Yol-001 Geyikbayırı

Ad:

Başlangıç ​​zamanı: 02/28/2017 15:54

Varış zamanı: 02/28/2017 18:14

Mesafe: 45,2 km (02:20)

Hareket süresi: 02:03

Ortalama hız: 19,4 km/h

Ort. hareket hızı: 22 km/h

Maks. hız: 58 km/h

Minimum rakım: -8 m

Maksimum rakım: 476 m

Yükselme hızı: 763,9 m/h

Alçalma hızı: -1260,6 m/h

İrtifa kazancı: 707 m

İrtifa kaybı: -695 m

Yükselme süresi: 00:55

Alçalma süresi: 00:33

Bisiklet ve bisikletçi dostu SDS Bisiklet'in sahibi sevgili Ogün ÇAVUŞ'un, yol bisikleti deneyimini yaşamam ve bir kaç Yol Bisikleti rotası yapabilmek üzere bir yol bisikleti verme önerisi ile yeni bir macera heyecanı başlamış oldu. Hafta sonu uzun bir rota yapabilmek üzere, bir kaç akşam antrenmanı ile hem bisiklete alışmak hem de ilk yol bisikletine binecek olmanın heyecanı yaşamak üzere zaman kaybetmeden mesai sonrası düşüyorum yollara.

Bisiklet hem çok hafif hem de ani ivme kazanarak çok çevik bir şekilde yol alıyordu. Nedendir bilmiyorum ama biner binmez, bir kaç pedal bastıktan sonra ayağa kalkarak daha da hızlanabilmek içgüdüsü ile harekete geçmiş buldum kendimi. Ancak o anda denge sağlayabilmek biraz güçleşmişti. Gidon ellerimin altında dengesizce sağa sola dönmeye başladı. Ancak bir süre sonra denge problemi hallolunca ve bisiklete alışınca durum eğlenceli ve çok keyifli bir hal almaya başladı. Gerek hafifliğin gerekse de ince tekerin avantajı ile bisiklet asfalt yolda oldukça rahat ve hızlı yol alıyordu. Ogün'ün bahsettiği, asfalt yolda MTB binmenin ne kadar eziyet olduğunu daha net anlayabiliyordum. MTB performansına nazaran, daha az enerji ve daha kısa bir zamanda Liman Mahallesini geride bırakarak Çakırlar yolunda ilerlemeye başlamıştım. Saati kontrol ederek rotayı Geyikbayırı'na çeviriyor ve biraz hızlanıyorum. Çakırları ve Akdamları geride bırakana kadar her şey gayet güzeldi. Ancak ne zaman Geyikbayırı rampası sertleşmeye başladı işte o anda işlerin rengi de değişmeye başladı. Belki MTB ile aynı hızda ilerliyordum ama daha çok enerji harcamaya başlamıştım. Pedalı döndermekte oldukça zorlanmaya başlamıştım. Bu hal hiç beklemediğim bir durumdu. Bunun nedenini anlamaya çalışıyor ve vites takımlarını inceliyorum. Önde 2 yapraklı bir ayna kol ve arkada da 10 vitesli SRAM Apex vites seti bulunuyordu. Sanırım bu durum MTB de ki 3 yapraklı ayna koldan sonra, 2 yapraklı olan mevcut ayna kolu kullanıyor olmaktan kaynaklanıyordu. Ancak durum çok karmaşık ve çok değişken bir şekilde ilerliyordu. Çok sert rampalarda MTB ye nazaran çok zorlanırken, eğim azaldıkça MTB ye nazaran daha çok ivmelenerek daha hızlı ilerliyordum. İlk başlarda fazla ilerleyemeyeceğim hissine kapılarak korkmuştum, ancak sadece virajlardan önceki ve bazı bölümlerde ki çok sert rampalardan sonra, durumun daha keyifli ve eğlenceli olduğunu görünce rahatlamış ve devam edebilmiştim.

Tırmanış sektöründe ki duvarlarının olduğu bölgeye yaklaştıkça her bir patikadan gelerek pansiyonlarına dönen sporcuları gördükçe daha da mutlu olmuş, her biri ile selamlaşarak, böyle insanların olmasının varlığıyla huzur bulmuştum. Olayın bu kadar keyifli iken acı tarafı ise, bölgedeki tırmanış rotalarını çıkartarak Antalya'ya ve ülkemize kazandıran sevgili Öztürk KAYIKCI ve arkadaşları dışında ki gördüğüm tüm sporcuların yabancı olması idi. Turizm açısından çok güzel, ancak kendi insanımız tarafından değerinin ve kıymetinin bilinememesi ise gerçekten çok acı.
İlk heyecan ve heves ile Likya Yolu başlangıç noktasını biraz daha geçerek Geyikbayırı Köyü manzarası ile tırmanışımı sonlandırarak dönüş yoluna geçiyorum. Bu noktaya kadar neredeyse birebir benzerlik gösteren Ant - 003 rotasıyla kıyasladığımda görüyorum ki, MTB ile ancak 2 saatte bu noktaya kadar gelebilmiş iken, Yol Bisikleti ile parkuru tamamlamış olduğumu görüyorum.

ZAYIF YOL TUTUŞU

Gerek tırmanışta ve gerekse rampa inişlerinde Yol Bisikletinin, yol tutuşunun MTB ye göre çok düşük olduğu aşikardır. Hem çok hızlı olması hemde yol tutuşunun zayıf olması oldukça yüksek seviyede dikkat ve hassasiyet gerektirdiğini anlıyorum. Ani ve sert firenlerden kaçınmak gerekiyor. Tekerleklerde dişler olmadığı için bir anda kaymaya başlayarak denge kayıplarına sebep olabilmektedir.

Sonuç olarak, ne tür olursa olsun bisiklet binmek ve doğanın kucağında olabilmek müthiş bir keyif. Konfor ve performans açısından, MTB bisikletin asfalt yolda ki eziyeti, arazi yollarına girince keyfe dönüşürken, Yol bisikletinin de asfalt yolda ki keyfi arazi yollarına girince eziyete dönüşmektedir. Ancak şu bir gerçektir ki, bisikletin her şartta ki eziyeti bize ayrı bir keyif vermektedir. Bu deneyimi yaşamama vesile olan sevgili Ogün arkadaşıma çok teşekkür ediyor ve selamlar sunuyorum...