Activity

Fener balat ayvansaray eminonu eski istanbul turu

Download

Trail photos

Photo ofFener balat ayvansaray eminonu eski istanbul turu Photo ofFener balat ayvansaray eminonu eski istanbul turu Photo ofFener balat ayvansaray eminonu eski istanbul turu

Author

Trail stats

Distance
5.52 mi
Elevation gain
338 ft
Technical difficulty
Moderate
Elevation loss
318 ft
Max elevation
265 ft
TrailRank 
40
Min elevation
-3 ft
Trail type
One Way
Moving time
one hour 4 minutes
Time
2 hours 22 minutes
Coordinates
1324
Uploaded
January 19, 2023
Recorded
January 2023
Be the first to clap
Share

near Fener, İstanbul (Türkiye)

Viewed 124 times, downloaded 1 times

Trail photos

Photo ofFener balat ayvansaray eminonu eski istanbul turu Photo ofFener balat ayvansaray eminonu eski istanbul turu Photo ofFener balat ayvansaray eminonu eski istanbul turu

Itinerary description

Fener balat ayvansaray eminonu eski istanbul turu

Waypoints

PictographMonument Altitude 0 ft
Photo ofFener iskelesi Photo ofFener iskelesi Photo ofFener iskelesi

Fener iskelesi

FENER İSKELESİ Haliç'in güney kıyısında yer alan Fener, kuzeyinde Balat, doğu ve güney-doğusunda Fatih ilçe merkezi, güney-batısında Ayakapı semtleri bulunmaktadır. Semtin adı, Yunanca'daki “Fanarion” yani limana giren gemileri selamlayan “Fener” kelimesinden geliyor. Fener İskelesi 20. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiştir. İskele alanının tamamı 193,97 metrekare olup, bunun 92,96 metrekaresi iskele binası, 101,01 metrekaresi iskele yanaşma alanıdır.Ahşap karkas olarak yapılan iskelenin, günümüzdeki plan şeması ile özgün plan şeması aynıdır. Dikdörtgen planlı olup ahşap iskelenin üzeri kırma çatı ile örtülüdür. İskelenin sağ tarafında yolcu bekleme salonu, gişe, memur ve çımacı odaları bulunmaktadır. Bekleme salonunda on adet giyotin pencere ve iki kapı vardır. Denizden bakıldığında sol tarafta sundurma şeklinde yolcuların çıkış yeri ve iskelenin önünde ahşap kazıklar üzerine oturtulmuş gemi-vapur yanaşma yeri bulunmaktadır. T.D.İ.A.Ş. adına kayıtlı iken İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na devredilen iskele, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ. Tarafından 2006 yılında restore edilmiştir.

PictographMonument Altitude 23 ft
Photo ofHaliç surları 14 ve 15. kule Photo ofHaliç surları 14 ve 15. kule Photo ofHaliç surları 14 ve 15. kule

Haliç surları 14 ve 15. kule

23 Nisan 1453’te seferi köprü Fatih sultan Mehmet tarafından burada kurulmuştur

Photo ofBalat Panayia Balino kilisesi Photo ofBalat Panayia Balino kilisesi Photo ofBalat Panayia Balino kilisesi

Balat Panayia Balino kilisesi

Panayia Balino Rum Ortodoks Kilisesi; İstanbul Suriçi Ayvansaray Kırkambar Sokakta inşa edilmiştir. Balat ile Ayvansaray arasında bulunan Panayia Balino Rum Ortodoks Kilisesi ilk olarak 16. yüzyılda yapılmıştır.18. yüzyılın ilk yarısında bütünüyle yanan kilise yeniden inşa edildi. 1843, 1877 1912 ve 1992 yıllarında restore edilmiştir. Dikdörtgen bazilikal, üç sahınlı bir naosa sahip olan yapı doğu ve batı aksında inşa edilmiştir. Yapının ahşap çatısı kuzey ve güney yönünde iki yönlü kırma çatı ile örtülüdür. Yapının girişindeki Narteks ve ana kısım olan Naos’dan meydana gelir. İçinde Ayios Menas Ayazması bulunmaktadır. Girişinde, Bizans'ın simgesi olan çift başlı bir kartal firizi bulunur. Kartal başlarından biri Doğu Roma'yı diğeri ise Batı Roma'yı simgelemektedir. Bu kartalı Patrikhanede yapısında da görmek mümkündür. Bu konu Prof. Eva Şarlak’ın 100 kilise kitabından alınmıştır.

