Büyükada Turu KAMPTREK
near Adalar, İstanbul (Türkiye)
Viewed 1606 times, downloaded 20 times
Trail photos
Itinerary description
Marmara'nın cennet adası, Prens adaları içinde en görkemlisi olan Büyükada'da gezilecek yerler saymakla bitmez. Tarihi boyunca Rum ve Türk kültürlerinin özellikleri ile harmanlandığı Büyükada'nın gezilecek yerleri, görülecek güzellikleri masmavi denizin ve yemyeşil ağaçların içinde bizleri beklemektedir. Eski adı Prinkipos olan Büyükada iki tepenin arasında kalan, tarih boyu ünlü devlet adamlarının sürgün edildiği, Türk ve Rum aydınlara ev sahipliği yapan, huzuru ile büyüleyen Büyükada'ya yaz -kış yerli ve yabancı turist akını olmaktadır. Adanın zenginliklerini duyan herkes adayı keşfetmeye başlamıştır.
Büyükada Eski adı Prinkipo'dur. Prinkipo, Yunanca "büyük" demektir. Troçki'nin bir dönem sürgün yaşadığı Büyükada İstanbul Adaları'nın en büyüğüdür. Yüzölçümü 5,4 kilometrekaredir. Maltepe sahiline uzaklığı ise 2300 metredir. Adalar'da, biri güney, diğeri kuzeyde olmak üzere iki tepe bulunur. Güneydeki tepe, 203 metre yükseklikteki Yücetepe'dir. Kuzeydeki tepe ise isa Tepesi'dir. Ada'nın en yüksek tepesinde Aya Yorgi kilise ve manastırı bulunmaktadır.
Büyükada
Büyükada Eski adı Prinkipo'dur. Prinkipo, Yunanca "büyük" demektir. Troçki'nin bir dönem sürgün yaşadığı Büyükada İstanbul Adaları'nın en büyüğüdür. Yüzölçümü 5,4 kilometrekaredir. Maltepe sahiline uzaklığı ise 2300 metredir. Adalar'da, biri güney, diğeri kuzeyde olmak üzere iki tepe bulunur. Güneydeki tepe, 203 metre yükseklikteki Yücetepe'dir. Kuzeydeki tepe ise isa Tepesi'dir. Ada'nın en yüksek tepesinde Aya Yorgi kilise ve manastırı bulunmaktadır. Buradaki ilk yapı, miladi 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Bu mevkide, bir çok kilise ve manastırın kalıntıları da vardır. Bunlardan bazıları bugüne kadar ulaşmış, bazıları yıkıntı olarak kalmıştır..Isa Tepesi'nde ise Hristos Kilise ve manastırı bulunmaktadır. Kumsal semtindeki Ayios Dimit-rios Kilisesi de Ada'nın önemli dini yapılarındandır. Adadaki Ortodoks cemaat, büyük ayinlerini burada yapar. Bü-yükada'da bulunan 4 camiden mimari bakımdan en dikkat çekeni 2. Abdülhamid tarafından yaptırılan Hamidiye Cami'dir. Mimari açıdan batı etkisinde inşa edilmiş bulunan mekan, Ada Cami sokağında bulunmaktadır. Görülecek mekanlara gelince, Leon Troçki'nin, Lenin tarafından kovulunca Türkiye'ye gelip yaşadığı ev ve Aya Yorgi Manastır ve Kilisesi'nin özel bir yeri var: Her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül günlerinde sayısız mü'minin -her dinden insan var aralarında- 200 metrelik bu tepeyi soluksuz tırmanıp kiliseye ulaştığını ve inancı doğrultusunda dua ettiğini, niyet tuttuğunu ya da şifa umuduyla siyah cüppeli bir Ortodoks papaza kendisini okuttuğunu görebilirsiniz- ki bu kişiler arasında Islami kabul edilen giysiler içindeki kadın ve erkekler de azımsanmayacak bir yüzde oluşturur. olmuştur.
