← Part of Kocaeli Yarımadası

Activity

Ballıkayalar Kampı yürüyüşü ( 2015 06 )

Download

Trail photos

Photo ofBallıkayalar Kampı yürüyüşü ( 2015 06 ) Photo ofBallıkayalar Kampı yürüyüşü ( 2015 06 ) Photo ofBallıkayalar Kampı yürüyüşü ( 2015 06 )

Author

Trail stats

Distance
2.2 mi
Elevation gain
397 ft
Technical difficulty
Easy
Elevation loss
0 ft
Max elevation
502 ft
TrailRank 
25
Min elevation
92 ft
Trail type
One Way
Coordinates
394
Uploaded
May 9, 2020
Recorded
May 2020
Be the first to clap
1 comment
Share

near Tavşanlı, Kocaeli (Türkiye)

Viewed 218 times, downloaded 7 times

Trail photos

Photo ofBallıkayalar Kampı yürüyüşü ( 2015 06 ) Photo ofBallıkayalar Kampı yürüyüşü ( 2015 06 ) Photo ofBallıkayalar Kampı yürüyüşü ( 2015 06 )

Itinerary description

Hava sıcak, önümüzde kamp yerine kadar çoğu kanyon içinde dere boyu yürüyeceğimiz üç buçuk kilometrelik bir rota var. Küçük, düz adımlarla ilerliyoruz. Çok geçmeden Tabiat Parkı’na adını veren kayaların dibine getiriyor yol bizi. Bu bölge hafta sonunu fırsat bilen şehir insanları için popüler bir piknik mekanı aynı zamanda. Tırmanışçılar ise sağlı sollu yükselen kaya duvarları yerlerini çoktan almış. Onlara bakarken yıllardır burada üreyen gökdoğanlardan biri giriyor görüş alanımıza, kanyonun sarp yamaçları arasında gidip gelişine tanık oluyoruz.

Haziranın ortası olmasına rağmen deredeki su miktarı oldukça iyi. Öyle ki çoğu zaman yürüyerek geçtiğimiz noktalarda bazen su izin vermiyor, biz de kah içine giriyoruz kah taştan tek basımlık köprüler kuruyoruz. Kanyonda iki şelale var. İlk ziyaret ettiğimizin düşüş yüksekliği ise diğerinden daha fazla ve bu ona özellikle de suyun fazla olduğu zamanlarda yelpazeyi andıran estetik bir form kazandırıyor. Göründüğü en güzel açıya ise sağ sırt boyunca yükselen patikayı takip ederek ulaşmak mümkün.

Taşların üzerinde dikkatlice sekerek ilerlemeye devam ediyoruz. İlerledikçe girişteki insan kalabalığı giderek azalıyor. Yolumuz sık sık kurbağalar ara sıra ise zararsız su yılanları ile kesişiyor. Bazı noktalarda ise boyumuzu aşan bitki örtüsünün içerisinde ilerlemek ayrı bir keyif veriyor. Bir sonraki mola yerimiz ise daha yukarda olan ikinci şelale. Su bu noktada daha coşkulu bir düşüş sergiliyor. Hemen altında oluşan göl ise ısınan bedenlerimizi serinletmek için ideal. Şelalenin hemen altı ise son derece keyifli bir doğal masaj alanı. Buradan sonra hedefe varmak için çok az bir yolumuz var.

Sırtı aştığımızda bizim için çoktan kurulmuş olan kamp alanına ulaşıyoruz. İlk olarak güneşliklerin gölgesinde küçük birer sandviçle guruldayan karınlarımızı doyurmalıyız. Elbette sonrasında mat ve tulumlarımızı alıp çadırlara yerleşeceğiz.

Sonrasında seçenek çok. Yakındaki bir meşe ağacının gölgesinde kestirmek de var işin içinde, birkaç kafadar yakın civarı keşfe çıkmak da, ya da hep beraber bu akşam civardan geçecek ev sahiplerini tespit edebilmek için fotokapan kurmak da. Dönüşte ise kampı akşamın karanlığına hazırlayacağız. Ateş yeri seçimi, gece boyu yakacağımız kuru odunları toplama ve yemek hazırlıkları hep bunun içinde. Herkes bir ucundan tutunca çok da kolay oluyor ama.

Güneş ufukta batarken ilk önce tüm parlaklığı ile Venüs yani namı değer Çoban Yıldızı beliriyor gökyüzünde ve bu aya mahsus sol üstünde Jüpiter eşlik ediyor ona. Sonra civardaki çakallar başlıyor ulumaya, bunlar birer işaretmiş gibi. Makarna, ızgara tavuk ve nefis salatadan oluşan akşam yemeğiyle karnımız iyice doyuyor. Üstelik peşine gece boyu hiç bitmeyen iki semaver çay var !

Sandalyelerimizi alıp ateşin etrafına diziliyoruz. Hava yumuşak, gökyüzünde şehir merkezinde göremediğimiz kadar çok yıldız var. Büyük ayı ve Küçük ayı takım yıldızları ise en kolay seçilenleri. İkisinin arasında ise daima kuzeyi gösteren Kutup Yıldızı var.

Gözlerimiz ateşte çoğu zaman. Alevler bizim için dans ediyor. Bu dansın sonsuzluğunda kaybolmak ise oldukça dinlendirici. Çoğu zaman anlatacak bir şeyler bulsa da insan arada sessizliğin sesini de merak ediyor. İlerleyen saatler yorulanları teker teker alıyor aramızdan. Çoğumuz uykunun o tatlı çağrısına dirensek de yavaş yavaş teslim oluyoruz. İnatçı olan birkaçımız ise günün ilk ışıklarına görmek de ısrarcı, ateş sabaha kadar yanık kalıyor.

Güneşin doğuşuyla teker teker uyanıyoruz. Ateşin başı şenlik gene. Kahvaltıdan önce programda önceki akşam kurduğumuz fotokapanı kontrol etmek var, bakalım dün akşam civarda kimler dolaşmış. Heyecanla fotoğrafları kontrol ediyoruz. Görünen o ki küçük bir tilki ve ürkek bir çakalın yolu buralara düşmüş. Varlıklarından haberdar olmak heyecan verici.

Bu küçük yürüyüş karnımızı biraz daha acıktırıyor. Kahvaltı için hazırlıklar başlamalı. İlk önce haşlanması için yumurtaları tencereye dolduruyoruz. Sonra sırada domates ve salatalıkları dilimlemek var. Bir taraftan da çay demleniyor. En güzeli de ateşte kızarmış ekmekler olsa gerek :)

Kahvaltıdan sonra güneşin ufuktan yükselmesiyle beraber sıcaklık da artmaya başlıyor. Tüm gece ve sabah çiy ile ıslanan çadırlar çoktan kurumuş. Bu güzel havadan nasiplenmeleri için biraz da uyku tulumlarını çıkarıyoruz çayırların üzerine, biraz da üzerlerinde kelebekler uçsun diye… Yavaş yavaş da dönme zamanı yaklaşıyor. Ufak ufak toplanıyoruz biz de. Güzel zamanlar çabuk geçiyor, bir sonrakine özlemle…

View more external

Comments  (1)

You can or this trail