonra önce köprüye indik. Kısa bir süre yolu izledik. Sonra Kuzeydoğuda kalan orman yoluna girdik. Bu yolu izleyerek önce Akgedik köyü eski mezarlığına, buradan da güneydoğuya yönelerek Gürle köyüne yürüdük. Mezarlıkla Gürle arasını orman yollarından değil, bazen patikalardan bazen de, ağaçlandırılmış araziden dere tepe aşarak doğaçlama yürüdük.
Yürünmesi, görülmesi gereken güzel bir parkur. Ancak, özellikle Mart, Nisan, Mayıs aylarında yürünmesini öneririm. Yanınızda yeterli içme suyu bulundurunuz.
Meraklı doğa dostlarına iyi ve kazasız, belasız yürüyüşler dilerim.