Waypoints
Hamidiye Camii
Büyükada'da ki Hamidiye Camisi, II.Abdülhamit zamanında yapılmış, yaklaşık 124 yaşında bir eser. Pencerelerinden baktığınızda, karşı yakada, plansız şehirleşmenin ve bir kentin ölümünün yürekler acısı görünümü var. 1893 Yılında devrin padişahı II.Abdülhamit’in emriyle, Büyükada’da yüksekçe bir tepe üzerinde bir cami yapılmasına başlanmış ve o yıl içinde bitirilmiş. Bazı kayıtlarda Sultanın kadınlarından birisinin altınlarıyla yapıldığı söylenen cami, bir yıl sonraki büyük İstanbul depreminde zarar görmüş ve hemen onarımdan geçirilmiş. Hamidiye Camii adıyla anılan eser bu gün de özelliklerini korumaktadır. Selvili camii olarak da anılmaktadır. Ada Camii sokakta, yüksek bir set üzerine kurulu bahçe içinde, küfeki taşlı, tek minareli, eklektik bir yapıdır. İki taraflı mermer merdivenlerle çıkılan ve mermer bir sahanla biten güzel bir girişi vardır. Sahan, bir camlı mekan içine alınmıştır. Mavi çinileri andıran güzel işlemelere sahiptir. Çok güzel bir bahçenin içindedir. İlk yıllarda mektep camisi olarak da anılmıştır. Çünkü alt katı uzun yıllar okul olarak kullanılmış, başka yere okul yapılınca da Mescit olmuştur. Yazılı kaynaklarda, 1901 ve 1904 yıllarında da yani yine II.Abdülhamit zamanında onarım gördüğü belirtilmektedir. İkinci kata girildiğinde sol taraftaki merdivenle kadınlar mahfiline çıkılır. Tuğrası kaldırılmış olduğundan yeni ve büyük bir onarım sonrasında banisi II.Abdülhamit’e ait tuğranın tekrar işlenmesi de planlanmaktadır. Camii, bütün güzelliğini koruyarak gelmiştir günümüze. Denize nazır bir konumdadır. Pencerelerinden bakıldığında Anadolu Yakası’ndaki büyük yapılaşma, adanın dinginliğiyle tezat oluşturmakta ve insanda ürkütücü bir duygu yaratmaktadır. Büyükada Camisine gitmek için, saat kulesinin yanından sola girip, caddeyi epey yürüdükten sonra dik inen sokaklardan sağ tarafta Ada Camii sokağı tabelasına dikkat etmeniz gerekmektedir. Zaten sokak bu camiyle bitmektedir. Arka sokağa caminin bahçesinden geçilmektedir.
Büyükada Taş Mektep
1870’lerde İskenderiye Patriği Sofronios’un yazlık evi olarak inşa edilen yapı, 1922-1967 yılları arasında Büyükada İlkokulu (Taş Mektep) olarak hizmet verdi. Büyükada’daki tarihi Taş Mektep’in, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Büyükada İmam Hatip Ortaokulu olarak kullanılmak üzere gizlice tahsis edildiği ortaya çıktı. Müdürlük tarihi bina üzerinde hiçbir restorasyon ya da yenileme çalışması yapmayınca İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binayı geri aldı. Taş Mektep’e şimdi ne olacağı belirsiz.
TAŞ MEKTEP
Yaklaşık 150 yıllık binanın mülkiyeti İBB’ye ait. Bina 2005’te, Adalar Belediyesi’ne “müze ve sergi sarayı olarak kullanılmak üzere” 10 yıllığına tahsis edildi. Adalar Vakfı, Adalar Müzesi’nin kurulması ve binanın restorasyonu için talip oldu. Adalar Belediyesi’yle proje yaptı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı 2009’da projeyi kabul etti ancak protokolün imzalanması daha sonraya bırakıldı. Bu sırada İBB ise Adalar Belediyesi’ne yaptığı tahsisi iptal etti. İBB, tarihi binayı 11 Şubat 2010’da da “Fiziksel Engelliler Rehabilitasyon Merkezi” kurulması amacıyla beş yıllığına Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tahsis etti. İBB’nin önceki gün gerçekleşen meclis oturumuna tarihi binayla ilgili tartışma yaratacak bir rapor geldi. Raporda, binanın, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü adına 25 yıllığına bedelsiz olarak Büyükada İmam Hatip Ortaokulu yapılmak üzere 2015 yılında tahsis edildiği belirtildi. Restorasyon, restitüsyon ve rölöve çalışmalarının bu tarihe kadar tamamlanması gerektiğine dikkat çekilen raporda, tarihi binanın 2 yıl boş kalması ve kulanılmaması halinde tahsisin iptal olacağı anlatıldı. Tahsis oy birliğiyle iptal edildi.