PictographWaypoint Altitude 16 ft
Photo ofGold Baku kafeterya Photo ofGold Baku kafeterya Photo ofGold Baku kafeterya

Gold Baku kafeterya

Haliç i seyeredebileceğiniz güzel bir kafeterya

Photo ofAyios Dimitrios kanavi kilisesi Photo ofAyios Dimitrios kanavi kilisesi

Ayios Dimitrios kanavi kilisesi

Ayios Dimitrios Kananu Rum Ortodoks Kilisesi; İstanbul Suriçi Ayvansaray Kırkambar Sokakta 1204 tarihlerinde inşa edilmiştir. Esas kayıtlarda Kilisenin adı Ayios Dimitrios Kananu olarak geçmektedir. Kananu 1204 tarihlerinde Bizans İmparatoru olarak seçilmiş ve kısa süre görev yapmıştır. Yapının ilk devirlerinde kubbeli olarak yapıldığı bilinmektedir. Zaman süreci içinde birçok defa yanmıştır. Patrik Paisios döneminde 1730 tarihinde yeniden baştan inşa edilmiştir. Kapısının Ahşap olması nedeniyle Ksiloporta olarak anılmıştır. Kilise kitabelerine göre 1933 ve 1960 yıllarında restore edilmiştir. Mimarı bilinmeyen kilisenin kuzeyinde Profitis İlias ayazması bulunur. Bu yapı Fenerdeki Ayios Yeoryios kilisesinden önce 3 yıl süreyle Patrikhane Kilisesi olarak hizmet vermiştir. Geniş bir arazi içinde yer alan kilisenin etrafında duvarlarla çevrilidir. Kilise doğu ve batı ekseninde inşa edilmiş üç nefli bir bazilikadır. Yapı malzemesi olarak kırmataş kullanılmıştır. Sadece kilisenin Batı cephesi sıvalıdır. Naosta orta nef yan neflerin iki misli genişliktedir. Orta nef ile yan nefler arasında 8 adet taşıyıcı sütun bulunur. Sütun başlıkları komposit olup, sütunlar kare kaidelere oturmaktadır. Sütunlar sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Kilise yapıları ile ilgili bilgiler Prof. Eva Şarlak tarafından yazılmış olan İstanbul’un 100 kilise isimli kitabından alınmıştır

PictographWaypoint Altitude 13 ft
Photo ofRenkli evlerin olduğu bir sokak Photo ofRenkli evlerin olduğu bir sokak Photo ofRenkli evlerin olduğu bir sokak

Renkli evlerin olduğu bir sokak

Photo ofAtik Mustafa Paşa cami (Kristos Pantepoptes kilisesi) Photo ofAtik Mustafa Paşa cami (Kristos Pantepoptes kilisesi) Photo ofAtik Mustafa Paşa cami (Kristos Pantepoptes kilisesi)

Atik Mustafa Paşa cami (Kristos Pantepoptes kilisesi)

Atik Mustafa Paşa Camii (Cabir Camii) veya Kristos Pantepoptes Kilisesi , İstanbul'un Ayvansaray semtinde kiliseden camiye çevrilmiş bir dinî yapıdır. Orta Bizans döneminden kalma yapının eski ismi "Kristos Pantepoptes"tir. Konstantinopolis'te yapılar plan tipi olarak ya Serbest Haç Plan tipi, ya da Kapalı Yunan Haçı(kare içerisinde haç) Plan tipiyle inşa edilmekteydi. Kristos Pantepoptes'in plan tipi ise Kare İçinde Haç Plan ya da Kapalı Yunan Haçı olarak isimlendirilen plan tipidir. Yapının tarihi hakkında bir takım söylentiler mevcuttur Bunlardan birisi; Halifenin bayraktarlığını yapmış olan Cabir'in yine bir fetih için Konstantinopolis'e geldiği, fetih sırasında öldüğü ve buraya gömüldüğü söylentisidir. İstanbul'un fethi sırasında ne durumda olduğu bilinmeyen kilise II. Beyazıt döneminde camiye çevrilmiştir. Caminin içinde Doğu Roma dönemine ait hiçbir bezeme yoktur. 1957'de Amerikan Bizans Enstitüsü tarafından binanın güney cephesinde, badana tabakasının altında bulunan fresklerin, Ayios Kosmas, Hagios Damianos ve baş melek Mikhael'e ait oldukları tespit edilmiştir.

