1 Mayıs 2017 Bilecik BahçeSultan Köyünden Pazaryeri Kınık Köyüne

Yürüyüş Notları : 30 Nisan - 1 Mayıs 2017; koskoca güzel 2 gün; 1 Mayıs İşçi Bayramı tatilini de değerlendirerek ülkemizin yeşili, bol suları ve şeftalisi ile hemen hatırlanan Bursa ve birazcık ta saklı kalmış, sıkça seyahat etmediğimiz yollarımızın üzerinde bulunan Bilecik ili sınırları içerisinde yürüdük ve dinlendik. Bu iki günlük yürüyüşümüzde, Ankara'dan 16, Adıyaman'dan 1 olmak üzere 17 güzel arkadaş ile beraberdik. 30 Nisan 2017, Pazar günü, sabahın erken saatlerinde Bilecik ilçesi sınırları içerisinde yer alan Çerkeşli Köyündeki göletin kenarında, güneşin doğuşunu izleyerek kahvaltımızı yaptık. Kahvaltı sonrası İznik ilçesine bağlı Oğulşah Köyüne giderek yürüyüşümüze başladık. Yürüyüşümüzün yaklaşık ilk 2 saati sürekli yükselerek geçti. Muhteşem orman yollarında, çiçekli ağaçların ve otlakların arasında ilk durak yerimiz olan Sansarak Köyüne kadar yürüdük. Sansarak Köyünde gördüğümüz ilk kahvehanede odun ateşinde demlenen çaylarımızı içtik. Sansarak Köyü, Sansarak Kanyonun da bulunduğu eski bir köy. Köyde nüfüs oldukça azalmış. Köyü ne yazık ki, çok bakımsız ve metruk bir halde gördük. Sansarak Köyünden sonra küçük dereler boyunca orman yolu ve patikaları kullanarak yürüyüşümüzü Hisardere Köyünde bitirdik. Hisardere Köy kahvehanesinde de çaylarımızı içtik ve kahvehanede bulunan köy halkı ile sohbet ettik. İlk günkü yürüyüşümüzün sonunda, İznik'te kısa bir alışveriş ve dinlenme molasının ardından, insanda deniz kenarında bulunuyormuş hissini uyandıran İznik Gölü kenarındaki bir piknik alanında yağmur altında çadırlarımızı kurduk. Neyse ki yağmur, çok fazla etkili olmadı. Akşam yemeğimizi göl kenarında yedikten sonra içilen çayların ardından, çadırlarımıza çekildik. 1 Mayıs sabahı uyandığımda, ben dahil, hemen hemen tüm arkadaşlarımızın dalga sesleri eşliğinde güzel bir gece geçirdiğini söylemeliyim. Göl kenarındaki açık büfe kahvaltımızın ardından, Bilecik ilinin Pazaryeri ilçesine bağlı Babasultan Köyüne ulaşarak yürüyüşümüze başladık. Rengarenk çiçeklerle örtülü otlaklar, sık yapraklı ağaçların bulunduğu orman içlerinden ve patikalarından geçerek, ilk durağımız olan Küçük Elmalı Köyü göletine kadar yürüdük. Göletin kenarında kısa bir mola verdikten sonra, yürüyüşümüzü bitireceğimiz, çömlekçiliği ile ün yapmış Kınık Köyüne kadar yürüdük. Kınık Köyü, gerçekten görülmeye değer çok güzel bir Köy. Köyün neredeyse bütün evleri beyaz badanalı ve çok bakımlı, ayrıca sokakları da çok temiz. Köy halkının tamamının, 1893 yılında Bulgaristan'dan göç etmiş insanlarımızdan oluştuğunu Köyün merkezinde bulunan kahvehanenin çay bahçesinde sohbet ettiğimiz köy halkından öğrendik. Köydeki bir kaç çömlek atölyesini gezdikten sonra Mayıs ayına güzel bir başlangıç yapmanın keyfi ile, saat 15:30 civarı Ankara'ya doğru yola koyulduk.