Hiristo Manastrı
Söylentilere göre, manastır Bizans zamanında yaptırılmış. İmparator I. Manuel Comnenus tarafından 1158 senesinde hazırlanan listede bu kiliseden üstü kapalı da olsa bahsediliyor olması bu söylentileri desteklemektedir. Manastır, Osmanlı zamanında zor zamanlar yaşadıysa da, İstanbul’daki Rum bezir yağı tüccar loncasının desteği ve Feneriote asilzadesi Pascharnikos Christodoulos Vlachoutsis tarafından yapılan bağışlar sayesinde bu zorluklara dayandı. Patrik V. Gregory 1809 senesinde burada yaşadı; önceki patrik Chrysanthos ise 1826 yılında emekli olunca bu manastıra yerleşti ve sekiz yıl sonra burada öldü. Patrik Sophronius ise 1866-70 seneleri arasında burada yaşadı. Onun çabaları sonucu manastır yenilendi ve bugünkü katholikon, mimar Vasilis Dimitriou’nun planlarına uygun olarak 1869 yılında tamamlandı. Bugün manastırdan geriye kalanlar, katholikon, manastırın güneyinde yer alan ve ona bitişik olarak inşa edilmiş iki katlı ek bina ve arazisinin batı kısmında bulunan bazı ek binalardır. Katholikon daha önceki kiliseden kalma, yaldızlı ve çiçek ve bitki motifleriyle süslenmiş kabartmalara sahip tahtadan oyma iconostasi’sini hala muhafaza etmektedir. Üzerlerinde yer alan, 18. yy.’dan kalma sekiz küçük resimle, Oraia Pylai’nin kapıları özellikle kayda değerdir. Bu resimler içerisinde en çok dikkat çekici olanı Annunciation’un (Cebrail’in Hz. Meryem’e Hz. İsa’nın doğacağını haber vermesi) tasviridir. Burada ayrıca, üzerinde, Hz. İsa ve onun iki yanında yer alan Hz. Meryem ve Vaftizci Yahya’yı bir arada resmeden bir dini resim bulunan güzel bir 18. yy. (Offertory Diptych) ilahi levhası da yer almaktadır. Bunlara ek olarak, 19. yy.’dan kalma, eski Rum cenaze törenlerine ait bir kabartmanın kopyası da güneydeki dış duvara işlenmiştir.
Rum Yetimhanesi
Rum Yetimhanesi : Dünyanın en büyük ahşap yapısı olan ve hala tüm ihtişamıyla duran Rum Yetimhanesi Büyükada'da gezilecek yerler rotanızın başına almanız gereken bir yer. 1898-99 yılları arasında "Mimar-ı Şehir" ünvanlı Alexandre Vallaury (1850-1921) tarafından otel olarak inşaatına başlanan yapı II.Abdülhamit'ten gerekli izinleri alamayınca satışa çıkarılmıştır. Rum Patriği tarafından cemaatin varlıklı ailelerinden Zarifi ailesinin almasını sağladığı bina daha sonra 1911-64 yılları arasında Rum yetimhanesi olarak kullanılmıştır. 1964 yılından beri kullanılmayan yetimhane tüm ihtişamı ile ziyaretçilerini karşılamaktadır. Adaya gelenlerin akınına uğramaktadır. Siz de Rum yetimhanesini Büyükada'da gezilecek yerler listenizin başına alın!
Azap Yokuşu
AZAP YOKUŞU TIRMANIŞI 204 metre yükseklikteki tepeye çıkan ziyaretçiler, kimi zaman Azap Yokuşu'ndaki insanlarla dua etti, kimi zaman ise ilahi söyledi. İzdiham yaşanmaması için polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı. Kilisenin etrafında uzman köpekle bomba araması yapıldı. Bu sırada kilise üzerinde ve çevresinde bir polis helikopterinin de önlemlere destek verdi. Aya Yorgi Kilisesi'ne ulaşan ziyaretçiler almış oldukları rengarenk ve hepsinin farklı anlamı olan mumları yakarak kiliseye ve çevresindeki duvarlara dikti. Dileklerin yazıldığı kağıtlar ise dilek kutularına atıldı. Dilek tutma işlemlerini tamamlayan ziyaretçiler, kilise ve etrafında hatıra fotoğrafı çekildi. Tarihi hakkında muhtelif rivayetler söz konusu. Burası, Hıristiyan Ortodoksların gözbebeği. Özellikle iki kutsal günde, 23 Nisan ve 24 Eylül’de farklı inançlardan insanlar da buraya akın ediyor. Büyükada’daki Aya Yorgi Kilisesi o tarihlerde âdeta bir dilek cennetine dönüşüyor. Ne kadar rasyonel olursanız olun, buranın aurası sizi de yoldan çıkarabilir. O yüzden hem kiliseyi gezin hem hayatının aşkını kovalayanların, şifa arayanların arasında bir dilek de siz tutun.