Photo ofPanayia vlaherna kilisesi ve Ayazması Meryemana Photo ofPanayia vlaherna kilisesi ve Ayazması Meryemana Photo ofPanayia vlaherna kilisesi ve Ayazması Meryemana

Panayia vlaherna kilisesi ve Ayazması Meryemana

Buradaki ilk kilise İmparatoriçe Aelia Pulcheria tarafından yapımına başlatılmış ve I. Leo (h. 457-474) zamanında tamamlanmıştır. İçerisinde, Meryem’in elbisesi olduğu ileri sürülen Filistin’den getirilmiş bir “Moforion” bulunuyordu. I. Justinus (h. 518-527) tarafından genişletilmiş, III. Romanos (h. 1028-1034) da tekrar elden geçirilmiştir. 1070’de yanan kiliseyi IV. Romanos (h. 1068-1071) tekrar yeni baştan yaptırmıştır. XI. Yüzyılda dini işlevinin yanı sıra İmparatorluğun idari işlerinin de yürütüldüğü bir merkez olmuştur. Komninos döneminde buradaki saray kompleksinin içine alınmışsa da çıkan bir yangında tahrip olmuştur. Onarımdan bir süre sonra 1434’te tekrar yanmış ve bir daha tamir edilmemiştir. Hatta 1545’te buraya gelen Pierre Gilles kilisenin arsası üzerinde çingenelerin yaşadığını yazmaktadır. 1860’a kadar arsa durumunda bulunan arazi üzerine bugünkü kilise inşa edilmiştir. İçerideki kitabesinde 13 Ocak 1860’da ibadete açıldığı yazılıdır. 6-7 Eylül 1955 deki olaylarda tahrip edilen kilise İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü tarafından Y. Mimar Süreyya Yücel’in kontrolünde yenilenmiştir. Dini otoritelerce onaylanmış kanonik dört İncil'den üçüncüsünün yazarı olan Luka’nın kendi el çizimleri ile Meryem Ana’yı ve bebek İsa’yı gösterdiği ikona ve Hz İsa’nın kefen bezinden bir parça ise kilisede saklanmış ancak bugün hiçbiri İstanbul’da olmayan diğer kutsal emanetlerdir. Hz. İsa’nın kefeni Latin istilası (13. yüzyıl başı) sırasında Torino’ya götürülmüş. Luka’nın el yapımı ikona 1375’de İmparator tarafından Sümela Manastırı'na götürülerek ayinde sergilenmiş. Hz. Meryem’in kemeri ise ilk yangından kurtarıldıktan sonra Padişah II. Mehmet’in annesi tarafında Yunanistan’daki Aynoroz'da bulunan 23 manastırdan bir tanesi olan Yuhannes manastırına hediye edilmiş. Kutsal emanetlerin yanı sıra ikonaları ile de meşhur olan kilise, mezhep tartışmaları ile farklı kiliselerdeki ikonaların tahrip edildiği ikonoklazm döneminde (8. Yüzyıl) ayrı bir değer kazanmıştır. Şehrin ve kilisenin koruyucusu olan Meryem Ana, ikonasında tam boy olarak cepheden görünür, ellerini iki yana açılmıştır, göğsünde bir madalyon ve madalyonun içinde de çocuk İsa bulunmaktadır. Bu tür Meryem Ana tasvirlerinin hepsine ikonografide bu kiliseye ithafen “Blakherna Meryemi" denilmektedir.

PictographMonument Altitude 59 ft
Photo ofAnemas zindanları - Blakhernai Sarayı Photo ofAnemas zindanları - Blakhernai Sarayı Photo ofAnemas zindanları - Blakhernai Sarayı

