Gâvurağılı - Pydnai - Letoon

An-la-mı-yo-rum!
Her gün bir öncekinden daha hayret verici.
Gavurağalıdan çıktıktan sonra önce patikadan dağı tırmanıyor, sonra asfalt yola çıkıp ordan da Pydnai ve sonra da asfalt yolu takip edip Letoona ulaşıyorsunuz, parkur kolay.
Letoona gidişte dinlenerek gittim, plajın orda mısır yiyip çay içtim, sonrasi yol üstündeki köpeklerin küçük sataşmaları ve havlamalarıyla beraber devam etti yürüyüş. Havlayan bütün köpekler bir eve bağlıydı, elimdeki batonları silah zannettiklerinden havlıyorlardı. Sadece başı boş köpeklerin uysal bir şekilde beni izlediklerini fark ettim. Sahibi olanla olmayan arasındaki fark insanlarda da hayvanlarda da değişmiyor! Letoon antik kenti gerçekten büyüleyiciydi. Heleki Apollon tapınağının enerjisi çok ilginçti. Amfi tiyatrosu, kilisesi muazzam. Gördükçe bir sürü "nasıl" sorusu beynine oturuyor insanın. Letoon sonrası saat geç olduğundan kamp atacak yer arıyordum, yolda motorlu bir arkadaş hiş pişt yapıp attı motorun arkasına beni sonra güzelliğini yaptı ve gitti sağ olsun :)
Bimden yiyebileceğim bir şeyler aldım tekrardan kamp atacak yer aradım ama yoktu, sonrasında motorlu suriyeli bir genç gördü beni gel götüreyim gideceğin yere dedi, ben de öyle bindim, nereye diyor, sen git ben inecem diyorum ama nerde ineceğim bilmiyorum :d en son pansiyon sordum, Letoon otel var dedi, sağ olsun oraya bıraktı. Fiyatı biraz tuzlu olsa da 1 haftaya yakındır doğadaydım ve artık rahat bir uyku ve duşa ihtiyacım vardı. Kayıt yaparken ayaküstü iş güç konuştuk. Solist olduğumu öğrenince direk, "akşam kafile var, gitar da var, şarkı söyler misin?" Dedi. Ben de "hadi o zaman" dedim :d sonra bir baktım Letoon otelde sahne alıyorum :D 1 saat önce dağ başına kamp atacakken anlamadığım şekilde havuz başında şarkı söylüyordum, şaka gibi. Aklımın, ucunun ucundan bile geçmiyordu. Bakalım yarınki Uğurcan Harikalar Diyarında bölümünde neler olacak, ben de merak ediyorum jklkjkjl :d