Aya Yorgi Kilisesi
Aya Yorgi Kilisesi ve Manastırı : Büyükada'da nereler gezilir dediğimizde aklımıza ilk olarak Aya Yorgi Kilisesi gelmektedir. İlk olarak 1751 yılında küçük bir kilise olarak inşa edilen yapı uzun yıllar manastır olarak da hizmet vermiştir. Çan kulesinin yanındaki bina 1905 yılında inşa edilmiş ve dört yıl sonra da kullanıma açılmıştır. Bugün sadece kilise olarak kullanılan yapı, Ortodoks inancında oldukça önem taşımaktadır. Büyükada'ya geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken Aya Yorgi'de 23 Nisan - 24 Eylül tarihleri arasında dua ediliyor. İnançlarına göre eğer dileğiniz kabul olursa zeytinyağı alarak kiliseye bağışlamanız gerekiyormuş. Büyükada'da gezi yapacaksanız Aya Yorgi'ye yürüyerek çıkmanın "yarı hac" olduğunu bilmelisiniz.
Dilburnu
Büyükada içinde Tabiat Parkı olarak da bilinen Dilburnu piknik alanı hem de denize girilebilen küçük koyları hem de piknik alanlarıyla meşhur. Ada’daki günü birlik ziyaretçilerin uğrak mekânı haline gelen Dilburnu, mangal yakmanın yasak olmadığı nadir bölgelerden biridir. Büyükada’nın batısında yer alan bu özel piknik alanı, yaklaşık 500 metre uzunluğunda 100 metre genişliğindedir. Alanın tamamı çam ormanları ile kaplıdır. İçerisinde ise çocuk parkı, restoran, kafe, piknik masaları ve çocuk oyun alanı bulunuyor. Dilburnu piknik alanı 2019 giriş ücreti 2014 yılında 4,50 TL olan Tabiat Parkı’na giriş ücreti 2016 yılında kişi başı 5,00 TL olmuştur. 2017′de değişmeyen giriş ücreti yine kişi başı 5 TL olarak devam etmiş ve 2019 yılında 7 TL olmuştur. Dilburnu piknik alanına ulaşım Büyükada merkezinden Dilburnu’na faytonla çıkmak mümkün... Yine merkezden bisikletle ulaşımda sağlayabilirsiniz. Dilburnu’nda mangal keyfi Eğer Dilburnu’nda piknik keyfi yapmak istiyorsanız yiyeceklerinizi ve mangalınızı dışardan getirebilir ya da alanda bulunan işletmeden alabilirsiniz. Piknik alanın açılış ve kapanış saatleri Sabah açılış: 08:30 – 09:00 Akşam kapanış: 21:00 – 22:30 Piknik alanı içinde koylarda yüzmek ise ücretsizdir. Adres: Dilburnu Mevki Orman İçi Büyükada / İstanbul Telefon: 0 216 382 43 01
Mizzi Köşkü
Mizzi Köşkü; İstanbul Adalar İlçesi Büyükada Nizam Mahallesi’nde Çankaya Caddesi’nde İngiliz uyruklu George Mizzi tarafından inşa ettirilmiştir. Daha sonra oğlu Avukat Giovanni Mizzi’ye kalan köşk, sonra defalarca el değiştirmiştir. 1930 yılından sonra San Remo oteli ismiyle on yıl faaliyet göstermiştir. İkinci Dünya Savaşında kapalı olan köşk, 1952 yılından itibaren sayfiye köşkü haline gelmiştir. Solda bulunan kulesi kırmızı yığma tuğladan yapılmıştır. Bundan dolayı Kırmızı Kuleli Köşk olarak adlandırılmıştır. Bina görünüş olarak Ortaçağ şatolarına benzer. Köşkün girişi ön cephede geriye çekilmiş sütunlu bir verandanın arkasında yer alır. İlk katta koridorun iki yanında salonlar, ikinci katta da salon ve koridor çerçevesinde sıralanmış odalar bulunmaktadır. Giovanni Mizzi’nin kulenin tepesine yaptırdığı ve yaz gecelerinde teleskopla yıldızları seyrettiği camakenla döner rasathanesi artık yok. Köşk, şimdilerde her bir odası ayrı ayrı kiraya verilen yazlık bir apart otel olarak kullanılmaktadır.
Comments (3)
You can add a comment or review this trail
Kolay bir tur yeni başlayanlar için çok uygun sadece 900 m lik azap yokuşu azap oluyor:)
I have followed this trail View more
Information
Easy to follow
Scenery
Moderate
Teşekkürler Erol GEYGEL
I have followed this trail View more
Information
Easy to follow
Scenery
Moderate
Prens adaları içinde en görkemlisi olan Büyükada'da gezilecek yerler saymakla bitmez. Tarihi boyunca Rum ve Türk kültürlerinin özellikleri ile harmanlandığı Büyükada'nın gezilecek yerleri, görülecek güzellikleri masmavi denizin ve yemyeşil ağaçların içinde bizleri beklemektedir.