Anemas zindanları - Blakhernai Sarayı

Bizans döneminin en büyük saraylarından biri olan Blakhernai Sarayı’nın bir parçası olan Anemas Zindanları, Haliç’e yakın eski sur duvarlarına bitişik olarak inşa edilmiş, 14 hücre odasından ve bu odaların altındaki iki katlı bodrumdan oluşur. Anemas Zindanları surların Haliç’e yakın tarafına inşa edilmiştir. Haliç Köprüsü’nün aşağısında, Ya Vedüd Camii’nin çaprazında kalmaktadır. Batı cephesinde araç yolundan görünebilen zindanlar, doğu cephesinde kot farkından dolayı, zindanlar keşfedilmeden önce inşa edilmiş Kazasker İvaz Efendi Camii’nin altında kalmaktadır. Zindanları en iyi şekilde görebilmek için Edirnekapı’dan sur dışına çıkıp surlara paralel olarak Haliç’e doğru gitmek gerekmektedir. Surlara paralel olarak ilerleyen yol ile zindan cephesi arasında bir yeşil alan bulunmaktadır. Yer altı tünelleri, labirentvari sarnıçları ve son derece dar işkence odaları ile istisnai bir özelliğe sahip olan zindanlar Roma döneminden İstanbul’da kalan tek yer altı zindanlarıdır. Zindanlara batı cephesinden bakıldığında biri yüksek, diğeri daha alçak masif birer blok gibi görünen birbirine bitişik iki kuleden Eğrikapı tarafındaki Angelos ve Angelos Kulesi’ne bitişik ve Haliç’e yakın olan ise Anemas Kulesi’dir. Buna ek olarak, Haliç’e doğru uzanan cephesi payandalı ve mazgallı duvar ise Anemas Zindanları olarak adlandırılan, koridorlu yapının cephesini oluşturmaktadır. Angelos Kulesi’nin en belirgin özelliklerinden biri de dışarı doğru konsol şeklinde çıkan yatay mermer sütunların varlığıdır. İmparator II. İsaakos Blakhernai Sarayı’nın yanında hem içinde oturulmak hem de kule olmak üzere bir yapı yaptırmıştı. Angelos Kulesi bu tanımlamaya en çok uyan kuledir. Burası yüksek rütbeli kimselere cezaevi olarak da kullanılmış olabilir. İnşa tekniği sebebiyle Angelos kulesinin 11. ve 12. yüzyıllara ait olduğu düşünülürken Anemas kulesi daha sonraki devirlere aittir.

Photo ofKazasker ivaz efendi Camii Photo ofKazasker ivaz efendi Camii Photo ofKazasker ivaz efendi Camii

Kazasker ivaz efendi Camii

1585 tarihlidir ve giriş kapısı üzerindeki levhada Mimar Sinan camisi olduğu yazılıdır. Bahçesinde geniş çukur ve tüneller vardır. Anemas zindanları kalıntıları çevresindedir. Caminin klasik ana kapısı yoktur. Ön cephede sağlı sollu iki kapı vardır. Cami taş-tuğla halinde inşa edilmiştir. Minaresi kıble duvarı köşesindedir. Zamanında külliye halinde olan camiden sadece cami ve çeşme kalmıştır. İvaz Efendi bahçedeki hazirede medfundur. Kanuni Sultan Süleyman'ın kazaskerlerinden biridir. Manavgatlı olması sebebiyle Manav İvazağa diye de anılır. Cami tek kubbeli ve beş tane yarım kubbe ana kubbeye destek olmuştur. Tarihi yarımada kapsamındadır. İvazağa Anadolu ve Rumeli kazaskerliği yapmıştır. Camide 1998 yılına kadar Muhammed'in Sakal-ı Şerifi bulunmaktaydı. Ancak bilinmeyen bir şekilde ortadan kaybolmuştur ve ne olduğu bilinmemektedir. Avlu girişinin karşısında bulunan Mimar Mustafa Ağa çeşmesi restore edilmiştir ve hâlen kullanılmaktadır.

Photo ofPanayida suda kilisesi Photo ofPanayida suda kilisesi Photo ofPanayida suda kilisesi

