← Part of Kocaeli Yarımadası
Bıçkıdere'den Paşasuyu'na ( 2013 11 )
near Çayırköy, Kocaeli (Türkiye)
Viewed 136 times, downloaded 3 times
Trail photos
Itinerary description
Ilık bir sonbahar günü. Sabah serini var ama güneş çoktan içimizi ısıtmaya başladı. Bıçkıdere Göletinin kenarındayız. İzleyeceğimiz yol yukarı doğru uzanıyor. Göletin içinde, kıyıdan uzakta değişik su kuşları var. Seçebildiklerimiz karabataklar ama sazlıkların içi kuş türleri açısından zengin.
Yavaş yavaş meyve bahçelerinin içinden, kenarından geçmeye başlıyoruz. Cevizler toplanalı çok olmuş ama dikkatli gözler hala bir poşet doldurabiliyor… Bıçkıderenin suladığı bu bereketli düzlükler şu günlerde yoğun olarak seralara ev sahipliği yapıyor. Lahana ve marul şu aralar boy atmış türler…
Seraları ve Bıçkıdere’yi geride bırakıp yükseliyoruz. Takip edeceğimiz rota 2000 yıllık bir suyolunu izliyor. Bu suyolu üzerinde, hemen hemen 50 metrede bir, aşağı doğru uzanan delikler dikkatimizi çekiyor. O zamanki şartlarda, herhangi bir tıkanıklığın oluştuğu noktayı tespit etmek amacıyla yapılmış olmalı.
Sistemi oluşturan pişmiş topraktan borular ve küçük vadileri aşarak suyu karşı tarafa taşıyan kemerler ise hala sağlam. İçinden geçilen coğrafyanın şartları ve yapıldığı dönem düşünüldüğünde bu mühendislik harikasına hayran kalmamak mümkün değil.
Güzergah aynı zamanda yoğun bir makilik alan ve meşeliğin içerisinden geçiyor. Bu örtüyü oluşturan türlerden Kocayemiş ve Yabani Muşmulalar ise çoktan olmuş, kolumuz uzandığı kadar tadlarını alıyoruz. Zemin meşelerin çoktan sararmış yapraklarıyla kaplı.
Hala baharı yaşatan papatyalar, her daim yeşil Dere ve Tavşan kirazları ise doğanın bu mevsimdeki süsleri… Bazen bu doku o kadar yoğunlaşıyor ki ilerlemek oldukça zorlaşıyor. Yaban, kollarımıza attığı çiziklerle kendini hatırlatıyor…
Bıçkıderenin yardığı vadinin içine sokuldukça onun çağıldayarak akan sesini daha kuvvetli duyuyor kısa bir süre sonra da kucaklaşıyoruz. Artık Paşasuyu’ndayız. Acıkan karınları ise hoş sürprizler beklemekte . Kalabalık olmasına rağmen kaynaşan bir ekip, gülümseyen yüzler ve hayattan çalınmış bir gün daha... Günün son ışıklarıyla yol alıyoruz, içimiz sımsıcak…
Yavaş yavaş meyve bahçelerinin içinden, kenarından geçmeye başlıyoruz. Cevizler toplanalı çok olmuş ama dikkatli gözler hala bir poşet doldurabiliyor… Bıçkıderenin suladığı bu bereketli düzlükler şu günlerde yoğun olarak seralara ev sahipliği yapıyor. Lahana ve marul şu aralar boy atmış türler…
Seraları ve Bıçkıdere’yi geride bırakıp yükseliyoruz. Takip edeceğimiz rota 2000 yıllık bir suyolunu izliyor. Bu suyolu üzerinde, hemen hemen 50 metrede bir, aşağı doğru uzanan delikler dikkatimizi çekiyor. O zamanki şartlarda, herhangi bir tıkanıklığın oluştuğu noktayı tespit etmek amacıyla yapılmış olmalı.
Sistemi oluşturan pişmiş topraktan borular ve küçük vadileri aşarak suyu karşı tarafa taşıyan kemerler ise hala sağlam. İçinden geçilen coğrafyanın şartları ve yapıldığı dönem düşünüldüğünde bu mühendislik harikasına hayran kalmamak mümkün değil.
Güzergah aynı zamanda yoğun bir makilik alan ve meşeliğin içerisinden geçiyor. Bu örtüyü oluşturan türlerden Kocayemiş ve Yabani Muşmulalar ise çoktan olmuş, kolumuz uzandığı kadar tadlarını alıyoruz. Zemin meşelerin çoktan sararmış yapraklarıyla kaplı.
Hala baharı yaşatan papatyalar, her daim yeşil Dere ve Tavşan kirazları ise doğanın bu mevsimdeki süsleri… Bazen bu doku o kadar yoğunlaşıyor ki ilerlemek oldukça zorlaşıyor. Yaban, kollarımıza attığı çiziklerle kendini hatırlatıyor…
Bıçkıderenin yardığı vadinin içine sokuldukça onun çağıldayarak akan sesini daha kuvvetli duyuyor kısa bir süre sonra da kucaklaşıyoruz. Artık Paşasuyu’ndayız. Acıkan karınları ise hoş sürprizler beklemekte . Kalabalık olmasına rağmen kaynaşan bir ekip, gülümseyen yüzler ve hayattan çalınmış bir gün daha... Günün son ışıklarıyla yol alıyoruz, içimiz sımsıcak…
You can add a comment or review this trail
Comments