Denizli Göleti'nden Çatalkapı'ya ( 2014 05 )

Bu sefer ki tehdit hemen yanı başımızda, Denizli Köyü’nün hemen üzerinde kalan Sığırlık Merası’ndaydı ve bölge de yaklaşık 70 taş ocağı yapılması planlanıyordu. Üstelik çok geniş bir alanı kaplayan bu bölgenin zengin bir yaban hayata ve yüzyıllardır burada olan Yörüklere ev sahipliği yaptığı bilinmesine rağmen.

Bu vesile ile yüzlerce doğasever Pazar sabahı Denizli Köyü’ndeydi. Köy kahvesinde ikram edilen çaylardan sonra Denizli Göleti’nden Sığırlık Merası’na doğru birkaç değişik parkurdan yürüyüşe başlandı. Gruplar öğleyin merada kurulan kıl çadırlar da tekrar bir araya gelerek bölge de yapılması düşünülen değişikliklere karşı hassasiyetlerini ortak bir açıklama ile dile getirdiler.

Biz de bu buluşmaya özellikle alanın yaban hayatına yapacağımız vurgu ile katkıda bulunmak istedik. İlk saatler hava kapalıydı ve yağmur yağıyordu. Peşimize takılan küçük şirin bir köpecikle beraber meşelerden oluşan orman dokusu içinden geçen ve baharın tüm coşkusunu yansıtan rotayı adımlamaya başladık.

Bu yürüyüş sırasında Karagözgülü, Mor nevruzotu, Maviyıldız, Parmakotu, Riva Sığırkuyruğu, Üçdil otu gibi çiçek türlerinin bu bölgedeki varlığını tespit etmek ayrıca sevindiriciydi. Orkidelerden Sağır kulaklarına sık sık, Salep sümbülüne ise küçük bir alanda ama bolca rastladık.

Denk geldiğimiz bir kuş yavrusun çoktan tüylendiğine, karıncaların kurdukları uzun tedarik yolları ile şimdiden yuvaya erzak taşıdıklarına tanık olduk. Guguk kuşunun sesini duyup ispinoz, saka ve floryayı görme şansını bulduk.

Küçük bir derede su yılanı ve semenderler çıktı karşımıza. Kırlangıçkuyruk , diken kelebeği, turuncu süslü ve sayamadığımız kadar çok kelebek türü ise sanki kanatlanmış birer çiçek gibi oradan oraya uçuşuyordu . Çamurlu zeminlerde denk geldiğimiz izlerse oradan daha çok ya bir tilkinin yada bir yabandomuzunun geçtiğinin işaretiydi.

Uzun bir hattı geniş geniş yürümüş olmanın sonucunda diğer gruplardan biraz geçte olsa Yörüklerin kıl çadırlarına ulaştık. Karateke olarak bilinen ve sığırlıktaki geniş bir alana yayılmış olarak yaşayan bu Yörüklerin ikram ettiği gözleme ve ayranlar ise yorgunluğumuzu fazlasıyla aldı.

Biz de biraz dinlendik ve çoktan açmış havanın ve bu güzel bölgeyi yalnız bırakmamış olmanın verdiği huzurla dönüşe geçtik, tekrar gölete ulaşarak faaliyeti tamamladık.

Aldığımız son haberlere göre alan üzerinde ki tehdit şimdilik uzaklaşmış görülüyor. Bu buluşmayla yörede yaşayanlar ve onlara katılan doğaseverler alana sahip çıktıklarını göstermiş oldu. Katılan, organizasyonda emeği geçen, hassas davranan herkesi buradan bir kere daha kutluyor darısı benzer tüm alanların başına diyoruz…