Panayida suda kilisesi

Panayia Suda Rum Ortodoks Kilisesi; İstanbul Suriçi Ayvansaray Eğrikapı Caddesi üzerinde Tandır Sokak ve Kandilli Türbe Sokakları arasındaki yapı adasında inşa edilmiştir. Panayia Suda Rum Ortodoks Kilisesi’nin tarihi 9.yüzyıla dek uzanır. Tarihçi Theophanes, İmparator I. Nikephoros’un 810 yılında kendisini öldürmek isteyen bir kişiyi buraya hapsettiğini yazar. Yenilikçi İmparator olan Nikephoros bir ihtilal ile İkona yanlısı İrene’nin yerine gelir. Yaptığı mali ve askeri reformlarla ülkenin durumunu düzeltir. Döneminde Bulgarlarla yapılan savaşı kaybederek Bizans ordusunun kılıçtan geçirilmesine sebep olmuştur. 1583 yılında trypon tarafından hazırlanan kiliseler listesinde bu kilise bulunmaktadır. 1764 yılında ise hazırlanan Patrik Samuel listesinin başında Panagia Eğrikapı ismiyle listenin başında yer alır.19.yüzyılda yapı iki defa yeniden inşa edilmiştir. Rum Ortodoks kiliselerinde görüldüğü üzere yapı yüksek duvarlı bir avlu ile çevrilmiştir. Bina bir Bazilika olarak inşa edilmiştir. Yapı doğu ve batı ekseninde inşa edilmiştir. Kırma çatı ahşaptan inşa edilmiş olup Kuzey ve Güney yönlerine bakmaktadır. Binanın batı cephesinde İki katlı bir görüntü verir. Alt kattaki orta kapıdan nartekse girilir. İkinci katta galeriye ait 5 pencere bulunur. Çatı üçgeninde ise yuvarlak bir Roset pencere bulunur. Kilisenin içine girildiğinde payeler üzerinde Aziz Petrus ve Aziz Pavlus resimleri bulunur. Üste ise Hristiyanlığın önemli bir sahnesi olan Koimesis bulunur. Bahçede ise Timiazoni ayazması bulunur. Bizans döneminde Lycos deresinden başka su bulunmayan kentte Kiliseler bahçelerinde bulunan sarnıçlar ve Ayazmalardan dolayı ilave güç kazanmışlardır. Kilise bugün cemaat bulunmadığından dolayı kullanılmamaktadır. Yapı ile ilgili bilgiler Prof. Eva Şarlak’ın yüz kilise kitabından alınmıştır.

PictographMonument Altitude 131 ft
Photo ofEğri (Eğir) kapı Photo ofEğri (Eğir) kapı Photo ofEğri (Eğir) kapı

Eğri (Eğir) kapı

Skarlatos Byzantium’a göre sur etrafındaki bölge önceden Kharsia adıyla bilinmekteydi. Mahalle sakinleri kaliga adı verilen bir ayakkabıyı ürettiklerinden sonradan adı Kaligaria olarak değişmiş, 16. Yüzyılın ortalarına dek Osmanlı kayıtlarında “Mahalle-i Kaligarya” olarak anılmıştır. Bizans döneminde yerleşim bölgesi olan semte Osmanlı döneminde Ege adaları, Mora yarımadası ve Trabzon’dan Hristiyan göçmenler getirilip yerleştirilmiştir. Yapının sonradan Eğrikapı olarak adlandırılmasının nedeni kapının eğri olması değil kapı önündeki yolun Arapların kenti kuşattığı sırada şehit düştüğüne inanılan Hz. Blaherna sarayı, Tekfur sarayı Hafir’in türbesi yüzünden keskin bir dönemeç yapmasındandır. 1544 tarihli Osmanlı kayıtlarına göre suriçinde 1547, Mahalle- i Kaligarya’da ise 19 Rum hanesi bulunmaktaydı. Rum yerleşimi Panagia Suda kilisesi civarında yer almakta olup, bu yapının alt katında Aya Zonia ayazması bulunmaktaydı. 1949’da 40, 1955’te 27 Rum ailenin yaşadığı semt 6-7 olayları sonrasında Rumlarca terk edilmiştir.

PictographMonument Altitude 223 ft
Photo ofTekfur Sarayı Photo ofTekfur Sarayı Photo ofTekfur Sarayı

Tekfur Sarayı

Bizans imparatorlarının 12. yüzyıldan itibaren kullandıkları imparatorluk sarayı Blahernai’nin bir parçası olarak uzun bir süre varlığını sürdürdü. Sarayın, kim tarafından, ne zaman yaptırıldığı kesin olarak bilinmiyor. Yapı, 16. yüzyılda Avrupalılar Konstantin Sarayı (Palatium Constantini), daha sonra Porfirogenetos Sarayı olarak adlandırılıyor. Çevresine hâkim bir mevkide, şehir burçlarının muhafazası altında bulunan tarihi bina, eski kaynaklarda “Yüksek Bir Saray” olarak da nitelendirildi. Tekfur Sarayı, Bizans saraylarının son ihtişamlı devrinde imparatorlar tarafından kullanılan saraylar arasında yer aldı. Muhtemel bir isyana karşı imparatorların korunması için ideal bir konumda bulunuyordu. İstanbul’a 57 sene süren Latin istilasında, Tekfur Sarayı ve çevresindeki diğer imparatorluk yapılarının neredeyse tamamı yakılıp yıkıldı. Binaların çatı kaplamasındaki kurşunlar dahi eritilerek Venedikli tüccarlara satıldı.                    Fetihte Alınan İlk İmparatorluk Binası İmparatorun ikamet ettiği Tekfur Sarayı, İstanbul’un fethinde öncelikli hedefler arasında yer aldı. Fetihte, şehre giren müfrezelerin aldığı ilk imparatorluk binası olarak tarihe geçti. Saray, Edirnekapı ve Eğrikapı arasındaki sahada fethin en sıcak muharebelerine şahit oldu. Saray, sonraki dönemlerde onarılarak çeşitli amaçlarla kullanıldı. Piri Reis’in çiziminde üstünde çatısıyla birlikte resmedilen Tekfur Sarayı, 17. yüzyılda tekrar harabeye döndü. Bazı kısımları fil ahırı ve hayvanat bahçesi olarak kullanıldı. Daha sonraları cam ve çini atölyesine dönüşen saray, ürettiği çinileriyle şöhret kazandı. Hatta birçok cami inşaatında “Tekfur Sarayı çinileri” tercih edildi. Kendi adıyla marka değerine ulaşan bu çiniler, Sultan III. Ahmed Çeşmesi, Hekimoğlu Ali Paşa Camii gibi tarihî yapıları süsledi. Kaşıkçı Elması Tekfur Sarayı’nda bulundu 20.yüzyılın başlarında dört duvardan ibaret olan saray, 1955-1970 yılları arasında geçirdiği tamiratlarla ayakta kalmayı başardı. Bir dönem şişehane olarak da kullanılan yapı, kentte bulunan en önemli cam üretim merkezlerinden biri oldu. Bu dönemdeki kâgir yapının çevresinde, mumhane, bakır kap kacak imalatı, fişek ve barut ile ilgili imalathaneler bulunuyordu. Topkapı Sarayı’nda ziyaretçileri kendine hayran bırakan Kaşıkçı Elması’nın Tekfur Sarayı’nda bulunduğu rivayet edilir.

PictographReligious site Altitude 213 ft
Photo ofhançerli Panayia rum kilisesi (Panayia Hançeriotissa) Photo ofhançerli Panayia rum kilisesi (Panayia Hançeriotissa) Photo ofhançerli Panayia rum kilisesi (Panayia Hançeriotissa)

hançerli Panayia rum kilisesi (Panayia Hançeriotissa)

Panayia Hançeriotissa Rum Ortodoks Kilisesi; İstanbul Suriçi Edirnekapı Ulubatlı Hasan Sokakta 1836 da yeniden inşa edilmiştir. Kilisenin geçmişi çok eski dönemlere uzanmaktadır. İkonalaşma döneminde taraftarların toplandığı ve ayinlerin yapıldığı bir kilisedir. Kilisenin içinde bulunan Ayia Paraskevi Ayazması bulunmaktadır. Yapının mimarı Kosta Kalfa olarak belirtilmektedir. Bu bölgede Kariye Kilisesi dışında bu yapının bulunması önemlidir. Kilise yüksek duvarlarla çevrilmiş bir avlu içindedir. Avluda demir can kulesi bulunmaktadır. Yapı üç nefli bazilika olarak yapılmış olup doğu ve batı ekseninde konuşlanmıştır. Yapının dış cepheleri kırma taş malzeme ile yapılmış olup üstleri sıvalıdır. Yapı Ahşap ve kiremit bir kırma çatı ile örtülmüştür. Dikdörtgen formundaki narteks düz bir çatı ile örtülmüştür. Doğuda yarım yuvarlak bir apsis bulunur. Dış cephesi sade olan yapıda devşirme malzemeler kullanılmıştır. Nefler arasında ahşap beş adet kare kesitli sütun ayırmaktadır. Sütun başlıkları ahşaptan olup ion şeklinde stilize edilmiştir. Narteksteki merdivenlerle galeriye çıkılmaktadır. Bu yapı ile ilgili bilgiler Prof. Eva Şarlak’ın Yüz İstanbul Kilisesi kitabından alınmıştır.

PictographMonument Altitude 187 ft
Photo ofSurlar

Surlar

Comments

    You can or this trail